ABD ve Rusya’nın Kucağındaki YPG/PKK

ABD ve Rusya’nın görünen tutumları; mutabakat kapsamında saha da ne kadar güvenilir uygulamalarda bulunduklarına dair Türkiye’yi, ABD ve Rusya’ya ihtiyatla yaklaşmasına zorlamaktadır. Nitekim, ABD ve Rusya ısrarla, Türkiye ile yapılan mutabakat kapsamında teröristlerin alan dışına çıkartıldıklarını taahhüt etmişlerse de, saha gerçeği bu taahhütlerini doğrulamamaktadır.

*****

Ünal ATABAY

ABD ve Rusya’nın, YPG Üzerindeki Stratejik Tercihleri Sil Baştan

ABD’nin, YPG/PKK terör örgütü üzerinden Suriye’deki coğrafi-siyasi düzenleme stratejisi; Türkiye’nin sırasıyla uyguladığı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtı ile engellenmiştir. En son yapılan Barış Pınarı Harekâtı ile coğrafi ve siyasi alandaki inisiyatif ABD’nin elinden büyük oranda şimdilik Türkiye’ye ve Rusya’ya geçmiştir.

Türkiye’nin ABD ve Rusya ile geliştirdiği mutabakatlar çerçevesinde, YPG/PKK iki başlı bir yapıya dönüşmüştür. Yani, güvenli bölge sahası içerisinde kalanlar ile dışarısında kalan teröristler, iki ayrı etki sahası içerisinde hem ABD, hem de Rusya’nın koordinasyonuna girmek zorunda kalmışlardır.

Gerek ABD, gerekse Rusya’nın siyasi söylemleri ile sahadaki uygulamalarına baktığımızda, her iki ülkenin YPG üzerindeki niyet ve maksatlarında, Türkiye’nin stratejik beklentisi ile uyumlu olmadığı açıkça görülmektedir.

ABD, örgütün özerk bir yapıya kavuşturulmasını arzularken, Rusya ise Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde belirlenecek siyasi sürece katılmasını hedeflemektedir. Türkiye ise YPG’nin silahlı varlığının ortadan kaldırılmasını isterken, siyasal kolunun da Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği içerisinde eritilmesini düşünmektedir. Ancak, gelinen noktada ABD ve Rusya; Barış Pınarı Harekâtı’nın yarattığı etkiye bağlı olarak, örgüt üzerindeki stratejik tercihlerini sil baştan yeniden düzenlemek zorunda kalacaklardır.

Rusya’nın YPG Konusunda Kafası Karışık

Rusya’nın YPG üzerindeki; hedefi, siyasal sürece giden yolda izleyeceği stratejisi ve politik düzlemdeki kafası karışıktır. Rusya; Suriye rejimi ve YPG üzerinde izleyeceği tutumunu belirlerken, Türkiye gibi bölgesel gücü ele geçirmiş olmanın yaratacağı stratejik fırsatı heba etmek istememektedir. Rusya’nın tavrında; YPG konusunda aceleci olmak yerine, Cenevre sürecinde ilerleyen yolda süreci zamana yaymak istediği izlenimi vardır.

Öte yandan Rusya, YPG ile bağlarını sessizlik üzerinden yürütmeye çalışmakta, örgüt ile bağlarını kesin ve keskin bir çerçeveye oturtmaktan kaçınmaktadır. Özellikle, güvenli bölge içerisinde mevcut konumun ötesinde yeni bir değişime ve çatışmaya sıcak bakmayacak, bu nedenle Türkiye’nin beklentilerinin karşılanması çerçevesinde şartları olabildiğince zorlayacaktır. Bu nedenle Rusya, güvenli bölgenin şu anda ki statüsünü olabildiğince muhafaza etmek isteyecektir.

Rusya, eğer Türkiye ile bölgede uzun vadeli stratejik bir iş birliği sürdürmek istiyorsa; Türkiye’yi ikna etme noktasında örgütü tabanından ayıracak şekilde YPG’yi formatlamak ve bu çerçevede yeni Suriye yönetimi içerisinde Kürtlerin bireysel haklarının karşılanmasına siyasal süreçte etkili olmak zorundadır.

ABD’nin YPG’si Petrol Bekçiliği

ABD’nin, YPG ile petrol sahasında girdiği yeni angajmanına baktığımızda, örgütün yeni rolü; sözde Kürdistan hayali için çatışan bir örgüt yerine, tamamen ABD’nin paralı gücü olma noktasında ilerlemektedir. Her ne kadar ABD, petrol bölgesinin güvenliğini başlangıçta terör örgütü ile sürdürmeye çalışsa da, bilahare örgütün büyük bir kısmını buradan Irak sahasındaki tartışmalı bölgelere aktaracağı, bunların yerine ABD’nin askeri şirketlerden ve yerel aşiretlerden oluşan silahlı unsurlar vasıtasıyla petrol sahasında varlıklarını sürdürecekleri düşünülmektedir.

ABD ve Rusya’nın görünen tutumları; mutabakat kapsamında saha da ne kadar güvenilir uygulamalarda bulunduklarına dair Türkiye’yi, ABD ve Rusya’ya ihtiyatla yaklaşmasına zorlamaktadır. Nitekim, ABD ve Rusya ısrarla, Türkiye ile yapılan mutabakat kapsamında teröristlerin alan dışına çıkartıldıklarını taahhüt etmişlerse de, saha gerçeği bu taahhütlerini doğrulamamaktadır.[[i]]

YPG’yi Besleyen İrade, İsterse Örgütü Alan Dışına Çıkarır

Teröristlerin büyük bir kısmının alan dışına çıkarabilen bir irade, isterse örgütün diğer kalan unsurlarını da mutlaka sahadan arındırabilirdi. ABD ve Rusya’nın, net bir irade ortaya koydukları takdirde örgütün alan dışına çıkarılması ve silahsızlandırılması çok zor olmayacaktır. Çünkü, örgütün beslendiği ana arterler bu ülkelerin kontrolü ve inisiyatifindedir. Bölgedeki tüm bu girift ve çelişkili ilişkilerin, elbette sahaya yansımalarının da farklı olmayacağını düşünürsek, halen alanda belirli bir grup terörist olduğunu söyleyebiliriz.

Nitekim terörist başı Ferhat Abdi Şahin verdiği bir mülakatta; SDG yapılanması dışında olduğunu iddia ettiği “silahlı bir yapının alan içerisinde bırakıldığını, halkın öz savunmasız kalmayacağını ve bunun da Rusya’nın bilgisi dâhilinde olduğunu” ifade etmektedir.[[ii]] Terör örgütü bu silahlı gücü, SDG’nin bir parçası olmadığını belirterek kendilerinden bağımsız hareket eden bir gruptan bahsetmesi dikkat çekicidir.

Rusya eğer böyle bir silahlı gücün alanda kalmasına göz yummuş ise; bu durumda Rusya’nın, yukarıda da vurgulandığı gibi YPG’nin durumunu zamana yaymak suretiyle, Cenevre’de devam eden siyasi sürecin akışı içerinde şekillendirilmesini sağlamak gibi bir niyetinin olduğundan bahsedebiliriz.

Kaynaklar:

[[i]] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Teröristler Bu Bölgeden Çıkmış Değil, https://www.timeturk.com.,

 07 Kasım 2019.

[[ii]] Bütün Kürtlerin Meselesi, https://www.rudaw.net., 06 Kasım 2019.

—————————————

Kaynak:

https://www.21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/terorizm-ve-terorizmle-mucadele/abd-ve-rusya-nin-kucagindaki-ypg-pkk

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen