Kuram mı Gerçek mi? Jeolojik Savaş 

Birinci şok, ikinci şok, üçüncü şu ana kadar 2000’e yakın artçı şoklar hâlâ devam ediyor. Şoklar öylesine birbiri peşi sıra geldi ki, dilimiz tutulduğunu, damağımız kuruduğunu öncelikle söylemeliyim. Ya da yediğimiz yemeğin, içtiğimiz çayın tadı tuzunun kalmadığını haykırmalıyım. Şu bir gerçek ki, depremle yatıyoruz, depremle kalkıyoruz. Doğrusu başımıza gelen felaketin büyüklüğünü yeni yeni fark etmeye başladık. Tohuku Üniversitesindeki Afet Bilimi Araştırma Enstitüsü Profesörü Shinji, Türkiye’deki sarsıntıların dünyada karada meydana gelen en büyük depremlerden biri olduğunu belirterek depremin enerji miktarının “1995 Büyük Hanshin-Awaji Depremi” ve “2016 Kumamotu Depremi”nin on katından fazla olduğunun vurgulamıştır. (1)  Evet sevgili okurlar, yüzyılın felaketi depremden etkilenen bölge Avrupa’daki çoğu ülkeden, Danimarka’dan İsveç’ten Portekiz’den büyük, Almanya’nın yarısı kadar. 6 Ocak 2023 tarihinde 7,7 Pazarcık ve 7,6 Elbistan kısaca Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin ertesi gün Maraş’a “Kahraman” unvanının verilmesinin 50. Yıl törenleri yapılacaktı. Sadece bir gün sonra. Evet sevgili okurlar TBMM, Millî Mücadelede kendi sinerjisi ile 5 Nisan 1925 tarihinde Maraş şehrine İstiklal madalyası vermişti. Maraş’ın kahramanlık destanı hiçbir zaman unutulmamıştı. TBMM tarafından 7 Şubat 1973 tarihinde Maraş’a “Kahraman”unvanı verilmişti. Aynen “Sakarya” gibi Maraş’ın düşman işgalinden kurtuluşu da 22 gün 22 gece sürmüştü. 22 gün 22 gece motifi, Lozan’ın 79’uncu yıldönümünde 24 Temmuz 2002 tarihinde Nevada çölünde başlatılan Türkiye’nin işgaline yönelik Millennium Challenge” tatbikatında da kullanılmıştı.  Türk Kurtuluş Savaşında Pazarcık direnişin merkeziydi, Fransız General Kerret 22 gün 22 gece yüklenmişti, örgütlü halka. Maraş halkı açlık ve soğuğa rağmen “Maraş bize mezar olmadan, düşman gülzar olmaz” demişti, bir kere. Maraş halkının “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla başlattığı kurtuluş mücadelesi 11 Şubat 1920 tarihinde sonuçlanmıştı. (2) Tesadüfe bakar mısınız bu tarihten bir gün sonra 8 Şubat 2023 tarihinde Gaziantep şehrimiz de TBMM tarafından “Gazilik” unvanının 103.yıldönümünü kutlayacaktı. Gerçekten de Antep’e 8 Şubat 1921 tarihinde Yüce Meclisimiz tarafından oy birliğiyle alınan kararla ‘Gazi’ unvanı tevcih edilmişti. Bu iki şehrimiz, halkın karşı koyma refleksiyle düşmana karşı koymuş, kendi sinerjisiyle düşmanı def etmişti. Komplo kuramcılarının bu olguları kullanmaları akıllarına bile gelmemişti. Ama ‘Sinsi Plan’ “Millennium Challenge”i kullanacakları açıktı. Depremden dört saat sonra olacakları tahmin ettiğimden sosyal medyada aşağıdaki iletimi paylaşmıştım, kamuoyuyla. 

“Cümleten geçmiş olsun. Meydana gelen sarsıntının patlatma ya da deprem kaynaklı olmasının yanı sıra HAARP(Yüksek Frekanslı Aktif Aurorasal Araştırma Programı) ile ilişkilendirilen yorumlar özellikle Türkiye’de deprem gerçeğiyle karşı karşıya kalan halkın kafasının karışmasına neden olmaktadır. AFAD-Ulusal Deprem Araştırma Projeleri Destek Programı kapsamında Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanlığı Türkiye genelinde patlatma deprem ayrımını yapan proje gerçekleştirilmiştir. (3) Hem deprem istasyonu bazlı hem de olay bazlı ayırımın yapıldığı yazılım ile sarsıntıların kaynağı yüksek bir doğrulukla belirlenebilmektedir. SARSINTININ KAYNAĞI DEPREMDİR.” (4) 

Aslına bakarsanız, 5 Şubat 2023 tarihinde İstanbul Kağıthane’de hafif şiddette bir deprem meydana gelişmişti. AFAD tarafından büyüklüğü 3,0, derinliği 10,66 kilometre olarak açıklanmıştı. Ancak bilinen çevre belirtilen bu sarsıntıyı sinsi planın bir parçası olarak değerlendirmişti. Ancak meydana gelen bu sarsıntıyı KOCAELİ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fadime Sertçelik “bilmiyorum” kelimesine uzak olan bu süzmelere karşı sert çıkmış ve şöyle demişti:  

“Kuzey Anadolu fayının ana kırığına yaklaşık 26 kilometre uzaklıkta gelen bu sarsıntının kaynağı ile ilgili çeşitli yorumlar yapılmaktadır.” Konuşmasına devamla yaptıkları analizde sarsıntının kaynağının deprem olduğunu söyledi. (3)  

Bu olayın üzerinde çok spekülasyon yapılacağını hissederek, zorunlu olarak şu yorumu yapmayı yeğlemiştim, sosyal medyadaki hesaplarımda:

“HAARP Erdoğan Vatandaş (FETÖ’cü) yazdığı kitapta Kaliforniya ile İstanbul faylarının benzemesinden yavaş yani küçük parçalar halinde kırma denemesi yapıldığını iddia ediyordu 99 depreminde. Enerjinin kontrollü bir şekilde açığa çıkarılması mantıklı.” (5)

Her konu hakkında bilgisi değil, fikri olan ve televizyonlarda sabah programında görüp sonrasında akşam spor programında ya yorum yaparken ya da gece programlarında köy kahvesi sohbetlerinin aranan süzmeleri için yeni bir alan meydana çıkmıştı. Deprem derinliği ve HAARP silahı. FETÖ’ cü Erdoğan Vatandaş’ın ağzıyla konuşuyorlardı. Konuşuyorlar, konuşuyorlar derinlemesine düşünmek istemiyorlardı. Ağızlarına alamadıkları sözcük farklıydı. Şunu demek istiyorlardı, ama bir türlü söyleyemiyorlardı. Türkiye’ye karşı yürütülen hibrit savaşa acaba yeni bir savaş kavramı mı eklenmişti. Adını biz koyalım ‘Jeolojik Savaşı’ mı kastediyorlardı. 13,5 Milyon yurttaşımızı doğrudan etkileyen Kocaeli depreminden daha büyük, 335 atom bombasına eşdeğer atom bombasının vereceği tahribatla şimdilik 25 bin insanımızı yok eden, 100 bine yakın yaralımız, kurtarılmayı bekleyen binlerce insanımızla ‘Büyük Felâket’i yaşadık, yaşamaktayız.  Gölcük depreminden çıkan enerji 132 atom bombasına eşdeğerdi. Bu deprem de yaklaşık 335 atom bombası patlatılmış gibi etki göstermişti, uzaman hocamıza göre. Doğu Anadolu Kırığını aldı, hesaplarıma göre yaklaşık 5 metre Akdeniz’e kaydı. (6) 

Türkiye dolarizasyon, terör ve İstanbul’daki 9 konsolosluğun ve Fransız Piyer Loti lisesinin kapatılması tartışmaları ile  ABD Hazine Bakanlığı’nın, Terörizm ve Mali İstihbarattan sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson’un Türkiye’ye gelerek yaptırım uyarısı yaptığı sırada elektronik harp ve ultrasonik test cihazları donatılmış 155 metre uzunluğundaki ABD savaş gemisi ‘USS Nitza’nın 2 gün boyunca İstanbul’a demirlemesi ve hemen arkasından  fay hattı üzerinde olmayan Kağıthane’de küçük çaplı bir depremin meydana gelmesi HAARP çalışmalarının bir parçası mı diye düşündürdü insanlarımızı, ama öncelikle bu süzmeleri. (7) 

Tabii ki, geniş düşünmekte yarar var, deprem olduğu gün ‘Suriye PeKaKası’nın roketlerle bir karakola saldırması, Yunanistan’ın Adalar Denizinde NAVTEX ilan ederek atışlı tatbikata başlaması, nihayetinde Fransızların malum provakatif dergisi Charlie Hebdo’nun yayımladığı deprem karikatürünün altında ‘Türkiye’de deprem, tank yollamaya bile gerek yok” yazısı felaketler üzerinden nasıl da çıkar devşirmeye çalıştıklarının da birer göstergesi olmuştur. (7) Unutmayalım, bu tutum, vaktiyle Hatay’ı, Urfa’yı, Antep’i, Maraş’ı işgal eden Fransızların iğrenç zihniyetinin günümüze yansımasıdır. Türk halkı Fransızların Afrika’da neler yaptıkları konusunda bilinçlidir. Tabii bu arada GKRK’nin Türkiye’ye arama kurtarma ekibi gönderme isteği de dikkatli gözlerden kaçmadığını belirtmekte yarar var. Onların istekleri açık, yaşanan büyük felaketi istismar ederek NATO’ya girişlerini garanti altına almak. Bu girişim kuşkusuz Ankara tarafından anında reddedilmiştir. Evet sevgili okurlar, bütün bunları bir yerlere not ediyoruz. Ne diyelim, “Kurt kışı geçirir ama, yediği ayazı unutmaz.” 

Yıllardır söylenen ancak varlığı resmi olarak kabul edilmediği için komplo kuramlarına konu olan bir iddia depremle birlikte neredeyse gerçekmiş gibi önümüze konulmuştur, bilmem farkında mısınız? Öncelikle basında yalan yanlış bilgilerle sözü edilen HAARP silahı ile ilgili bilgilerimizi hep birlikte tazeleyelim. HAARP silahı yıllardan beri söylenen ancak resmi olarak kabul edilmediği için komplo teorilerine konu olan bir iddiadır. Aslında olumlu bir düşünce iklimi yaratarak, büyük yer sarsıntısı beklenen fay hatlarında, enerjinin kontrollü bir şekilde peyderpey açığa çıkarılması mantıklı ve bilimsel bir varsayım, ya da ispatlanması gereken bir iddia. Şüphesiz, yedinin üzerinde meydana gelecek depremlerde enerjiyi azaltarak insanların hissedemeyecekleri 3 seviyesine kadar boşaltmak, tabii ki mantıklı. ‘Yüksek Frekanslı Aktif Aurorasal Araştırma Programı’ anlamına gelen HAARP silahı ABD ordusunun finansmanı ile geliştirildiği, ilk HAARP istasyonunun 1993 yılında yer sarsıntıları bakımından ülkemiz özelliklerine benzeyen Alaska eyaletinde kurulduğu öne sürülmektedir. ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri Alaska Fairbanks Üniversitesi ve Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından finanse edilen HAARP iyonosferi analiz ederek radyo iletişim, izleme ve navigasyon için teknolojik iyileştirme amacıyla yürütülmeye başlanmıştır. 2014 yılında programın sonlandırılmasının gündeme gelmesinin ardından 2015’te tesis tüm ekipmanlarıyla birlikte Alaska Fairbanks Üniversitesine devredilmiştir. (8) 

Ortaya atılan hipotez Sırp Kökenli ABD’li bilim insanı Nikola Tesla’nın projesinden esinlenerek geliştirildiği HAARP ile 3,5 megavat gücünde ve 10 MgHz boyundaki dalgalar iyonosfere gönderiliyor. Bu dalgaların yerden 60 km. yüksekten yeryüzünde hedeflenen bölgeye yansıtılarak oraya güneşten bin misli daha fazla enerjinin iletilmesi sağlanıyor. Tabii ki bütün bunlar birer iddia, iddia üzerinden akıl yürütme. Varlığı resmi olarak kabul edilmediği için çıkan bilgiler de belgeler üzerinden değil varsayıma dayalı bulgular üzerinden. Örneğin 5 Şubat 1998’de Avrupa Konseyi bu çalışmaları küresel endişe kaynağı olarak nitelendirmiştir. Avrupa Parlamentosu da 7 yılda bir milyar insanın göç edeceğini öngörmektedir. Bu arada yeri gelmişken söyleyelim, aynı çalışmaları sadece ABD yapmamakta, RF, ÇHC ve İsrail de gezici sistem termonükleer patlayıcılarla ilgili çalışmaktadırlar. Sistemin esasını gökyüzüne elektromanyetik dalgalar gönderilerek, uydularla hedef ülkeye yönlendirilmekte, belirli bölge, coğrafya hedef alınabilmektedir. İyonosfer tabakası ayna olarak kullanılarak, büyüteç etkisi ile istenilen derecedeki etki güçlendirilmektedir. Daha güçlü dalgalar hedef bölgeye gönderilmek suretiyle o bölgede başta kuraklık oluşturulmakta, doğal olaylar tetiklenmekte, patlamaya hazır fay hatlarını kırılması sağlanmaktadır. Bu şekilde yüksek miktarda enerji üreterek belirli bir bölgeyi yok edebilecek sistemle deprem, tsunami ve iklim değişikliği oluşturulabilmektedir. Ancak birçok uzman IRI (İyonosferik Araştırma Aracı) ’nin yapay deprem ve iklim koşullarının manipüle edebilecek yüksek bir enerjinin HAARP ile mümkün olabileceği konusunda olumsuz yaklaşmaktadırlar.

Unutmamak gerekir ki, “iklimi silâhlaştırmak” için yapılan girişimler günümüzde değil, Vietnam Savaşında denenmiştir. Vietnam Savaşı sırasında askerlerin ilerleyişini durdurmak amacıyla yağmur bulutlarına müdahale edilmesiyle başlamıştır, bu tür girişimler. Günümüzde de sıkça sözü edilen bu operasyonun adı POPEYE (Temel Reis)Projesidir. POPEYE Operasyonunda uygulanan “bulut ekimi” yöntemiyle kar veya yağmur yağışlarının yapay olarak üretilmesi yapılmıştır. Operasyon için ön testler Ekim 1966 tarihinde Başkan Johnson yönetiminde başlatılmıştır. ABD’nin kullandığı bu yöntem ilk kez Vietnam ve Laos örnek gösterilerek 3 Temmuz 1972 tarihinde New York Times’da yayımlanan “Bulut ekimi ABD tarafından silah olarak kullanılıyor” başlıklı yazı ile açıklanmıştır. (8)

Bütün bunlardan sonra söylemek gerekir ki gerek HAARP gerekse POPEYE projelerinin sahaya yansıması yeni nesil bir savaşın ‘Jeolojik Savaş’ın da habercisi olabileceğini düşündürmektedir. Büyük felaketten üç gün önce deprem bölgesini açıklayan Hollandalı “Deprem kâhini” Frank Hoogerbeets” ile deprem olduğu gün Türkiye’ye yardım edeceğini Azerbaycan’dan önce açıklayan ABD Başkanı 80 yaşındaki Biden’ı bir başka şekilde gözlemek gerekir, sevgili okurlar. 

Dipnotlar:

(1) Diriliş Postası, “Depremde bilançosu ağırlaşıyor!” İstanbul, 9 Şubat 2023, s.9

(2) Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, “22 Gün 22 Gece Savaş ve Maraş’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu”; https://kahramanmaras.bel.tr/22-gun-22-gece-savas-ve-marasin-dusman-isgalinden kurtulusu#:~:text=Bunun%20%C3%BCzerine%20TBMM%2C%205%20Nisan,a%20%E2%80%9CKahraman%E2%80%9D%20unvan%C4%B1%20verildi./ Erişim Tarihi 12.02.2023/

(3) Demirören Haber Ajansı, “Prof. Dr. Sertçelik’ten, Kağıthane depremi için ‘patlatma’ iddiasına cevap” 05.02.2023; https://www.dha.com.tr/yerel-haberler/kocaeli/izmit/prof-dr-sertcelikten-kagithane-depremi-icin-2201214 /Erişim  Tarihi 12.02.2023/

(4) Esat Arslan, Twitter-Whatsup-İnstagram-Youtube sosyal medya hesabı, 6 Şubat 2023 saat 07.44/

(5) Esat Arslan, Twitter-Whatsup-İnstagram-Youtube sosyal medya hesabı, 6 Şubat 2023 saat 08.19/

(6) Halk Tv., “Deprem uzmanı uyardı: Bu kentlere dikkat çekti.” 06 Şubat 2023; https://halktv.com.tr/gundem/deprem-uzmani-prof-dr-ahmet-ercan-kocaeli-depreminden-daha-buyuk-335-atom-717879h/Erişim Tarihi 12.02.2023/

(7) İsmail Zelvi, “Jeolojik Savaş”, Milat Gazetesi, 9 Şubat 2023, s. 6

(8) Yeni Birlik Gazetesi, “Komplo teorisi mi gerçek mi? HAARP Silahı”, 7 Şubat 2023, s 12

Yazar
Esat ARSLAN

Esat Arslan, İstanbul’da 15 Nisan 1947 tarihinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da; yükseköğrenimini Ankara’da tamamlayan Esat Arslan, Savunma Bilimleri, Kamu Yönetimi dallarında yüksek lisans; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi da... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen