Esmai Hüsna: Gafur

Prof.Dr. Orhan ARSLAN

7. GAFUR

(Bağışlayıcı, Günahları Sınırsız Bağışlayan)

“(Allah’ın şu müjdesini) ilet: “Ey hadleri aşıp kendilerini israf eden kullarım! Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyiniz! Allah bütün günahları affedebilir: çünkü O, evet O’dur mutlak bağışlayıcı, sonsuz rahmet kaynağı olan! (Zümer 53/39).”

Esmai Hüsna; “Allah’ın güzel isimleri” demektir.

İnsan taptığı varlığı tanımak ister.

Allah’ı gereği gibi bilmeden, tanımadan ve anlamadan ibadet edilemez, bu kesin. Kesin olan bir şey daha var; Esmai Hüsna bilinmeden Allah gereği gibi tanınamaz.

Bir mümin için Allah’ı tanımak olsa da olur değil, olmazsa olmaz bir konudur.

İnsan Allah ile tanışmalıdır. Rabbimiz bizimle tanışmayı öyle arzuluyor ki, Kur’an’da 99 Esması ile binlerce defa kendisini takdim ediyor.

Rabbimiz bekliyor; ne zaman tanışacağız diye. 

Buyurunuz nüzul sırasına göre tanışmaya devam edelim:

GAFUR

Günahları sınırsız bağışlayandır, her türde günahı bağışlayandır.

Gafr örtmek, koruma amaçlı, kirlenmesin diye örtmektir.

Gafur, çift boyutlu bir Esma. Gafur’un tecellisi kulun talebine bağlı; çok bağış için çok talep ister.

İstiğfar, insanın benliğine formatlama talep etmesidir; Estağfurullah: Allah’ım beni bağışla. Bu talebe Gafur olan Rabbimiz’in vereceği tek bir cevap vardır; Seni bağışladım kulum.

Bunu yaparken de yüzüne söylemez, azarlamaz, “sen kötü işler yaptın Ben affettim” bile demez.  Hiç günah işlememiş gibi davranır; “kulum utanmasın, mahcup olmasın” der.

Allah günahkâra kızmaz, günahı hayat tarzı haline getirene, yaşam biçimi yapana kızar. Rabbimiz bilir ki, kul kusurludur ve günah işler, ama çok az işler, günahı sayılacak kadar olur.

Gafur olan Rahman ve Rahimse eğer, rahmeti gereği bağışlar. Vedud’sa, sevdiği için bağışlar, Aziz’se eğer, şerefi gereği bağışlar.

Sonuç: Rabbimiz hep bağışlar.

Bağışlar ama ezmez, bağışlar ama başa kakmaz, bin kere bağışlar, bir kere bile “yine mi sen” demez…

Bu, kula değer vermektir. Kusurlu olması kulun değerini düşürmez. Kul, Rabbimizin katında değerlidir. Çamura düşen altın değerinden bir şey kaybetmez, sadece kirlenir, ama değerlidir. Yıkarsın, temiz değerli olur.

Hata yapan insan da öyledir; hata yaparsa günahkâr değerli olur. Bağışlanma diler, Rabbimiz bağışlar,günahsız değerli olur.

Allah, talep eden kulunu her yerde ve zamanda anında bağışlar. Bağışlamanın yeri ve zamanı olmaz.

Yüksek donanımlı kul günahta sınır tanımıyor, 99 Esması ile tanımaya çalıştığımız Allah da bağışta sınır tanımıyor.

Bir yanda çok günah kapasiteyle insan, öbür yanda çok Gafur Allah.

İnsanın şunu deme hakkı yoktur: “Ya Rabbi! Beni niçin bu kadar günah işleme kapasitesine sahip yarattın ki?”

İnsan Gafur Rabbinin şu sesini hep duymalıdır:  “Kulum, Ben de Gafurum ya…”

“Hz Âdem has bahçede niçin günah işledi” demeyelim. Bağışlanacak biri olmalıydı da ondan.

Mağfirete muhtaç günahkâr arıyor sanki Gafurumuz: Allahu Ekber…

Rahmet Peygamberimiz ne güzel ikaz ediyor bizi: “Siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder, yerinize günah işleyen sonra tevbe eden bir kavim yaratırdı.”

Onun için, “Günahkâra düşman olma, günaha düşman ol”, Günahkâra atış yapma, günaha atış yap”

Allah, “ Kulum günah işledi diye üzülmez,  günahından umut kesti” diye üzülür; “Kulum, benim şefkatimi bu kadar mı küçük görüyorsun?” der.

Yapılacak şey, Gafur olan Rabbimizden sürekli bağışlanma talep etmektir. Dualarımızın, sözlerimizin ve eylemlerimizin ilk kelimesi “Estağfurullah (Rabbim beni bağışla)” olmalıdır.

Güzel Örneğimiz Efendimiz günde 70 kez istiğfar ederdi.

Allah kimdir? Rahman’dır. Allah has isim, Rahman has sıfattır; Rahmeti kendisine borç kılan, rahmeti her şeyi kuşatandır.

Allah’ın mağfireti söz konusu olduğunda, kulun isyanı teferruattır.

Cehennem kapısındaki bir kula sorarlar: “Nasıl becerdin? Bu kadar rahmet ve bağış imkânı varken, gafur Allah’ın varken cehenneme girmeyi nasıl becerdin. Sen ne kabiliyetli adammışsın?”

Nebi’nin müjdesi: “Allah’ın kullar üzerindeki hakkını biliyoruz; Şirk koşmamak. Kulların da Allah üzerinde hakkı vardır, azap etmemesidir.”

“Şükredip iman ederseniz, Allah size azap etsinde ne yapsın? (Nisa 147).”

Yunus’umuz öyle demiyor mu: ? “Taştı rahmet deryası, gark oldu cümle asiler”.

Ve Seyrani: “Açık kapıların hepsin örter mi, bir avuç toprağın ettiği günah?”

“Allah’a dönüp ne büyük günahım var deme, günaha dön ne büyük Allah’ım var de.”

Gafur Allah’ım! Affetmek sana öyle yakışıyor ki… Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.

Hayırlı pazarlar diliyorum

Ankara, 03 Nisan 2016

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen