Günaydın

Günaydın Sevgili Gün…
Günaydın güneş.
Günaydın derem.
Günaydın ağaçlarım.
Günaydın köprüm.
Günaydın her sabah beni keyifle ağırlayıp mutluluk veren sallanan sandalyem.
Günaydın fesleğenlerim.
Günaydın orkidelerim.
Günaydın kaktüsüm…
Günaydın her sabah bıkmadan tüm sevgi dolu aydınlığı ile yüzüme gülen, dünyaya ve sevdiklerime bir avuç pencere olan telefonum.
Günaydın her sabah beni aynada en gülen, en sevgi dolu hali ile karşılayan gülen yüzüm.
Günaydın gönlümün sürgünü bedenim. Elim, ayağım, tenim…
Günaydın gözüme, gönlüme aydınlık olan, yüzüme sevgi dolu bir tebessüm bırakan her şey.
Ve günaydın, ‘günaydınım’…
Günaydın yeni günü bana lütfeden Rabbim…
En sevgilim.
Sevgili… Sevgi’li.
Sevgi.
En çok sana günaydın.
Biliyorum ki varsa duyguların bir hükümdarı işte o sensin. Sevgi.
Aldığım ve verdiğim her nefesi, içinde olduğum her anı, içinde taşındığım ve taşıdığım her yaratılmışı kut’lu kılan “SEVGİ”.
Ve içinde sevgi olan ne varsa “SEVGİ’Lİ”.
Sevgili ise şifalı.
Ve sevgiliniz.
İster eşiniz, anneniz babanız, evladınız, dostunuz, arkadaşınız, komşunuz, kediniz, kuşunuz, köpeğiniz, kuzunuz, ineğiniz, çiçeğiniz, kitaplarınız, tasınız, tarağınız, kabınız kacağınız, yatağınız yorganınız… Bastığınız toprak, içtiğiniz su, soluduğunuz hava,  size gülümseyen güneş…
Ve âlem. İçinde olduğunuz ve içinizde olan.
Sevgi’li ise, ” SEVGİLİ” değil de ne?
O zaman günaydın sevgi’ye. 
Ve içinde sevgi olan tüm sevgi’lilere..!
Hayatı, aydın kılan tüm sevgililere.

Hiç

Öğrendiğim şu ki gerçekle yüzleşmek, sevdiğinin, yere göğe koyamadığının, aslında kim olduğunu, gerçek ederini bilmek, abartılmış sevgi perdesini aralayınca anlaşılabiliyor. Çok sevmemek lâzım. Ki o sevgi, gözü kör, yüreği sağır etmesin. Farkında olmadığımız bir tapmaya dönüşmesin.
Gerçeği bildirsin. Hakkını verdirsin.
Sonrası dozunda olsun. Kararınca olsun.
 Neyse dersin ya hep…
Görmezden, bilmezden, duymazdan gelirsin ya.
Kıyamazsın, feda edemezsin ya.
Adını koyamadıkların; engel olur, set olur, ket olur ya… Had bildiremezsin…
Sünger çeker acına, merhem yapar yarana.
“La havle” der devam edersin ya.
Taa ki son damla bardağa düşene kadar…
“Neyse” der, “boş ver” der, “hiç” der,
Taşmadan,taşımaya devam edersin ya…
Yüreğinde, emeğinde ve sevginde.
“Neyse” dersin…”Neyse” ya.
İşte hep abarttığın sevgin ve sevginin peşine düşen sabrın yüzündendir.
Ah gözün kör olmasın sevgi.
Olmasın ki ne aptal aşık olalım, ne basiretsiz hayran, ne de ahmak sevgili.
Yoksa maskara eder kör sevgi.
Önce seni sana ve sonra el aleme!
Ve susturur sonunda.
“Ben ettim ben buldum.” diyemezsin de “hiç” dersin.
“Hiç.”
Yazar
Canan ASLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen