4 Haziran 2023

 

Ne tuhaf soru! Değil mi?

Nüfusun % 90’ ı Müslüman, bunlar vergi verir, askerlik yapar, ülkenin sahibi de onlardır, bu ne biçim soru! Tabii Müslümanlar hürdür, diyeceksiniz.

Siz öyle zannedin!

Bir bildiğimizin çocuğu, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an Kursuna devam ederken, kursun müdürü nasipsiz, sevilen bir hocayı oradan uzaklaştırır, bu çocuğa da kötü davranır, çocuk artık o kursa gitmek istemez.

Çocuğu, ailesi, başka bir Kur’an kursuna verir, çocuk bu kurstan ve hocalarından çok memnunudur. Ailesi, çocuğun okuldan kopmasını istemez; kaydı dondurmak istediğini bildirir. Kurs idaresi; kursun, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmen tanınmadığı için kayıt donduramayacağını bildirir.

D.İ.B. nın, kursu niçin tanımadığını bu vesile ile öğrenmiş oldum: Kur’an kursunda, sakallı Hoca, olmazmış, öğrencilerin sarık sarıp cübbe giymeleri yönetmeliğe aykırı imiş, kravat takmaları iyi olurmuş.

Örnek alınan Avrupa’da, papazlar sokakta, kamu alanında papaz kıyafeti ile gezerler, öğrenciliklerinde de o kıyafeti giymeleri yadırganacak bir konu değildir. Hafızlığa çalışan, hoca adaylarının, hoca kıyafeti ile, cübbe, sarıkla bulunmalarından daha tabii ne olabilir?

Tanzimat’ın getirdiği zeminde iki yüz yıldır baskısı altısında yaşadığımız, artık, bunu çoğumuzun kanıksadığı, benimsediği kültür istilası havasında, Diyanet’in bu tutumunu makul görenler olabilir. İyi de, hafızlığa çalışan, hoca adayı bir çocuğun, sünnete, İslam geleneğine uygun bir kıyafet içinde bulunmasına engel olunması, var olduğu ifade edilen din hürriyeti ile nasıl bağdaşır?

İslama karşı olan zihniyet, Diyanet İşleri Başkanlığı ne yaparsa yapsın, beğenmez, karşıdır, Diyanet İşleri Başkanlığının varlığına da karşıdır. D.İ.B. bu zihniyete kendini beğendiremez, kabul ettiremez. Kafalardaki görünmez ağlardan kurtulup aklın gereği yapılmalı, Kültür İstilasına teslim olunmamalıdır.

Rumların, açılırsa, Heybeli adadaki Papaz okulu öğrencilerinin kıyafetlerine herhalde kimse karışamaz; Lozan andlaşmasıyla her türlü hakları koruma altına alınmıştır. Peki, Müslüman hoca öğrencilerin kıyafetlerine karışmak nereden çıkıyor? Lozan andlaşması, Türkiye’deki Müslümanların haklarını korumuyor anlaşılan: yönetimi eline geçiren, bu konuda istediği düzenlemeyi yapıyor. Lozan andlaşması, Türkiye’nin başına Hristiyanları geçirmemiştir; Türkiye’deki Müslümanlar, böyle tuhaf işleri, kendiliklerinden yapıyorlar. Kültür İstilası, asker işgalinden çok daha vahimdir, tehlikelidir, gönüllü köleliktir.

Manzaraya bakın: hoca olacak öğrenciye hoca kıyafeti yasak, papaz olacak öğrenciye papaz kıyafeti serbest. Size göre, bu iş makul mü? Akla, insafa uygun mu?

Yazar Hakkında:

Mehmet MAKSUDOĞLU

Mehmet MAKSUDOĞLU

Mehmet Maksudoğlu, Eskişehir’de Kırım kökenli bir âile içinde doğdu. İnkılâp İlkokulunu, Eskişehir  Lisesini ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesini bitirdi. İzmir İmam-Hatîp Lisesi’nde Meslek Dersleri Öğretmeni olarak Arapça, Farsça, İngilizce ve Hadîs öğretti. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde İslâm Târihi Asistanı oldu. Tunus’ta doktora tezi ile ilgili malzeme topladı, dilbilgisini bildiği Arapça'nın pratiğini yapmak imkânını buldu. Dördüncü sınıfına kabûl edildiği Burgiba Yaşayan Diller Enstitüsü Arapça Bölümü’nü bitirdi. Türkiye’ye dönüp İstanbul, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde belge inceledi. "Tunus’ta Osmanlı Hâkimiyeti" konulu doktorasını verdi. İngiltere’de, University of Cambridge’de Faculty of Oriental Studies’de Türkçe öğretti, orientalistlerin nasıl yetiştirildiklerini gördü. Türkiye’ye dönüp Diyânet İşleri Başkanlığına bağlı olarak İzmit, Ankara ve İstanbul’da vâizlik yaptı. Marmara Üniversitesi'nde 1983 yılında Yardımcı Doçent, 1986 da Doçent ve 1995 yılında Profesör oldu. İzinli olarak gittiği Malezyadaki International Islamic Universty’de 4 yıl (1991-95) Târih ve Medeniyet Bölümü başkanlığı yaptı, Osmanlı Târihi öğretti. Orada iken yazdığı Osmanlı History adı geçen üniversite tarafından bastırılıp (1999) textbook olarak kullanıldı. Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde bir yıl daha öğretim üyeliği yaptıktan sonra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi kurucu dekanı olarak Eskişehire gitti. 2004-2005 öğretim yılında izinli olarak gittiği Kazakistan’ın Türkistan Beldesindeki Hoca Ahmed Yesevî Milletlerarası Türk-Kazak Üniversitesinde, Hollanda Rotterdam Milletlerarası İslâm Üniversitesinde bir dönem öğretim üyeliği yaptı.

Yazarın diğer makalelerinden: