Hukuk Kimin Umurunda

 

Kimilerinin “Gezi Davası” kimilerinin “Osman Kavala” davası dediği dava sonuçlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala’yı ağırlaştırılmış müebbete diğer sanıkları da çeşitli cezalara mahkûm etti. Yargılama sonrası genel kanı kararın hukuk dışı olduğu yönünde. Ben yıllardır Soros’un Türkiye’deki uzantısı olan Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye aleyhindeki faaliyetlerin odağında olduğuna, çeşitli ülkelerde gerçekleştirilen kadife devrim diye nitelendirilen darbelerin arkasında Soros ve Soros ile irtibatlı çevrelerin olduğuna inanan biri olarak, Osman Kavala’nın sütten çıkmış ak kaşık olmadığını düşünenlerdenim. Ama bu görüşüm hukuk dışı bir kararı hukuki olarak görmeme neden olamaz. Hem hukukçu olmadığım, hem de dosyayı incelemediğim için net bir görüş beyan etmem mümkün olmamakla birlikte; daha önce aynı delillerle beraat etmesini, mahkeme başkanının daha önce Ak Partiden milletvekili aday adayı olmasını,  karşı görüş beyan eden hâkimin karşı görüş metninde ileri sürdüğü gerekçelerin güçlülüğü ile birlikte değerlendirdiğimde, kararın hukuka aykırı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu düşünüyorum. Umarım yüksek yargının kararı ile hatadan dönülür… 

Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız  “Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu. Bu adam gezi olaylarının perde arkasıydı, koordinatörüydü. Yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi. Bu kararda belirli çevreleri ki, malum çevrelerdir rahatsız etti. Kusura bakmasınlar bu ülkede hukuk, yargı var.”  demişse de, ben sade bir yurttaş olarak, bu konuda daha fazla yorumda bulunmayacağım. Zira karar henüz yüksek yargıda görüşülüp kesinleşmediği için bu konuda yargıyı etkileyecek açıklamaların Türk Ceza kanununun  “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu”  başlıklı 288. Maddesine göre suç olduğunu düşünüyorum… 

Bu olaylar sonrası iki değerlendirme okudum. Değerlendirmeyi yapanların ikisi de hukukçu. İkisi de devletin en yüksek makamlarında bulunmuş kişiler…

Bülent Arınç Kadir Gecesi nedeniyle twitter hesabından Maide Suresinin 8. Ayetini paylaşmış: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adalete şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

Kendince Gezi Yargılamalarındaki hukuksuzluğu protesto ediyor… Nasihat verene bakar mısınız? Ergenekon kumpasında başroldeydiniz. Türk Telekom hukuk çiğnenerek yağmalanırken sesinizi çıkarmadınız, TRT’ye FETÖ’cüler doldurulurken TRT size bağlıydı… Maide Suresi Kavala mahkûm olunca mı aklınıza geldi…

Ergenekon hukuksuzluğu sırasında ağzını açmayan, hukuk dışı 28 Şubat dönemi için bir kelime etmeyen Ahmet Necdet Sezer de Gezi davası kararlarının ardından: “Gözyaşlarımı katledilen hukuk sistemi için akıtıyorum” demiş. 

Sadece adı geçenler değil, toplumun büyük çoğunluğu hukuku değil, işine gelen hukuku istiyor

1) 28 Şubat Hukuksuzluğunu eleştirip Ergenekon (FETÖ) ve Gezi hukuksuzluğunu alkışlayanlar,

2) Gezi Hukuksuzluğunu eleştirip, Ergenekon (FETÖ) ve 28 Şubat hukuksuzluğuna sesi çıkmayanlar,

3) Ergenekon Hukuksuzluğuna karşı çıkıp da, 28 Şubat ve Gezi hukuksuzluğuna karşı çıkmayanlar, 

4) Olayları hukuki verilere göre değil de davanın taraflarına duydukları, sempati ve antipati ile değerlendirenler, 

Hukuk devletinden yana olduklarını söyleyebilirler mi?

FETÖ’den yargılanan Harbiyeli öğrencilere verilen ağır cezalar konusunda FETÖ’cüleri savunur duruma düşmemek adına ağzını açmayan benim gibilerin de olaylara bakışımızın hukuki olduğu  söylenemez..

Sadece son zamanlarda gerçekleşenler değil,  siyasetin müdahil olduğu her dava hukuk dışıdır… Geçmişe baktıkça siyasetin yargıya müdahale ettiği nice hukuksuz yargılama görürüz;

12 Eylül 1980 Yargılamaları, 12 Mart 1971 Yargılamaları, 1961 Yassıada yargılamaları, 1949-1950 TKP yargılamaları 1944 Türkçü Turancıların yargılamaları.. 

Daha da eskiye gitmek mümkün…

Özetle siyasi gücün güdümündeki yargı yapısının hukukun temel kurallarını çiğnemesini;  işine geldiği zaman onaylayanlar, işine geldiği zaman karşı çıkanlar hukuk devletinden yana olamazlar… 

Hepimizin bakış açısında az çok hukuk dışılık var. Eğri taşlarla düzgün bina yapılamayacağı gibi, hukuki olaylara siyasi bakanlar hukuk devletini hayata geçiremezler…

Özetle Türkiye’de hukuk devletinin tesisi çok çok zor…

Hukuk devletini gerçekten istiyorsak; başta siyasiler olmak üzere önce iğneyi kendimize batırmayı öğrenmeliyiz…

Fazlı KÖKSAL

Yazar
Fazlı KÖKSAL

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen