Mankurtlaştıramadıklarımızdan Mısınız Ki?

Türk Aile şirketleri yönetimi; şirketi kuran patronun kişisel kültürü çerçevesinde yapılanmakta; 10 kişilik bir şirketi nasıl yönetiliyor ise 1000 kişilik şirketi öyle yönetimektedir… Türk iş adamları ve yöneticilerinin tarih bilincihem bugün makro ekonomi-politik değerlendirmesinde hem de gelecek stratejilerini belirlemesinde çok önemlidir. Türk aile şirketleri OĞUZ TÖRÜG ü güncelleştirip, bir üst seviye geçiremediklerinden çeşitli medya organlarınca ve global organizasyonlar ile  “mankurtlaştırılmakdadır. POST TRUTH, DEZONFORMASYON yayan global ve yerli işbirlikçi medya/sosyal medya, film ve kitaplar sağlıklı düşünmeye engel olmaktadır. Analiz ve sentez yeteneğinden uzaklaşan AİLE ŞİRKETLERİ üyeleri bir şirket kitaplığı kurarak ORTAK TÜRK TARİHİkitabını bütün yöneticileri ve çalışanları ile okumalarını öneriyorum. Bu altı cilt eser hakkında kitap tanıtıcı bilgilerinden alıntı yapacağım. Ayrıca sosyal sorumluluk projesi olarak Tüm şirket yöneticilerin bu kutlu yayını  lise, üniversite , halk kitaplıklarına ,Türk Ocaklarından  başlıyarak tüm dernek ve vakıflara hediye etmesinin mankurtlaşmakdan –post truth-kurtulma adına çok önemli bir önemi vardır. Kültür dildir. Dilim ses bayrağımdır. Düşlerimin sınırını dilim belirler. Türk tarih bilincine sahip olmadan hiçbir yönetici şirketinin stratejini belirleyemez. Lucien Arkas’a başarısının sırrı sorulduğunda tarih okumam der, bir röportajında. Paradigma kayması yaşıyoruz. Kurumsal şirketlerde ise yıllardır yabancı gurulardan ithal ettiğimiz kurum kültürü ve yönetim modeli ile yönetmeye çalıştık. Bünye yabancı bir organ gibi kabul etmedi. Kendi kültürümüze yabancılaştık, Köklerimizden uzaklaştık. Türk şirketlerinin yenileşim gücü aleyhine yapılan operasyonel amaçlı sosyal bilim ve kurum kültür modeli ithaline Türk iş düşünürleri ve yönetim danışmanlık şirketleri yanıt veremedi ve Türk Kültüründe referans gösterecek kaynakların sınırlılığı hep yabancı uzmanların bakış açısı ile yetinmemize yol açıt. Özüne düşürsen düşünürsün. Türkçe bilim üretmek ve Türk şirketlerine özgü bir yönetim modeli önermek için tarih bilinci gereklidir. Ortak Türk Tarihi yayını ortak akıl için iyi bir kaynak. Buyrun.

Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi (YTSAM) hazırladığı 6 ciltlik ve toplamda 3240 sayfalık Ortak Türk Tarihi adlı eser, müşterek bir maziyi bilimsel esaslar çerçevesinde yeni bilgiler ve yaklaşımlarla ele almakta olup Türk dünyasında tarih birliği köprüsünü kurmaya yönelik ilk adımlardan biridir. Eser aynı zamanda akademisyenler başta olmak üzere akademisyen adaylarına, Türkolojiye ve Genel Türk Tarihine ilgi duyanlara hitap etmektedir. Alanında ilk olma özelliği taşıyan bu eser, günümüzde çok geniş bir coğrafyaya hâkim olan ve mensubu olmaktan gurur duyduğumuz Türk milletinin, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahip olduğunun da apaçık ispatıdır. Türk Milleti, tarihin en eski devirlerinden itibaren var olmuş ve dünya tarihinin şekillenmesine tesir etmiştir. Ortak Türk Tarihi projesinde yer alan bölüm yazıları, Türk Cumhuriyetlerinin değerli tarih araştırmacıları ve Türkiye’de görev yapan uluslararası alanda ve sahalarında isim ve kariyerlerini ispat etmiş bilim adamları tarafından kaleme alınmıştır. ‘Ortak Türk Tarihi’ projesinin ilk dört cildi başlangıçtan 15. yüzyılın sonuna kadar olan Türklerin ortak tarihi dönemini anlatan yazılardan oluşmaktadır. 4. cildin sonunda bugünkü Türk dünyasını genel olarak değerlendiren bir bölüm ve başlangıçtan 16. yüzyıla kadar olan tarihi dönemi kapsayan kronoloji bulunmaktadır. 5. ciltte ortak tarih alanını tamamlayıcı mahiyette Türklere ait dil, din, mitoloji, destan, sanat, bilim ve düşünce konularıyla ilgili yazılar bulunmaktadır.Altıncı ciltte İslamiyet Öncesi Türk Eserleri ve (Kök)Türk Harfli Yazıtlar başlığı altında özgün belgeler ve görüntüler ışığında Türk tarihinin bilinmezlerine kapı aralayacak “kaya üstü tasvirler”, “damgalar”, “kurgan ve mezarlar”, “heykel ve balballar”, ve (Kök)Türk harfli yazıtlar konu edinilmiştir. Toplamda 45 bilim insanının 50 bilimsel özgün yazısının yer aldığı 6 ciltlik külliyatta ayrıca merhum Prof. Dr. Halil İnalcık’ın 1999 yılında Osmanlı Projesi için hazırladığı “Osmanlı Tarihine Toplu Bakış” yazısı da yer almaktadır.

Türk asıllı İranlı büyük filozof Daryush Sayegana diyor ki”“Kendilerini kaderin ellerine bırakan, bütün eylem hevesleri geçen, talihsizlik sonucu tüm değerlerin yer değiştirdiği heterojen bir dünyada yaşayan ezilen halklar sonunda yarı felçli bir bakış açısı edinmeye başlarlar. Bu bakış hep yarı yarıya felçlidir:Ötekini eleştirdiğinde kendisini ülküleştirir; bir şeye saldırdığında başka bir şeyi kutsar. Aynı anda iki sicil üzerinde kalamaz; hem soran hem de cevap veren olamaz, yani olumlu ve olumsuz nedenlerin üzerinde, her tür nesnelliğe bağlı eleştirel bir tutumu yoktur.” (Daryush Shayegan, Yaralı Bilinç,s. 152) “Eleştirellikten yoksunluk ve bunu perçinleyen kutsallaştırma, dahası dikkatini sorulardan çok yanıtlara odaklayan bu yaralı bilincin var ettiği nesneler hemen her yanımızı kaplamış ve hatta benliğimizi dahi işgal etmiş durumdadır. Tuhaf denemeyecek kadar vahim, acınası düşünce yapıları var eden bu bilinç, olur olmaz verileri harmanlamada, birbiriyle hiçbir ilişkisi olmayan tutumları birleştirmede, öncelik ve sonralık ilişkisini altüst etmede ve her şeyi birbirine karıştırmada derhal işe koşulur. Ve neticede anlamdan yoksun, çarpık ve hatta çarpık olmaktan öte kelimenin tam anlamıyla boş, bomboş fikirler birbirine kenetlenerek, sürekli bir melezlemenin sonucunda her şey birbiriyle ilişkilendirilmeye çalışıldığından ortaya darmadağınık fırça darbelerinden oluşan berbat bir tablo çıkar Shayegan bunu ‘gerçek-altı dünya’ şeklinde tanımlar.”

YENİ TÜRKİYE YAYINLARI sahibi ve genel yayın yönetmeni Ülker Güzel hanımefendi ne kutlu bir iş yapmıştır ki 19 mayıs 1919 Kurtuluş Savaşımızın başladığı günün 100. yılında. 

Tüm şirketler gazetelerde ilan verip, tv de reklam yayınlayacaklarına bu altı cilt eserin tüm şirket kitaplıklarına, tüm lise, üniversite kitaplıklarına tüm dernek ve vakıflara ulaşmasında destek olsalar. Ayrıca Yeni Türkiye Yayınları bu kutlu eseri elektronik ortamda makale makale yayınlasa ve ücreti karşılığında pazarlasa hem ekonomik hem de dijital bir iş yapmış olur. Türk Kültürü paylaşılan tarih bilincidir. Tarih bilinciniz yok ise mankurtlaşırsınız , Milyar dolar şirketin sahibi olsanız ne olur CEO su olsanız ne olur. Ortak akılın tek formülü var ortak Türk tarihini okumak. Ondan sonra banka sahibi bir milyarder gider malta vatandaşı olur… İngiltere 1919-1920 yılları arasında 145 kalburüstü Türk asker, devlet adamı ve yazarını Malta’ya sürgün edip, Türk milletini başsız bırakarak Türkiye’yi ortadan kaldırmayı düşündü. İngilizler İstanbul’da Türklerin gerek mahkemelere, gerekse idamlara tepkisi üzerine 28 Mayıs 1919 gecesi Bekirağa Bölüğü Hapishanesi’nden 67 kişiyi gözetim altına aldılar. HMS Ena isimli gemiyle Eylül ayında bunların 12’sini Mondros’a, diğerlerini  Malta’ya götürdüler. Fransızlar Türk esirlerin yurt dışına çıkarılmalarına itiraz edince, bunun Türk tarafının isteği üzerine yapıldığını bahane ederek, Malta’ya esir göndermeye devam ettiler. Son Osmanlı Meclisi İstanbul’da toplandı. 16 Mart 1920 günü İngiliz polisi Meclis’in kapısına dayandı. Mustafa Kemal’in yakın arkadaşlarından bazı mebuslar tutuklandı.1920 yılında Malta’ya sürülenler öncelikle Kemalistlerdi. Malta Sürgünleri arasında kimler yoktu ki? Eski sadrazam Sait Halim Paşa, Meclis başkanı Halil Menteş, Mebusan Meclisi Reisi Hacı Adil Bey, Şeyhülislam Hayri Ürgüplü, bakanlar: Mithat Şükrü Bleda, Rauf Orbay, Kara Kemal, Ahmet Şükrü, tanınmış milletvekilleri:  Zülfü Tigrel, Arif Fevzi  Pirinççioğlu, Ali Çetinkaya,  valiler: Hasan Tahsin Uzer, ordu komutanları: Ali İhsan Sabis, Fahrettin Türkkan, büyük yazarlar: Süleyman Nazif, Aka Gündüz,  seçkin profesörler: Ziya Gökalp, Ahmet Ağaoğlu, gazete başyazarları: Celal Nuri İleri, Hüseyin Cahit Yalçın, gibi tanımış  isimlerin  hepsi bir arada idi.

POST TRUTH, DEZONFORMASYON yayan sosyal medya, medya, sinema, edebiyat vb. tüm kültürel emperyalizm zihin kalıplarınıza virüs bulaştırır,düşünemezseniz ve farkında bile olmazsınız.Çünkü siz artık gerçek altı dünya da yaşıyorsunuz. Post truth ile türk tarih bilinciniz, Türkçe konuşmanız ,yazmanız önemsizleşmiştir. Siz Hiçleşmiş ve sadece batı kültür emperyalizminin tüketicisi konumuna düşer starbucksss da lattte içer, hammburger yer, cofffee içer, lüxx marka ya da çakmasını giyer selfii çeker yaşarsınız. Mankurtlaştınız ve farkında bile değilsiniz. İçin bir antidepresan , yoga yapın ya da Hindistana gidin osho ile ommm . Araplaşmak, arap gibi düşünmek ise mankurtlaşmanın başka bir çeşitidir.

Aile şirket hissedarları ve Kurumsal şirket yöneticilerinin şirketlerinin geleceğini tasarlamak için tarih bilincinde olmaları kritik bir eşiktir. Bilinç yaydır, Düşünce oktur.

Bilim kurgu öyküler ile gelecek tasarlanabilir. Sabret gönül bir gün olur bu hasret biter, çekilen acılar gün olur geçer der Karacaoğlan.

Akıllı evde yaşamanın keyfi başka,diye düşündü Karacaoğlan. Güneş enerjisi ile kendi enerjisini üretim en uygun zamanlarda akıllı bulaşık makinan bulaşıkları yıkar, akıllı çamaşır makinan çamaşırları yıkar fuzzy logic seviyesinde ipek gömleklerin uygun sıcaklık ve detarjanla yıkanırken kristal bardaklarında asla çizilmez. Akıllı buzdolabın gereksinimin duyduğun tüm gıda maddelerini sipariş verir ve akıllı robotun sen yokken tüm siparişlerini dolaba yerleştirir ve evi temizler. Akıllı kliman akıllı araban ile iletişime geçerek yol durumuna göre evi istediğin neme ve sıcaklığa ayarlar. Akıllı robotun yüzünden ve beden dilinden stres dereceni ölçerek sana hoşlanacağın müziği çalar, yemeklerini hazırlar, içkini bardağa koyar ve artırılmış gerçeklikle güzel bir film seyrettikten sonra güzel bir oyun ile adrenalini yükseltir. Akıllı bir eve sahip olmanın en güzel tarafı aklını başından almasıdır. Algoritmalar akıllı evin algoritmasını baştan çıkartmak için sürekli alternatifler önerirler ve akıllı evinin algoritması artık senin adına yaşamını tasarlar. Senin ne istediğini senden daha iyi bilir ve verir. Algoritmalara göre giyinirsin, yersin, içersin ve en uygun dna sı olan olan havva’ya spermini gönderip bir bebek sahibi olursun. Akıllı robotun ona bakar,büyütür. Senin yapman gereken tek şey life style algoritmanı seçmek.Transhuman Karacaoğlan ve Zeynep için evrimin tüm olasılıkları ortadan kalkmış, yapay cennet yaratılmıştı. Yapay öğrenme ile büyük veriyi analiz eden veri madencileri her “Zeynep ve Karacaoğlan” çifti için özel cennet tasarımını bloookchaaain ile finanse ediyordu.off.of.off.of.

Yazar
Cahit GÜNAYDIN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen