Sönmeyen Ocaklar

Bugünlerde gündeme gelen Karabağ işgali oynanan oyunların bir parçası, gerçekleştirilen matematiksel işgalin önemli bir ayağıdır.

Bugün Türkistan coğrafyasına bakarsak görürüz ki, Kırgızistan-Kazakistan, Kırgızistan-Özbekistan, Kırgızistan- Tacikistan,  Kazakistan-Türkmenistan, Kazakistan-Tacikistan, Kazakistan-Özbekistan (vs.)  arasında patlamaya hazır ve her an alevlendirilebilecek böyle toprak anlaşmazlıkları mevcuttur.  Tüm eski Sovyet Cumhuriyetleri arasındaki mevcut sınırların %85’inin tarihsel meşruiyetten yoksun olduğu bilinmektedir. Rus Coğrafya Enstitüsü Bilim Akademisi’ne göre ise, eski SSCB topraklarında 160 potansiyel sınır çatışmasının bulunduğu ifade edilmektedir (Ayman 1994:9). Bu çerçevede, coğrafya ve etnik gruplar dikkate alınmadan yapay bir şekilde çizilen sınırların, Sovyet döneminde 1921’den 1980’e kadar yaklaşık 90 kere değiştirilmiştir. Bugün Orta Asya’da toprak anlaşmazlıklarını şu şekilde sıralanabilir.  

1. Karakalpak Muhtar Cumhuriyeti, Özbekistan’dan ayrılıp Kazakistan’la birleşmek istiyor; 

2.Türkmenistan, Kazakistan’ın Mangistauski rayonunu istiyor;

3. Özbekistan, Türkmenistan’ın Daşovuz bölgesinin bir bölümünü istiyor;

4. Karakalpak Muhtar Cumhuriyeti, Özbekistan’ın Buhara bölgesinin kuzey batı kısmını istiyor

5. Özbekistan’ın Harezm Bölgesi, Karakalpak Muhtar Cumhuriyeti’nin güney-doğu bölgesini istiyor;

6.   Özbekistan, Carcov bölgesinin Amu-Derya kısmını istiyor;

7.   Türkmenistan, Buhara bölgesinin Amu-Derya kısmını istiyor;

8.   Özbekistan, Kazakistan’ın Çimkent bölgesinin güney kısmını istiyor;

9.   Tacikistan, Özbekistan’ın Surhan-Derya rayonunu istiyor;

10. Tacikistan, Özbekistan’ın Semerkant ve Buhara bölgelerinin bir kısmını, Zeravşan Nehri vadisini istiyor;

11. Tacikistan, Kırgızistan’ın Oş bölgesindeki sıradağların güney bölümünü istiyor;

12. Tacikistan’ın Gomo-Bedehşan muhtar bölgesinin bir kısmını istiyor;

13.   Özbekistan, Kırgızistan’ın Oş vilayetinin bir bölümünü istiyor;

14. Kazakistan, Kırgızistan’ın Issık-Göl bölgesinin kuzey bölümlerini istiyor;

15.   Kırgızistan, Kazakistan’ın Alma-Ata ve Taldı Kurgan bölgelerinin güney kısımlarını istiyor;

16. Kazakistan, kendisine sınır Rus topraklarının bir kısmını istiyor. Mesela, Astrahan, Volgograd, Orenburg, Omsk, Kurgan, Altay toprakları ve diğerleri;

17. Rusya, Kuzey Kazakistan, Kökşetav, Akmolla (Tselinograd), Kustanay, Doğu Kazakistan, Oral ve Aktöbe rayonlarının kuzey kısımlarıyla Semipalatinsk ve Pavlodar’ın Irtış kısmını istiyor (Orta Asya’daki Güvenlik Sorunları/ Mehmet Seyfettin EROL)                                        

Karabağ’ın Dünü 

Ruslar tarih sahnesine çıktıktan sonra özellikle Kafkaslar ve Türkistan’da tarihin en büyük oyunu oynanmış ve bugün de bu oyunu devam ettirmekteler. İlk önce Dağlık Karabağ işgalini özet bir şekilde anlatmak isterim.

Rusların Güney Azerbaycan merkezli Azerbaycan ile Türkmençay Antlaşması (10 Şubat 1828) imzalandıktan sonra bölgede Güney Azerbaycan, Kuzey Azerbaycan ve dolayısı ile Türkistan Türkiye arasına bir set ve duvar örmek istemiştirler. Bugünkü bu set tarihi Türk toprakları olan Revan’a (bugün ki Ermenistan)  Ermenileri yerleştirilmesi ve buranın demografik özelliğini tamamen bozularak kurulan ‘de facto’ bir ülkedir. Bu ‘de facto’ ülke tarihi Türk toprakları üzerinde Rusların eli ile kurulmuş bugünkü Ermenistan’dır. Çarlık Rusya’sı zamanında başlayan bu oyun SSCB döneminde olduğu gibi devam etmiştir. Çarlık döneminde başlayıp SSCB döneminde de ciddi bir şekilde Karabağ’a Ermenilerin yerleştirilmesi devam etmiştir. Bugün Karabağ’da yaşayan Ermenilerin tamamına yakını ise bir zamanlar ihanetlerinden dolayı Türkiye’den tecrit edilen Ermenilerdir.  Karabağ bölgesine yerleştirilen Ermeniler SSCB’nin dağılma döneminde abilerinden aldıkları destek ile ayrılıkçı harekete başlamış ve Karabağ’ı işgal etmek istemiştirler. Buna karşı Azerbaycan Türkleri ayağa kalkmıştır. 1990 Ocak ayında Rusya’nın Bakü’de gerçekleştirdiği katliam da gözdağından başka bir şey değildi.  1992 yılın da hâkimiyete gelen Ebülfez Elçibey bu sorunun temelini ve oynanan oyunun arka planını bildiğinden dolayı atılması gereken tüm adımları atmış ve işgale dur demiştir. Hakimiyette kaldığı 1,5 yıl boyunca da toprakların işgal edilmesine izin vermemiş hatta işgal olan bazı bölgeleri de geri almıştır. Ancak dış mihrakların ülkeyi karıştırması ve bu dış mihrakların eli ile ülkede hakimiyet kavgası başlamasından dolayı maalesef ki Elçibey hakimiyetten düşürülmüş ve Elçibey hakimiyetten düşürüldükten sonra ardı ardına işgaller gerçekleştirilmiştir.

Ebülfez Elçibey döneminde milli ordunun kurulması ile hakimiyete kaldığı sürece toprak vermemiş hatta bazı toprakları işgalden azat etmiştir. Azerbaycan ordularının işgal olmuş %3’lük topraklardan işgalcileri temizlemeye yönelik başarılı girişimleri ve BMT’de başarılı bir politika ile Ermenilerin işgalci olduğunun kabul ettirilmesi ve işgal ettikleri topraklardan geri çekilmesine dair 4 yasa kabul edilmiştir. Lakin ülkede dış mihrakların ülkeyi karıştırması ve ülkede hâkimiyet kavgasının başlaması, bazı komutanların hâkimiyet uğrunda savaş hattından ordularını çekip siyasi kavgalara karışması Ermenilerin ve iç kargaşa ile uğraşan Rusya’nın ekmeğine yağ sürmüştür. Bunun yanı sıra Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin o dönem ki, cumhurbaşkanının kendi başına Ermeniler ile ateşkes anlaşması imzalaması Ermenilerin tüm kuvvetlerini Karabağ’a yığmasına sebep olmuştur. Bütün bu oyunlar sonucu Elçibey hâkimiyetten düşürülmüş ve ardı ardına topraklarımız işgal edilmiştir. Bunu söylemek ağır lakin maalesef ki, Çin’den bu tarafa oynanan bu oyuna yine gelmiş ve topraklarımızın işgal edilmesine zemin yaratmışız. Burada Türkiye’ye ayrı bir parantez açmak isterim. Bu işgaller döneminde Türkiye’nin o dönemki,  hükümetleri maalesef ki, milli düşünce, çıkar ve hüviyetten yoksun olduklarından dolayı Azerbaycan’a gereken yardımı hiçbir şekilde sağlayamamış hatta dönen bütün bu oyunları izlemek ile yetinmiştir. Halbuki Rusya o dönem iç kargaşalar ile uğraşmakta idi. Rahmetli Elçibey Türkiye’nin Kafkaslar’da baş aktör olmasını istemiş ve bunun için de elinden geleni de yapmıştır. İran’ın, Rusya’nın tüm baskılarına rağmen Elçibey Türkiye’yi petrol, doğal gaz anlaşmalarına sokmuş ve en büyük payı da Türkiye’nin almasını sağlamıştır. Ancak dönemin hükümetleri, Rusya’dan o kadar korkuyor idi ki, bir helikopter göndermekten aciz idiler. Bir helikopter göndermekten aciz hükümetlerden ise Karabağ oyununun bozması beklenemez idi.

Karabağ’ın Bugünü 

Yıllardır gündemde Karabağ çevresindeki işgal olmuş yedi ilin Azerbaycan’a verilmesine dair konuşmalar sürüp gitmektedir. Hatta bir dönem Rusya’nın Karabağ çevresindeki yedi ili geri vermesine dönük görüşmeler Azerbaycan’ın o dönemki hükümeti tarafından kabul edilmiş lakin dönemin muhaliflerinin keskin karşı çıkması ile bu anlaşma sağlanamamıştır. Bugünlerde Karabağ ve çevresindeki yedi il işgal altındadır. Anlaşılan o ki, Rusya Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan Laçın ve Kelbecer hariç diğer illerin Azerbaycan’a verilmesinden yanadır. Zira bugün kurulması istenen Avrasya İttifakı’na Azerbaycan alınmak istemekte ancak Azerbaycan bu ittifaka girmek için Karabağ işgalinin bitirilmesini ön şart olarak koşmaktadır. Osetya, Kırım ve ardından Suriye’de girdiği savaşlarda ve Batının ambargosu ile de büyük ekonomik krize giren Rusya bugün bu krizi sonlandırmak ve ekonomik olarak kalkınmak için Avrasya İttifakı’nı son hale getirmek için çalışmalara yeniden tüm hızı ile başlamıştır. Burada dikkat etmemiz gereken husus şu ki, Rusya Karabağ çevresinde bulunan Laçın ve Kelbecer hariç diğer beş ili Azerbaycan’a vermek ve bu anlaşmazlığa bir son verip Karabağ’a da kendi askeri üssünü yerleştirerek bölgedeki hegemonyasını devam ettirmekten yana. Eğer bu konuda anlaşmaya varılır ise bölge bir dönemler Çarlık, sonra SSCB,  geçiş döneminde BDT (SSCB’nin dağılması sonrası kurulan BDT- Bağımsız Devletler Topluluğu- bugün ki, Avrasya İttifakı’nın alt zeminini oluşturmaktadır.) şimdi ise Avrasya İttifakı ile yine Rusların hükümranlığında kalacak.   

SONUÇ 

Ruslar her dönem de milliyetçi düşünceye sahip olarak hareket etmişlerdir. Tarih sahnesine çıktıklarından bu yana kurdukları bütün devletleri bu düşünce ve hüviyet ile yönetmişler ve her dönem karşımıza çıkmışlardır. Bugün Kırım’da, Suriye’de, Karabağ’da karşımıza çıkan Rusya’dan başkası değil.  

 

 

Yazar
Orhan ULFANOV

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen