Yemek 

Şu sıralar hayatımı özetleyen iki kelime, “okumak” ve “yazmak”. 

Bugün menümde olan his, “özdeğer”[1]

En bana ait hissettiğim şey, “zaman”. 

Ve hakkında konuşmak istediğim konu, “yemekler”. 

Mevzu bahis yemekse, “yapan” için de “yiyen” için de önemi olan üç şey var: “Yeterince var mı?”, “Besleyici mi?”, “Tadı güzel mi?”. 

Malumunuz, olabildiğince iyi çalışması ve iyi bir performans göstermesi için vücudun uygun bir besin karışımına ihtiyacı vardır. Bu bağlamda yemek, yaşamsal açıdan bir zorunluluktur. Doyuruculuğu ve besleyiciliği, hayatta ve sağlıklı kalmak bakımından hayati önemdedir. Lezzeti ise, meselenin biraz daha sanatsal ve bilimsel kısmını oluşturur. Doyuruculuk ve besleyicilik dengesini kurmayı gerektiren lezzet, aromayı ve tadı kombine eden/sentezleyen bir deneyim ve maharet de ister. İyi bir tat detektörü olmak da lezzet algısına ciddi bir katkı sunar.

Ve fakat yemek, hayatta kalmaktan daha fazlasıdır. Bir keyiftir de. Hatta diğer aktivitelerden daha fazla sevilen bir eylemdir. Bazı yemelerimiz açıklıktan ve kalori ihtiyacından ziyade zevk amaçlıdır. Bu tür yemeler, “hedonik” açlık kapsamındadır. Yeterince tok ve doygun olunsa bile “tatlı” için midede bir şekilde yer bulunması ve sadece bir ısırık diyerek girişilen tatlı tabağının üç-beş ısırıkta bitirilmesi hedonik iştaha alâmettir mesela. Yemeğin tadını çıkarmanın ve keyfine varmanın elbette ki yanlış bir yanı olamaz. Ancak hedonik iştah abartıldığında, zevk tuzağına düşülebilir. Yemek yemek, düşük seviyeli bir bağımlılık hâlini alabilir. Ve “yaşamak için yemek” yerine “yemek için yaşamak” şeklinde özetlenebilecek suni bir beslenme alışkanlığı ikâme olabilir. Bu durum, sağlığa ciddi bir darbe vurup korkunç bir sağlık krizini dahi tetikleyebilir. Nitekim bugün Amerika’daki obezite oranı, %40’ı aşmış durumdadır. Dünya genelinde, 1.9 milyar yetişkin aşırı kiloludur. Ve dünya genelinde en fazla reçetelendirilen ilaçlardan biri, kolestrol ilaçlarıdır. Kalp hastalıkları, kanser ve diyabet de oldukça yaygındır. Hatta diyabet, çocuk ve genç nüfusta arşa çıkmış vaziyettedir. 300 milyon civarında diyabet hastasıyla, dünya adeta bir diyabet salgını altındadır. 

Wendell Berry’e göre yemek, tarımsal, ekolojik ve politik bir eylemdir. Günümüz gıda endüstrisi, kalite ve sağlıktan çok hacim ve fiyat odaklı işlediği için Berry, insanların kendilerini gıda ekonomisinin bir parçası addetmesi ve ne yedikleri ile yedikleri yiyeceklerin nereden geldiği ve nasıl yetiştirildiği hakkında sorumluluk almaları gerektiğinin altını çizer. Haksız sayılmaz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün [FAO] 2016 verilerine göre, dünyada 1.5 milyar sığır, 2.2 milyar baş koyun ve keçi, 25 milyar civarında kanatlı mevcuttur. Uzmanların verdiği bilgiye göre, dünyaya sığabilecek çiftlik hayvanı sınırına ulaşmış durumdayız. Et üretimindeki arazi, su ve sera gazı salınımları da artık sürdürülemez bir noktaya ulaşmıştır.Dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az %14.5’inin kaynağı hayvan yetiştiriciliğidir[2]. Bu oran, hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksektir.

Ve görüldüğü üzere yemek, lezzet’ten de fazlasıdır… 

Yemek, insan deneyiminin evrensel bir parçasıdır. Yaşantımızın ve geleneklerimizin merkezi olgusudur. Bir kimlik ve kültürdür. Hem yerel hem küreseldir. Ve ne yazık ki birçok nedenden dolayı güvenli veya güvensiz olabilmektedir. Sağlıklı beslenme ve gıda güvenliği, hepimizin ortak mesuliyeti ve ödevidir. Hazır pandemi, tüm dünyaya ve insanlığa “gıda güvenliği” adında hakiki bir beka sorunu olduğunu hatırlatmışken işbirliği içinde birlikte çalışmayı bu mesuliyeti ve ödevi yerine getirmek için bir imkân sayalım. Ve bu birlikteliğe Berry’nin tavsiyesine riayet ederek katkı sunalım…

İyi haftalar. 

[1]Özdeğer, insanın kendine atfettiği değere ve öneme ilişkin öznel duygusal değerlendirmeyi yansıtan tanımlayan bir terimdir. İnsanın kendisi hakkında nasıl hissettiği, ne düşündüğü ve kendisine nasıl davrandığıyla ilgili bir kavramdır. Bir nevi kendini görme şeklidir. 

[2]Hayvanların sindirimi, atmosfere metan gazı salar. Doğadaki en büyük metan üreticilerinden biri, inek sürüleridir. 

Yazar
Nilgün DAĞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen