40 Makâm 40 Anlam 

40 Makâm 40 Anlam. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 80. yılı anısına yayımlanmış değerli bir yazın ürünü. 

Zevkle okudum. Hem kulağa hem zihne hem de gönle hitap eden bir kitap-albüm aslında. Makâmların psikolojik etkisinin tahlil edildiği, anlamlarına ve duygu dünyalarına dair açılımların yapıldığı kıymetli bir yapıt. Mûsikînin bir sanat alanı olmaktan çok bir kemalât yolu olduğuna odaklanan ve okuru kendi içine doğru bir keşif seferine davet eden keyifli bir eser. İki bölümden oluşan eserin birinci bölümünde, müzik geleneğimiz ve müziğin temel kavramları [makâm, perde, usûl vb.] konu edilirken ikinci bölümünde 40 makâmın anlamları ve çağrışımları açıklanır. 

Kitapta, mûsikîye ilişkin terimler teknik bir muhtevayla kuru ve didaktik bir üslupladeğil; insanın içine ulaşan ve kendi dünyasında karşılığı olan kıvamlı bir anlatımla takdim edilir. Mesela makâm“belirli bir duyguyu, düşünceyi, anlamı simgeleyen müzik renkleri” olarak tariflenir. Her makâmın ayrı bir karaktere, renge, özelliğe sahip olup bir duygu nüansını ifade ettiği ve insandaki bir halet-i ruhiyeye karşılık geldiği aktarılır. Şöyle denir:

“Aklınız karışık, gönlünüz meşgul ise, içiniz daraldıysa Rast makâmını dinleyin. Hemen ferahladığınızı, içinizi bir huzurun, sükûnetin, sekînetin kapladığını göreceksiniz. İçinizle birleştiğinizi, evrenle bütünleştiğinizi, her şeyin size daha yumuşak, daha doğal, daha tatlı gelmeye başladığını hissedeceksiniz. İşiniz rast gidecek, içiniz rastlaşacak… İçinize bakarken özünüze rastlayacaksınız.”.

Kısaca ve açıkça, “makâm ruhun otağıdır” der yazar. “İnsanın içindeki her bir manevi âlemin müzik diliyle ifadesi”dir. 

Yine usûl, “aşka eşlik eden şevk yolları”na benzetilir ve “nağmelerin, makam terennümlerinin gidişatını, yürüme şeklini belirleyen adımlar” şeklinde betimlenir. Ve denir ki:

“Usûl, kabaca ritim olarak anlaşılabilir. Ritim hayatın esasıdır. Çünkü evrende bitmeyen vuruşlar vardır. Her an duyduklarımız kadar duymadığımız sesler, sonsuz vuruşlar, tik-taklar, pat-patlar, gelgitler vardır. Susarken bile kalbimiz çarpar, kendi bedenimizde kanın akış, mide salgılarının salgılanış sesleri devam eder. Bunları işitmeyiz. Bütün evrende buna benzer sonsuz sayıda sesler salınmaya ve ritimler vurmaya devam eder. Bunların hepsini işitmeyiz, ama ritimlerden mutlaka etkileniriz.”.

Müzik, duygu ve zevk üreten verimli bir şubedir. Devadır. Çoğunluk onu bir boş vakit eğlencesi olarak görse de o bir edep yoludur. Kendini ve özünü bilmede/bulmada eşsiz bir imkândır. 

İyi haftalar

Yazar
Nilgün DAĞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen