Seferihisar Depremi Bir İkazdır

Bütün bilim insanları en büyük tehlikenin beklenen İstanbul depremi olduğunda birleşiyor. Marmara denizinin İstanbul’un güney sahilinde Adalar-Silivri-Tekirdağ fay hattı üzerinde muhtemelen 7-7,2 büyüklüğünde olması beklenen depremin her açıdan tarihi bir facia olacağını, 40 binden fazla insanımız hayatını kaybederken Türkiye’nin kalpgâhı, gözbebeği konumundaki kentin birçok bölgesinin yıkılıp harabeye döneceğini, ülke ekonomisinin, akademik, bilimsel, sosyal ve kültürel hayatımızın, sanayi ve teknolojimizin telafisi zor olacak, yıllarca sürecek çok derin yaralar alacağını herkes görüyor. Buna rağmen daha çok konuşup siyasi tartışma yapmayı seviyoruz. Planlar, hazırlıklar yapıldığı sıkça tekrarlanmasına rağmen tehlikenin büyüklüğüyle orantılı etkili adımlar bir türlü atılamıyor. İnsanlar kentin en kritik bölgelerinde yıkım tehlikesi olduğu bilinen binalarda oturmak zorunda kalırken İstanbul kanalının hazırlığını yapıyoruz. Özetle yıllardır yerimizde sayıp duruyoruz.

*****

Nuri GÜRGÜR[i]

Seferihisar’da yaşanan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu elim olay Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kere daha gözler önüne serdi. Anadolu’yu, doğu-batı hattında Marmara ve Ege denizine,  güney yönünde Adıyaman-Adana’ya doğru uzanan iki deprem kuşağında ne zaman nerede ve ne büyüklükte fay kırılmasının yaşanacağını kimse tam olarak bilemiyor, konunun uzmanları ancak tahminler yapabiliyor.

Bütün bilim insanları en büyük tehlikenin beklenen İstanbul depremi olduğunda birleşiyor. Marmara denizinin İstanbul’un güney sahilinde Adalar-Silivri-Tekirdağ fay hattı üzerinde muhtemelen 7-7,2 büyüklüğünde olması beklenen depremin her açıdan tarihi bir facia olacağını, 40 binden fazla insanımız hayatını kaybederken Türkiye’nin kalpgâhı, gözbebeği konumundaki kentin birçok bölgesinin yıkılıp harabeye döneceğini, ülke ekonomisinin, akademik, bilimsel, sosyal ve kültürel hayatımızın, sanayi ve teknolojimizin telafisi zor olacak, yıllarca sürecek çok derin yaralar alacağını herkes görüyor. Buna rağmen daha çok konuşup siyasi tartışma yapmayı seviyoruz. Planlar, hazırlıklar yapıldığı sıkça tekrarlanmasına rağmen tehlikenin büyüklüğüyle orantılı etkili adımlar bir türlü atılamıyor. İnsanlar kentin en kritik bölgelerinde yıkım tehlikesi olduğu bilinen binalarda oturmak zorunda kalırken İstanbul kanalının hazırlığını yapıyoruz. Özetle yıllardır yerimizde sayıp duruyoruz.

Oysa 1999 Sakarya-İzmit depreminde yaşananlar herkesi etkilemiş, bu meselenin lafla geçiştirilecek bir yanının olmadığı görülmüş “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak“ ifadesiyle ciddi adımlar atılacağının mesajları verilmeye başlanmıştı. Ama hafızası zayıf bir toplumuz, acıları çabuk unutuyoruz.

O dönemden bu güne kadar İstanbul’da beklenen depremle ilgili neler yapıldığı veya yapılmadığı zaman zaman yazılıp konuşuluyor, tartışılıyor ama gerçek durumu tam olarak yansıtacak bir tablo bir türlü ortaya konulamıyor. Oysa her türlü siyasi ve şahsi hesabın, rant ve kariyer beklentisinin bir kenara bırakılması gereken son derece büyük, ortak bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Depremin yol açacağı kayıpları tümüyle ortadan kaldırmak ne yazık ki mümkün değil ama bunları daha aza indirmek, yaşanacak acıları azaltmak bize bağlı. Daha çok konuşup az iş yapmak, çok değerli olan zamanı israf etmek yerine, samimi bir elbirliği ve güç birliği içerisinde kısa zamanda sonuç alınacak girişimler başlatılmalıdır. Ayrımcılık yapmadan ilgili ve yetkili bütün tarafların, konunun uzmanlarının, akademisyenlerin, teknisyenlerin, birlik, oda ve sivil toplum temsilcilerinin düzenli şekilde katılacakları toplantılar, çalıştaylar düzenlenerek istişareler yapılmalıdır.

Toplanma alanlarının birçoğunun ranta kurban edilmesi gibi yanlışlar artık kesinlikle tekrarlanmamalıdır. Seferihisar depremiyle yönetim ve toplum olarak bir kere daha ikaz edildik; bu uyarılara rağmen toparlanmadığımız takdirde milletçe ağır bedeller ödememiz, acılar ve kayıplar yaşamamız, ağlaşmamız kaçınılmaz hale gelir.

——————————————————

[i] Türk Ocakları Eski Genel Başkanı, ATO Eski Meclis Başkanı, yazar, mütefekkîr, işadamı

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen