An ile Meşk

Bir dizi, bir kaç kitap, mutfakta çayın kaynayan suyu, makinede koca günün temizliği, dibin bucağın temizlenmiş tozu kiri ardından yıkanan toz bezleri, balkonda asılı mis gibi kokan çarşaflar, kanepede uyuyan kedi, kirli sepetinde sıra bekeyen çamaşırlar, cama vuran yağmur, örgü sepetinde renk renk çileler, ocakta azıcık dibi dutmuş sebze yemeği, yalnızlığın sessiz ama huzurlu melodisi… Dün yaşadığımız her ne ise, ya da bugün… Yarınlar için umut, bilinmeyenler için güç değil midir? Hayatın taptaze ‘an’ nefesi değil midir? Dünler geçti… Ardında canımızın en içine kör düğüm olan geçmeyenleri bağlayarak, Bugün; iyi-kötü tadı elimizde, dilimizde bitmek üzere..! Görebilirsek sabahın güneşini, yarına uyanacağız demektir… Hayallere, hedeflere, planlara… Uyanışsa umut, umutsa uyanmak… Huzursa gece.

Sabah ola hayrola, yarın ola aşk ola.

Hâlâ nefes alıyorsak. Toprak hâlâ ayaklarımızın altındaysa…

Barışmak gerek dünya ile… Sevgi ekmek gerek gönüllere…

Ve el sıkışmak gerek yüreğin misafiri her duyguyla.

Adı ne olursa olsun. Acı, mutluluk, hüzün, sevda…

Çünkü hiç birisi “hep” değil. Şimdi ne varsa elde, dilde, gönülde…

Bugün var, yarın yok.

Yarın bugün, bugün dün olmdan önce, beslemek gerek Hak’ka güveni. Huzurun, huzurda huzurlu şifasını.

Nefes nefes, buram buram!

Eylül serinliğinde.

An’da anla meşk ile,

Yazar
Canan ASLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen