İç İçe

 
Bi anlayabilsek, 
 
Hayatın tüm yükünü içimizde taşıyabilecek kocaman bir yüreğe sahip olduğumuzu?
 
Bi anlayabilsek, içimizin dışımızdan çok çok daha engin olduğunu?
 
Bi anlayabilsek her savaşı içimizde yaşayıp, her zaferi içimizde kazanabileceğimizi?
 
Bi anlayabilsek, döküp saçmadan duyurup paylaşmadan, her yangını içimizde söndürüp, her fırtınayı içimizde dindirebileceğimizi?
 
Bi anlayabilsek, tüm bunlar için, hiç kimseye değilde, her zerrenin, her yaratılanın kimsesi olan, tek bir “kimseye” ihtiyacımız olduğunu?
 
Bi anlayabilsek, susmanın konuşmaktan, hüznün mutluluktan, göz yaşının tebessümden daha arındırıcı olduğunu?
 
Bi anlayabilsek, gerçek vuslatın sadece içimizde olduğunu ve onun yolununda çile aşk ve hiç likten geçtiğini?
 
Bi anlayabilsek, hayır anahtarının kaianatta bir yerlerde değilde, içimizde bir yerlerde olduğunu?
 
Hasılı bi anlayabilsek, içimizin dışımızdan daha zengin olduğunu?
 
Bi anlayabilsek, gerçek bilmecenin içimiz olduğunu?
 
Bi anlayabilsek ???
Herşeyin, 
Hem çok zor, hem çok kolay,
Hem çok gizli, hem çok aşikar 
Hem çok uzak, 
hem çok yakın olduğunu… 
Ve,
Sadece “O” olduğunu…
 
Onun da aslında biz, bizim de aslında o olduğunu…
 
Ayrının da gayrının da bir olduğunu…
 
Çile Tezgâhı
 
Zaman şimdilerde fark ettiriyor ki hakikaten kadın ya da erkek farketmeksizin bir çok insan öylesine yaşıyor. Dizi repliğinde  dediği gibi karakterin, ‘dünyada yaşamıyor sadece vakit dolduruyor’ çok kişi. Aynen yeni moda temizlik robotları gibi. Kendilerine yüklenen sınırlar içerisinde, kimseye görünmeden, sessizce sürekli hayatın döküntülerini süpürüp, temizleyip, yutup, tolere eden insanlar…
Kendine kör, kendine sağır, kendine dilsiz insanlar. Eğer şanslılarsa bozuluyorlar. O bozukluk kendilerini görmelerini, seslerini duymalarını, duyurmalarını sağlayabiliyor belki. 
Uyanış, diriliş, fark ediş… 
Sonra yöneliş… 
Kendine, özüne, hakikatine…
Bozulmuyorsa..? Alarm vermiyorsa..?
Role, ezbere, oyuna devam.
Nereye kadar?
Allah biliyor.
Kaderin, şükrün, tercihlerin, sabrın ne olduğunu çok mu yanlış anladık?
Bozulana kadar dayanmalı mı insan kendini yok saymaya.
Akıl, ruh, beden…
Var mı yedekleri? 
Ya da değişimlerini sağlayabilecek bir yetkili servis?
Bu dünya sahiden çile tezgâhı mı?


Yazar
Canan ASLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen