Papa’nın Irak Ziyareti ve Türkmenler

Irak’ın birliğine inanan ve bu yönde her zaman ciddi irade ortaya koyan Türkmen toplumunun merkezî hükûmetteki temsilinin yeterli olmaması, Papa’yı karşılama ve uğurlama törenlerindeki temsillerini zayıflatmıştır. Özellikle Irak Cumhurbaşkanlığı makamının, Irak hükûmet sistemine uygun bir şekilde ülkenin birliğini temsil eden sembolik makam olmasından dolayı cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin Türkmen olması toplumsal temsil açısından önemli olacaktır. Böyle bir adım Irak Türkmenlerinin, Irak halkının bir parçası olduğunun gösterilmesi ve Türkmenlere karşı gelenekleşmiş marjinalleştirme politikasının sonlandırılması açısından önemlidir. Ayrıca Türkmenlerin devlet kurumlarında etkin ve gerektiği şekilde temsil edilmesi, dış dünyaya Irak’ın gerçekten tüm toplulukları kucaklayan ve bu yönde çaba gösteren bir ülke olduğunu ortaya koyacaktır.

*****

Bilgay DUMAN ve Adil ZİNEELABDİN 

Papa Francis’in 5 Mart 2021’de başlayan tarihî Irak ziyareti, Irak’ın 5 vilayeti Bağdat, Necef, Zikar, Musul ve Erbil’i kapsamıştır. 7 Mart 2021’de Erbil’de tamamlanan ziyaretin doğası ve sonuçları Irak’ta önemli tartışmalara yol açmıştır. Papa’nın Irak’ta toplumsal barışın tesisi için önemli olarak nitelendirilen ziyaretinin, halkın büyük bir bölümü tarafından olumlu ve hayli önemli bir ziyaret olarak karşılandığını belirtmek yanlış olmayacaktır. Ziyaret, Şii Arap toplumunun önemli kesimi kadar Kürtler ve Hıristiyanlar tarafından da büyük büyük bir coşku ve sevinçle karşılanmıştır. Sünni toplumun büyük bir bölümünün de Papa’nın ziyaretini, ülkedeki siyasi ve güvenlikle ilgili sorunların giderilmesi açısından umut verici bir gelişme olarak nitelendirdiği söylenebilir.  Irak’taki azınlıkların varlıklarının korunması açısından kritik olan ziyaret, diğer toplumların eşit siyasi, ekonomik ve sosyal haklarının temin edilmesi açısından önemli olmuştur. Türkmenler de Irak’taki anayasal ve yasal haklarını elde edebilmek için ziyarete olumlu yaklaşmıştır.

Irak Türkmenleri açısından Papa Francis’in ziyareti birçok açıdan öne çıkmıştır. Çok fazla bilinmemekle birlikte Irak’taki Türkmenler arasında az da olsa bir Hristiyan Türkmen varlığı bulunmaktadır hatta Türkmenlerin kendi tabiri ile “Kale Gâvurları” olarak anılmaktadırlar. Kerkük başta olmak üzere Türkmen bölgelerindeki devlet siyaseti ve terör tehdidi Türkmen Hristiyanları da dâhil olmak üzere Hristiyanların göç etmesine yol açmıştır. Daha önce Kerkük Kalesi’nde yaşayan Türkmen Kale Hristiyanları ve Kerkük kalesi açısından Papa’nın ziyareti iki yönden önemlidir: Birincisi, daha önce diktatör rejimden kaçan Hristiyan Türkmenlerin geri dönüşü için istikrarın ve güvenliğin sağlanmasına kapıları aralayabilir. İkincisi ise bu ziyaret, Türkmenlerin, kalenin ve evlerinin çevresindeki tarihî eserlerin restore edilmesi yönündeki savlarını güçlendirebilir. Nitekim Papa’nın ziyaretiyle birlikte halk arasında antik Ur kenti ve Irak’ın tarihî eserlerinin ortak insanlık mirası ve zenginliği olarak korunması gerektiği yönünde tartışmalar yaşanmıştır. Diğer yandan Irak hükûmetinin tarihî eserlere önem vererek turizme açması, Papa’nın ziyaretiyle gündeme gelen önemli maddelerden biri olmuştur. Bu kapsamda Danyal Peygamber’in türbesinin Kerkük Kalesi’nde olduğu göz önüne alındığında Kerkük’ün dinî, tarihî ve kültürel açılardan önemi daha kolay anlaşılır. Bu nedenle Papa’nın Irak ziyaretinin, 2 Mart 2021’de Irak Türkmen Cephesi (ITC) ve Irak Parlamentosu Üyesi Erşat Salihi’nin Kerkük’teki tarihî eserlerin restore edilmesi yönündeki çağrılarının etkisini güçlendirdiğini söylemek mümkündür. 

Papa Francis’in Irak ziyaretinin toplumsal barışın tesis edilmesi açısından öne çıkması, Türkmenlerin siyasal ve sosyal haklarını talep etme çabalarını güçlendirmiştir. Bu bağlamda Irak Türkmen Cephesi Başkanı, Türkmenlerin Irak’taki mağduriyetlerini öne çıkarmak için Bağdat’ta Papa Francis’i karşılama töreninde kendisine ayrılan ön saftaki koltuğu IŞİD terör örgütünden kurtulan Türkmen kadınına ayırmıştır. Salihi tarafından yapılan bu hareket, Türkmenlerin özellikle Musul’a bağlı Türkmen kenti Telafer ve Kerkük’e bağlı Beşir köyünde IŞİD tarafından kaçırılan 1.200 kişinin kaderinin ortaya çıkarılması açısından Irak hükûmetine ve uluslararası topluma oldukça manidar bir mesaj olmuştur. Şiddetin Irak toplumunda yarattığı ayrışmanın önüne geçilmesi amacıyla yapılan ziyaret, Irak Türkmenlerinin özellikle IŞİD’den kurtulan Türkmen kadınların uğradıkları mağduriyeti uluslararası gündeme getirmek ve haklarını talep etmek açısından bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Papa Francis’in, Musul’a bağlı Hristiyan çoğunluklu ve tartışmalı bölge olan Karakuş’u ziyaret etmesi, tartışmalı bölgeleri kaçınılmaz olarak gündeme getirmiştir. Irak merkezî hükûmeti ve IKBY arasında idari ve askerî kontrol açısından çekişmenin yaşandığı tartışmalı bölgelerde bulunan topluluklar için Papa ziyareti, birlikte yaşama ve toplumsal barış açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bazı siyasi taraflar, Papa’nın Irak ziyaretiyle birlikte tartışmalı bölgelerin kaderinin belirlenmesine ilişkin hüküm içeren Irak Anayasası’nın 140. maddesinin uygulanmasını gündeme getirmiştir. Bu ziyaret, özellikle Ninova vilayeti sınırları içerisinde bulunan ve tartışmalı bölgeler kapsamında değerlendirilen, Irak’taki Hıristiyan ve Türkmenlerle birlikte diğer azınlıkların yoğun olarak yaşadığı Hamdaniye (Karakuş), Tilkeyf, Bartılla, Başika gibi ilçe ve nahiyelere ilişkin statü tartışmalarını yeniden alevlendirebilir. Zira bir dönem Saheel Neynova (Ninova Ovası) olarak adlandırılan bu bölgede azınlıklar için bir özerk yönetim kurulması tartışmalarının gündeme getirildiği düşünüldüğünde, Papa’nın ziyaretiyle bu yönde bir tartışmanın fitili yeniden ateşlenebilir.

Irak’ın üçüncü asli kurucu unsuru olan Türkmenler açısından Papa’nın ziyareti büyük önem taşımasına rağmen Vatikan’ın Irak Büyükelçiliği tarafından ziyaretle ilgili tasarlanan posterlerde Arapça, İngilizce, Kürtçe ve Süryanicenin aksine Türkçenin kullanılmaması, Türkmenlerin Irak’ta maruz kaldıkları dışlanma politikasının devam ettiğini göstermiştir. Irak Türkmenlerinin Kerkük, Musul, Erbil ve Duhok’ta tarih boyunca Hristiyanlarla birlikte yaşamalarına rağmen Papa’nın ziyaretinde poster ve afişlerde Türkçenin ihmal edilmesi, ziyaretin hedefleriyle uygun düşmemiştir. Ayrıca Papa’nın Erbil’deki karşılama törenine IKBY’deki tek Türkmen Bakan olan Aydın Maruf’un davet edilmemesi de dikkat çekici olmuştur. Ülkede kalıcı bir barışın tesis edilmesi, tüm toplumların haklarının ve temsillerinin sağlanmasıyla mümkün olabilir. Aksi hâlde ülkedeki bölünmüşlük daha da derinleşebilir.

Irak’ın birliğine inanan ve bu yönde her zaman ciddi irade ortaya koyan Türkmen toplumunun merkezî hükûmetteki temsilinin yeterli olmaması, Papa’yı karşılama ve uğurlama törenlerindeki temsillerini zayıflatmıştır. Özellikle Irak Cumhurbaşkanlığı makamının, Irak hükûmet sistemine uygun bir şekilde ülkenin birliğini temsil eden sembolik makam olmasından dolayı cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin Türkmen olması toplumsal temsil açısından önemli olacaktır. Böyle bir adım Irak Türkmenlerinin, Irak halkının bir parçası olduğunun gösterilmesi ve Türkmenlere karşı gelenekleşmiş marjinalleştirme politikasının sonlandırılması açısından önemlidir. Ayrıca Türkmenlerin devlet kurumlarında etkin ve gerektiği şekilde temsil edilmesi, dış dünyaya Irak’ın gerçekten tüm toplulukları kucaklayan ve bu yönde çaba gösteren bir ülke olduğunu ortaya koyacaktır. Ne var ki Irak’taki siyasetin Şii, Sünni ve Kürt temelleri üzerine inşa edilmesi, Türkmenlerin yanı sıra Irak’ın derin tarihi açısından oldukça önemli bir zenginliği temsil eden diğer azınlık toplulukları da dışlamıştır. Irak Türkmen siyasetçisi Ammar Kahya, Papa’yı karşılama ve uğurlama törenlerinde Türkmenlerin göz ardı edilmesini, Irak Anayasası’na ve insan hakları değerlerine aykırı bir davranış olarak nitelemiştir. Bu duruma rağmen Irak’ta birlik ve barış içinde yaşamaktan başka bir seçenek aramayan Türkmen toplumu, ziyareti Irak’ta barışın tesisi için önemli bir gelişme olarak nitelendirmiştir. ITC Başkanı Salihi, ziyarete dair yaptığı değerlendirmede, ziyaretin Irak’taki durumun düzeltilmesi, ülkedeki toplulukların varlıklarının korunması ve haklarının elde edilmesi açısından kritik olduğunu ifade etmiştir.

Sonuç itibarıyla Papa Francis’in ziyareti, Irak’taki farklı kesimlerin yakınlaşması ve Irak’ın şiddet ve terör sayfasını kapatmak için çaba gösterdiğini ortaya koyması açısından önemli olmuştur. Bu anlamda Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin 6 Mart 2021 tarihini Ulusal Hoşgörü ve Birlikte Yaşama günü ilan etmesi, bu bölgelerde barışın sağlanması ve ayrışmaya sebep olabilecek adımların atılması açısından önemlidir. Ancak ziyaret kapsamında Papa Francis’in karşılanması için hazırlanan posterlerde Türkçenin kullanılmaması, Irak’ın üçüncü kurucu unsuru olan Türkmenler açısından ziyaretin önemine yakışmayan bir hareket olarak nitelendirilebilir. Türkmenler, Papa Francis’in ziyaretini kendine mal etmek isteyen taraflara fırsat vermemek adına ve Irak’ın bütün toplulukları arasında barışın tesisi için ziyareti olumlu karşılamıştır. Ayrıca barıştan yana olan Irak Türkmenlerinin, bu ziyaretle birlikte Kerkük’ü ve diğer tartışmalı bölgeleri terk eden Hristiyanların geri dönmesini ve güvenliği destekleyen adımlar atılmasını beklediği söylenebilir.

—————————————————-

Kaynak:

https://www.orsam.org.tr/tr/papanin-irak-ziyareti-ve-turkmenler/

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen