Kutlanacak cumhuriyet kalmadı (mı?)

Milletin egemenliği kullanmak için gösterdiği gaye ve fedakârlıklar sonucu elde ettiği yönetim biçimidir cumhuriyet.

Bu açıdan cumhuriyet, umuttur ve emanettir. Bir umutla Atatürk’ün yolundan giden ve ferah günlerin hayaliyle çabalayan, savaşan, ölen, gazi olan yüzbinlerin emanetidir.

Umut var oldukça, Cumhuriyet var olacaktır.

Cuma günü meydanlarda, caddelerde yaşanan coşku, buna en büyük kanıttır.

*****

Fatma ÇELİK

Çağının oldukça ilerisinde, öngörülü büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır” sözünü şuraya not düşerek başlayalım yazıya…

Geçtiğimiz Cuma günü, Türkiye Cumhuriyeti’nin 98’inci yılını kutladık. Asırlarca kutlamayı niyaz ederim ancak sosyal medyada gördüğüm, “Kutlanacak Cumhuriyet mi kaldı”, “Cumhuriyet yalnızca kağıt üzerinde” minvalinde sözler içeren bazı tartışmalar, aradan 3 gün geçmiş olsa da bu konunun üzerine eğilme gereğini hissettirdi.

Nitekim Ata’nın ricasıdır, Cumhuriyetin niteliklerini her fırsatta anlatmak. “Cumhuriyeti, onun gereklerini yüksek sesle anlatınız” der. “Cumhuriyet prensiplerini sevdiriniz. Bunu kalplere yerleştirmek için hiçbir fırsatı kaçırmayınız.”

O halde, sıkça kullanılan ancak “nedir” diye sorulduğunda bir anda cevaplanamayan pek çok soyut kavram gibi havada kalmasın cumhuriyet. Bir daha hatırlayalım içeriğini, manasını.

Mânâlarıyla cumhuriyet

Biz hukukçular lisans eğitiminin daha ilk senesinde karşılaşırız “Cumhuriyet nedir?” sorusuyla ve iki tane tanımla tanışırız. İlki daha dar bir tanımdır ve cumhuriyet kavramına küçük bir çerçeve çizer:

“Devlet başkanının seçimle ve belli bir süre için belirlendiği yönetim biçimi.”

Teknik bir tanımdır bu elbet ve her teknik tanım gibi yetersizdir.

Çünkü seçmen iradesine zor kullanma yoluyla yön veren diktatörlük rejimlerini, devlet başkanının seçimle belirlendiği eski baskıcı sosyalist rejimleri dahi neredeyse kapsamına alır.

Eksik çok bariz bir şekilde göze çarpar: Demokrasi.

Bu durumda geniş tanıma geçilir:

“Cumhuriyet, egemenliğin birden fazla iradeye bağlı olduğu yönetim biçimidir.”

İçeriği Oxford Language tarafından doldurulan Google’ın Türkçe sözlüğünde ve Türk Dil Kurumu sözlüğünde aynı şekilde yer alan tanım daha da açıktır:

“Milletin, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi.”

Ve dahası…

Geniş tanıma geçtikten sonra, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kavramın manasından uzaklaştığını görmek güç değil.

Zira bugün Türkiye’de egemenlik birden fazla iradeye bağlı değil.

Bugün Türkiye’de millet, egemenliğini vekilleri aracılığıyla kullanamıyor.

Ancak öte yandan Ata’nın tanımıyla, “Cumhuriyet, ahlaki fazilete dayanan bir iradedir. Cumhuriyet, fazilettir.”

Milletin egemenliği kullanmak için gösterdiği gaye ve fedakârlıklar sonucu elde ettiği yönetim biçimidir cumhuriyet.

Bu açıdan cumhuriyet, umuttur ve emanettir. Bir umutla Atatürk’ün yolundan giden ve ferah günlerin hayaliyle çabalayan, savaşan, ölen, gazi olan yüzbinlerin emanetidir.

Umut var oldukça, Cumhuriyet var olacaktır.

Cuma günü meydanlarda, caddelerde yaşanan coşku, buna en büyük kanıttır.

Ve yukarıda ifade ettiğimiz dar tanımda bahsi geçen seçimler, bu umudu gerçek kılmak için, egemenliğin gerçek ve kalıcı sahibi olan milletin elindeki bir güçtür.

Yönetimler de yöneticiler de gelip geçer; ama Cumhuriyet ilelebet payidar kalır.

Milletin gayesi, emanete sahip çıkmak ve sahip olduğu egemenliği, hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, eşitliği esas alan erdemli kimseler aracılığıyla kullanmak olmalıdır.

————————————–

Kaynak:

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kutlanacak-cumhuriyet-kalmadi-mi-483808h.htm

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen