Sağduyu

Bir insanda aranması gereken üç özellikmiş; zekâ, kalp ve dürüstlük. Sonuncusu yoksa eğer diğerlerini hükümsüz görmüş sözün sahibi. Vardır onu bu noktaya getiren bir bildiği elbette.
Ama hep ilk ikiye daha çok prim veriyoruz sanki. Ya da üçüncünün olmadığını acı izler ve bedeller bırakan tecrübelerden sonra fark ediyoruz.
En büyük savaşı hoşgörü sınırlarıyla, suistimalin ne kadarına tahammül edebileceğimiz arasında veriyoruz zaman zaman. İncinmek bahasına… Ancak, verdiğimiz her şans, zaten kemiğe dayanmış bıçağı daha da derine itmekten başka bir işe yaramıyor… 
Ve en büyük soru beynimizi yakıyor, kalbimizi acıtıyor.
Değer mi?
Kriter netmiş oysa. 
Farkedememişiz.
Dürüst olmayan hiçbir fedakârlığı hak etmezmiş meğer.
Yalan söyleyen kişi her kim olursa olsun vazife dışında hiçbir fedakarlığı hak etmiyormuş.
Hele ki kendimizden taviz vermeyi asla…
Dürüstlük en önemli eşik.
Olmazsa ‘olmaz’, en önemli eşik…
Acaba sorusunu akla yönelten teredddüt bu noktada önemli bir his. 
Ama tereddüt noktasına gelmek önemli ise de kaç tereddüt hakkımız olduğuna karar vermek yine vicdanımızın işi.
Başka bir tecrübe sahibi de öyle söylemiş. Noktanın yeri tereddüt edilen yermiş.
Cümlenin sonunu beklemeye gerek bırakmadan.
Ama ki ben yine de vicdanımın sesini aklımınkinden daha fazla duyuyorum galiba.
Bir kerecik daha!
Bir şans daha!
Canım sağ duyum.
Kaç tereddüt bir nokta etmeli?
 
Yazar
Canan ASLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen