Dolardan neden vazgeçmiyorlar?

Aslında dolarizasyonun ortaya çıkması ve uzun vadeli seyri ile yüksek enflasyon arasında bire bir ilişki ve paralellik söz konusu. 2001 yılında enflasyon yüzde 68,5 ve  dolarizasyon oranı yüzde 58. Bundan 10 yıl sonra ise Şubat 2011’de  dolarizasyon yüzde 29,5 ile tarihi dip düzeyinde. Enflasyon da bir ay sonra Mart 2011’de yüzde 3.99 ile 1970 sonrasının en düşüğüne indi.

Son ağustos şoku sırasında ise enflasyon yüzde 25.24’e kadar çıktı, döviz hesaplarının mevduattan aldığı pay da yüzde 55’e kadar yükseldi.

Dolarizasyon bir yerde değersiz paradan kaçma ve enflasyondan kendini koruma eğiliminin sonucudur. Dolarizasyonun anası da babası da enflasyondur. Bu anlamda döviz mevduatları da tasarruf sahiplerinin enflasyondan korunma ve sığınma evidir.

*****

Abdurrahman YILDIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün önce “Bırakın doları moları; paramıza, Türk Lirası’na dönelim. Türk Lirası artık kaybettirmiyor. Milliliğimizi, yerliliğimizi burada da gösterelim” dedi.

Dün açıklanan haftalık TCMB verilerine göre bankalar ve katılım bankalarındaki yurtiçi yerleşiklere ait döviz mevduatları toplamı 195 milyar dolarla en yüksek düzeyinde bulunuyor.

Buna karşılık kredi talebi yerli para üzerinden devam ediyor. Toplanan döviz mevduatlarının ancak dörtte üçü kadar döviz kredisi verilirken, TL krediler TL mevduatın da üstünde seyrediyor.

FİYATA DUYARLILIĞIN SONUCU

-Geçmişte ise dövizle borçlanmak avantajdı. En azından 2002-2013 döneminde. Çünkü TL değerleniyor ve döviz kurları değer kaybediyordu.

-Tablo 2013  ortasından itibaren değişmeye başladı. Bu kez TL değer kaybediyordu. Geçen yılın ağustos ayında bu değer kaybı yıkıcı bir şekilde hızlandı. Döviz varlığı olanlar karlı, döviz borcu olanlar zararlı çıktı. O şokun etkisi halen de sürüyor.

Bireyler ve kurumlar doğal olarak değeri artma ihtimali olan parayla tasarruf edip, değeri düşecek parayla borçlanıyorlar. Bu durum fiyata karşı duyarlılıktır. Fiyat değiştiğinde, yani TL’nin değer kaybı durduğunda ya da TL değerlenmeye başladığında davranışlar da pekala değişiyor.

BİR YILDIR TL DEĞERLENİYOR

-Cumhurbaşkanı da zaten bu gerekçeyi öne sürerek TL’ye dönüş çağrısı yapıyor. “TL artık değer kaybettirmiyor.” Hatta değer kazanıyor. Ağustos 2018’de 7.24’e kadar çıkan Dolar/TL  kuru, son günlerde 5.75 civarında seyrediyor.

-Yaz ortasında başlayan ve 10 puana varan faiz indiriminde bile TL sepet kura karşı yüzde 3 değerlendi. İşte bu değerlenmeye karşılık yurtiçi yerleşikler dövizden vazgeçmiyor.

-Çünkü henüz bu değerlenme döneminin üzerinden bir yıl gibi tasarruf etme alışkanlıklarının değişmesi açısından çok kısa sayılacak bir süre geçti.

YARIM ASIRLIK DOLARİZASYON GEÇMİŞİ

-Türk insanının dövize yatırımı ise yeni değil. Yüksek enflasyonla beslenen uzun bir döneme, yarım asra dayanıyor. Enflasyonun çift haneli rakamlara çıktığı ve faizlerin negatif olduğu 1970’ler dövize yönelmenin ilk yıllarıydı.

-1983 sonunda döviz mevduatı açmak serbest bırakıldı, tasarruflar finansal sistem içinde çekilmeye başladı. 2001 yılı devalüasyonuna gelinceye kadar döviz mevduatlarının mevduatlar içindeki payı yüzde 58’e kadar yükseldi.

-Enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesiyle bu pay 2011’de yüzde 29’a kadar, yani yarı yarıya geriledi. Son durum ise mevduatların yüzde 49’u döviz üzerinden, yani yarı yarıya bir durum söz konusu.

ANASI DA BABASI DA ENFLASYON

-Aslında dolarizasyonun ortaya çıkması ve uzun vadeli seyri ile yüksek enflasyon arasında bire bir ilişki ve paralellik söz konusu. 2001 yılında enflasyon yüzde 68.5 ve  dolarizasyon oranı yüzde 58. Bundan 10 yıl sonra ise Şubat 2011’de  dolarizasyon yüzde 29.5 ile tarihi dip düzeyinde. Enflasyon da bir ay sonra Mart 2011’de yüzde 3.99 ile 1970 sonrasının en düşüğüne indi.

-Son ağustos şoku sırasında ise enflasyon yüzde 25.24’e kadar çıktı, döviz hesaplarının mevduattan aldığı pay da yüzde 55’e kadar yükseldi.

-Dolarizasyon bir yerde değersiz paradan kaçma ve enflasyondan kendini koruma eğiliminin sonucudur. Dolarizasyonun anası da babası da enflasyondur. Bu anlamda döviz mevduatları da tasarruf sahiplerinin enflasyondan korunma ve sığınma evidir.

ASLOLAN ENFLASYONLA MÜCADELEDİR

-Yok edilmesi gereken yüksek enflasyondur. Kök sebep odur. O zaman sadece döviz kurları değil faizler de kalıcı ve doğal yollardan en düşük düzeylerine inebilir. Dolarizasyon eğilimi de son bulur.

-Düşük tek haneli enflasyon rakamlarına inilmeden ve kalıcılığı sağlanmadan idari önlemlerle dolarizasyonun üzerine gidilmesi elbette sonuç sağlar. Ama tasarrufların altına ve gayrimenkule yönelmesine, finansal sistemin dışına çıkmasına ve verimsiz alanlara kaçmasına da yol açar.

————————————————

Kaynak:

https://www.bloomberght.com/ht-yazarlar/abdurrahman-yildirim/2239049-dolardan-neden-vazgecmiyorlar

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen