“Bir Kuşak Bir Yol”a Türkiye ve Türk Dünyası’ndan Bakmak: İşbirliği İmkânları, Riskler ve Fırsatlar

Rusya-Çin rekabetini bölgesel ölçekte değerlendirmeye devam ettiğimizde Astana’da yapılan anlaşmaya karşı Rusya’nın cevabı çok gecikmemiş ve “Orta Kuşak” güzergâhında Çin’i Özbekistan’a ve Hazar Denizi’ne bağlayan Kırgızistan’a Tacikistan tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir[48]. Saldırının zamanı oldukça manidardır. Saldırı, ŞİÖ toplantıları sürerken gerçekleştirildi. Tacikistan, Orta Asya’nın tam ortasında adeta Rusya’nın bir uzantısı olarak bölge ülkelerine karşı kullanılmaktadır[49].

*****

Batın DURMAZ

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, 21. yüzyılın projesi olarak ortaya çıkan “Bir Kuşak Bir Yol” (Bazı kaynaklarda sadece Kuşak-Yol olarak geçmektedir) girişimini 2013 yılında Kazakistan’ın başkenti Astana’da dünyaya ilan etmiştir[1].

Xi Jinping, projeyi daha çok başlangıçta Asya ülkeleri arasındaki bir ticari yakınlaşma gibi bir yapıda kamuoyuna paylaşmıştır[2]. Bu dönemde basına verdiği demeçlerde Han Hanedanı (Asya Hunları ile çağdaş olan bir Çin hanedanıdır. İpek Yolu’nun başlangıç dönemi olarak kabul görmektedir) döneminde başlayan tarihi ipek yoluna sürekli bir atıf bulunmaktadır[3].

Asya kıtası ülkeleri arasındaki bir ticaret görüntüsü veren “Bir Kuşak Bir Yol” girişimi gerek dünya siyasetini gerekse bölgesel politikaları nasıl etkilemiştir? Bu kritik sorunun cevapları 14 Mayıs 2017 yılında Xi Jinping’in yaptığı yeni bir basın açıklamasında yer almaktadır. “Kuşak ve Yol Uluslararası İş Birliği Forumu” açılış töreninde Xi Jinping, Çin’in projesinin ikinci adımını başlatmıştır[4].

“[2013 yılında Kazakistan’daki yaptığım açıklamadan] Dört yılın sonra, 100’ün üstünde ülke ve uluslararası organizasyon, bu girişimi destekledi ve dâhil oldu… Ayrıca 60 kadar ülke ve uluslararası kuruluşla birlikte ticaret bağlantısı konusunda “Kuşak ve Yol” iş birliği başlatacağız…2014-2016 [yılları arasında] Çin ile diğer “Kuşak ve Yol” ülkeleri arasındaki toplam ticaret 3 trilyon ABD dolarını aştı.”[5]

Xi Jinping, bu sözleriyle “Deniz İpek Yolu” ticari ve siyasi anlaşmalarının hedeflerini de duyurmuştur. Jinping’in sözlerinden de anlaşıldığı gibi yaklaşık dört yılda Çin’in ticaret hacmi inanılmaz derecede büyümüş, ekonomik ve politik etki alanı ABD’yi tedirgin edecek ölçüde genişlemiştir. Özellikle “Deniz İpek Yolu” projesiyle Çin’in etki alanını tüm dünyaya yaydığını görmek mümkündür. 2017 yılında yapılan ve alıntıladığımız kısımların daha da ötesine geçen cüretkâr açıklamalar ile Çin, artık küresel çapta “ön alıcı” rolüne soyunmuştur.

Çin’in geliştirdiği yeni dış politika tavrının küresel siyasette akla gelen en büyük etkisi şüphesiz Çin-ABD savaşının başlamasıdır[6]. 2018 yılında Amerikan Başkanı Donald Trump’ın tek taraflı olarak başlattığı[7] ticari kısıtlamalar ile Çin-ABD ilişkileri yeni bir şekle bürünmüştür. Çin ile ABD arasında her açıklama ve hamlede dozu daha da artarak ilerleyen gerilim, sadece dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın bireysel politikaları olmadığı ilerleyen süreçte anlaşılmıştır. ABD’nin dış politikası başkanların öncelikli tercihlerinin ötesinde Amerikan karar alıcılarının yönlendirmesinde ilerlediği görülmektedir.

Ancak Biden döneminde Çin’e karşı geliştirilen söylemler Trump döneminden radikal şekilde ayrılmıştır. Biden’ın görev yaptığı ilk 86 gün içerisinde taraflar arasındaki ekonomik kısıtlamalar artmaya devam etmiştir[8]. Trump döneminde “Çin Virüsü[9]” şeklinde ırkçı tabirlere varacak derecede Çin aleyhtarlığı devletin en üst perdesinden söylem olarak kullanılmıştır. Biden döneminde yumuşak tonda giden ancak kısıtlamaların artmaya devam ettiği ticaret savaşında politik bir kırılma 16 Nisan 2021 tarihinde yaşanmıştır.

Bu tarihte ABD Başkanı Biden ve Japonya Başbakanı Yoshihide Suga, Çin’in yükselişine ve Tayvan’ın toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik iş birliği yapacaklarını basın açıklaması ile dünyaya duyurmuşlardır. Çin’in Washington Büyükelçiliği, iki ülkeye sert bir şekilde cevap metni yayınlamıştır[10]. Sadece beş gün sonra ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin fikir birliği sonucunda “2021 Stratejik Rekabet Yasası” onaylanmıştır. Bu yasa, Çin ile girilen ticaret savaşında ABD’nin daha agresif bir tutum sergilemesini amaçlamaktadır[11].

10 Haziran 2021 yılında ise Çin de artan ABD ve AB yaptırımlarına karşı önlemler olarak batılı şirketlere karşı yaptırım paketleri açıklamıştır[12]. Ancak ABD ve AB karar alıcıları Çin ile sürdürülen ticari savaşın yeterli olmadığı görüşünü benimsemeye başlamıştır. Nitekim hem Çin’in 10 Haziran’da aldığı karara bir cevap vermek hem de ticari savaşın dozunu arttırarak siyasi gerginliğe dönüştürmek için 14 Haziran 20221’de NATO’nun Brüksel’deki yılık zirvesinde Çin’i “küresel bir güvenlik sorunu” ilan etmişlerdir[13]. Bu ağır söylem ile ABD-Çin arasında 2018 yılında başlayan ticari rekabet küresel bir siyasi soruna dönüşmüştür.

Ancak Bir Kuşak Bir Yol girişiminin küresel siyasetteki tek etkisi ABD-Çin veya Batı Bloğu-Çin arasındaki ticari rekabet değildir. ABD’yi Çin’e karşı bu denli güvenlik kaygılarına iten en büyük etken tek kutuplu siyasi düzenin yıkılışa geçtiği algısıdır. Bu yıkılış algısını tetikleyen ise Çin’in artan askeri harcamaları ve tehditkâr dış politikasıdır[14]. Çin’in askeri üstünlüğü demek Pasifik’teki ABD savunma hattının yıkılması demektir. ABD’nin Çin’i çevrelemek için kurduğu savunma hattı kuzeyde Güney Kore, merkezde Japonya ve güneyde Tayvan adasıdır. Bu hattın yarılmaması için Çin’in teknolojik ve ekonomik sıçraması ABD için önlenmesi mecburi bir durumdur[15].

Şubat 2022’de Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlaması ile birlikte Çin-ABD ilişkilerinin bir miktar gevşeme gösterdiği gözlemlenmiştir. Taraflar arasındaki diyaloglar artarken ticari emtialar üzerindeki kısıtlamalar muafiyetlere dönüşmeye başlamıştır. Ancak bu ılıman hava çok uzun sürmemiş ve 2022 yaz aylarından itibaren taraflar arasındaki gerilim tekrardan yükselişe geçmiştir[16]. Taraflar arasında şubat ayından ağustos ayına kadar esen ılımlı havayı ortadan kaldıran şey nedir?

Yaz aylarının sonlarına doğru Rus ordusunun Ukrayna topraklarındaki saldırgan tutumu stratejik olarak değişime uğramıştır. Rus kurmay heyetinin amaçladığı askeri hedefler gerçekleştirilemeyince Rusya sahada bir hezimeti önlemek için savunma pozisyonuna geçmiştir. Özellikle eylül ayından itibarense Ukrayna ordusunun karşı saldırılara başladığı ve yer yer ilerleme kaydettiği gözlemlenmektedir[17]. Bu değişim Çin-ABD ilişkilerini derinden etkilemiş ve Tayvan krizinin hortlamasına sebep olmuştur[18].

“Bir Kuşak Bir Yol” girişiminin dünya siyasetinde ve ekonomisinde öne çıkan etkilerinden birisi de Çin hegemonyasının doğması olmuştur. Bu durum Batı basınında Çin’e karşı bir söylemin gelişmesinde etkili olmuştur[19][20][21]. Çin’in Asya kıtası içerisinde iki büyük rakibi bulunmaktadır. Bunlardan ilki Rusya iken ikincisi Hindistan’dır. Çin ile Hindistan arasında büyük sınır sorunları mevcuttur[22][23]. Çin hem ülke nüfusu hem ekonomik hem de siyasi konulardan ötürü rakibi olan Hindistan’ı çevreleme politikası gütmektedir.

Her ne kadar Hindistan-Çin rekabeti bölgesel (Güneydoğu Asya) olarak nitelendirilse de tarafların ekonomik hacimlerinin ve siyasi etkilerinin büyüklüğü aralarındaki sorunu küresel bir boyuta taşımaktadır. Çin, Sri Lanka[24], Pakistan[25][26]ve Afganistan’a[27] önemli yatırımlar gerçekleştirmektedir. Bu yatırımlar hem Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi kapsamında yapılmakta hem de Hindistan’ı çevrelemeyi amaçlamaktadır[28]. Hindistan bu ablukayı kırabilmek için en zayıf halka olan Sri Lanka’yı stratejik hedef seçmiştir[29]. Sri Lanka yaşadığı ekonomik yıkım ile tümden Çin’in kucağına düşmüş bulunmaktadır. Hindistan, Sri Lanka ekonomisini ayağa kaldırarak kendi etki alanına Sri Lanka’yı dâhil ederek Çin’in ablukasını kırmayı amaçlamaktadır.

Öte yandan Sri Lanka, Çin’in Afrika kıtasına ve Akdeniz sahillerine açılması için bir atlama tahtası görevi görmüştür. Hindistan, bu ada ülkesini kendi etki alanına sokarak Çin’in “Deniz İpek Yolu” politikasını baltalamayı amaçlamaktadır. Ancak Çin, bu tehdidi bertaraf edecek şekilde Pakistan’da limanlar satın almıştır[30]. Böylece, karayolu üzerinden hızla Pakistan’ın Gwadar Limanı’na mal sevkiyatı yaparak buradan Doğu Afrika ve Akdeniz limanlarına Çin şirketleri açılabilmektedir.

Bir Kuşak Bir Yol girişiminin sebep olduğu ABD-Çin ticaret savaşının, dünyada yükselen enflasyon problemine dolaylı etkisi olmuştur. Amerika başta olmak üzere batı ülkelerinin Çin menşeli mallara uyguladığı ambargolar neticesinde tedarik mallarında 2018-2019 yıllarında hissedilebilir bir yükseliş yaşanmamıştır. Ancak kademe kademe artan gerilimin üzerine Covid-19 salgınının eklenmesi neticesinde birçok ülke, halkına mali yardım için karşılıksız para basımına gitmiştir[31]. Bu para arzı doğal olarak ülkelere enflasyonda artış şeklinde geri dönmüştür. Ancak bu noktada bir problem daha meydana gelmiştir. Çin, Covid-19 karantinalarına devam etmektedir[32].

Sadece ülke içinde karantinalar sürmekle kalmamakta, Çin limanlarına gemilerin yanaşması, ithalat ve ihracat yapması da çok kısıtlı imkânlarla gerçekleştirilmektedir[33]. Bu durum navlun fiyatlarının fırlamasına sebep olmuştur[34]. Tepe noktasını gören bu fiyatlar artık gerilemeye başlamıştır[35]. Ancak bu süreç, ABD-Çin geriliminin tekrar yükselişe geçmesinden ötürü yeni bir dalgalanma riskini barındırmaktadır. Çin-ABD ve AB rekabeti, Covid-19 mali önlemleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın üçlü saç ayağı oluşturması dünya genelinde bir enflasyon furyasına sebep olmuştur. Covid-19 sonrası yaşanan mali buhranda Çin’in tıpkı Marshall Planı’nda olduğu gibi kurtarıcı bir figür olarak ortaya çıkıp çıkamayacağına yönelik tartışmalar da gündeme gelmektedir[36].

Çin ile Rusya arasındaki ilişki ise yer yer dostluk yer yer politik rekabet üzerine kuruludur. Çin’in Rusya ile müttefik olduğu konular genelde ABD ile yaşadığı sürtüşme dönemlerinde revaç göstermektedir. Ancak Bir Kuşak Bir Yol projesiyle birlikte Rusya ile Çin arasında çok net bir ekonomik çatışma durumu ortaya çıkmıştır. Çin gerek Rusya’nın Sibirya topraklarında gerekse Orta Asya’daki yatırımları ile açıkça Rusya’nın etki alanını ele geçirme yolunda ilerlemektedir[37]. Bir Kuşak Bir Yol projesinde Orta Asya hayati bir öneme sahiptir[38]. Bu sebepten ötürü Çin için BKBY’nin “Orta Kuşak” olarak anılan coğrafi hattında istikrar çok önemlidir. Bu kuşağı oluşturan ülkeler; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’dir[39].

21. yüzyılda Rusya, Orta Asya ülkeleri üzerinde güç kaybı yaşamaya başladığı bir döneme girmiştir. Bu güç boşluğunu bölge ülkeleri arasındaki ittifaklar ve çatışmalar doldururken bir yandan da Türkiye-Azerbaycan ve Çin de bu alandaki boşluğu hızla dolduran ülkeler olmuştur. Çin’in Orta Kuşak politikası gereğince Kazakistan’a özel bir önem verdiği görülmektedir[40]. Bu önem Xi Jinping’in bizzat Bir Kuşak Bir Yol’u Kazakistan’da ilan etmesinden de anlaşılmaktadır[41].

Çin’in Orta Asya yatırımları sadece Kazakistan ile sınırlı değildir. Tacikistan’da da çok yoğun ulaşım, enerji ve inşaat yatırımları mevcuttur[42]. Bunun dışında Çin-Kırgızistan-Özbekistan arasında demiryolu inşa projesi mevcuttur[43]. Ayrıca Çin-Kırgızistan-Özbekistan karayolu faaliyete geçmiştir[44]. Çin ile Özbekistan arasındaki nakliye süresinin bu karayolu ile yaklaşık 8 günden 2 güne indiği belirtilmektedir[45].

Çin’in bu yatırımları ve Orta Asya’daki varlığı Rusya-Çin arasındaki çıkar çatışmalarını körüklemektedir. Ukrayna Savaşı’nın başlamasından sonra Rus basınında ve dünyanın çeşitli coğrafyalarına dağılmış olan Rus milliyetçisi klikler tarafından Kazakistan toprak bütünlüğüne karşı söylemler geliştirilmiştir[46]. Ukrayna’nın ardından sıranın Kazakistan’a geleceğine dair geliştirilen söylemler karşısında Çin ve Kazakistan, Şangay İş Birliği Örgütü’nün 2022 Özbekistan toplantısından kısa bir süre önce Astana’da yeni bir iş birliği anlaşması imzalamıştır. Çin tarafı açıkça Rusya’ya mesaj vererek Kazakistan’ın toprak bütünlüğünü koruyacağız açıklaması yapmıştır[47].

Rusya-Çin rekabetini bölgesel ölçekte değerlendirmeye devam ettiğimizde Astana’da yapılan anlaşmaya karşı Rusya’nın cevabı çok gecikmemiş ve “Orta Kuşak” güzergâhında Çin’i Özbekistan’a ve Hazar Denizi’ne bağlayan Kırgızistan’a Tacikistan tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir[48]. Saldırının zamanı oldukça manidardır. Saldırı, ŞİÖ toplantıları sürerken gerçekleştirildi. Tacikistan, Orta Asya’nın tam ortasında adeta Rusya’nın bir uzantısı olarak bölge ülkelerine karşı kullanılmaktadır[49].

Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun[50] uzun vadede Türkmenistan’ın Türkmenbaşı limanına ve Kazakistan-Çin arasında da Aktau limanına ulaştırılması beklenmektedir. Böylece Çin’den Hazar Denizi’ne kesintisiz bir demiryolu ulaşım ağı kurulmuş olacaktır. Hazar Deniz taşımacılığı vasıtasıyla nakliyenin Bakü limanına indirilerek buradan batıya doğru sevki daha kolay olmaktadır. Doğu-batı ekseninde büyük bir taşımacılık ve ticaret potansiyeline sahip olan “Orta Kuşak” projesiyle eş güdümlü çalışmalar da ortaya çıkmaktadır.

İpek Yolu ticaret ağının faaliyetlerini arttırmak için Türk Devletleri Teşkilatı’nın, Semerkant’taki dokuzuncu zirvesinde Hazar Denizi taşımacılığına yönelik önemli kararlar alınmıştır[51].

“Madde 33: Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru boyunca taşımacılık faaliyetlerini kolaylaştırmak ve Üye ve Gözlemci Ülkeler arasında ulaştırma iş birliğini güçlendirmek işçin önemli bir adım olarak, “TDT Üye ülkeleri Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması”nın imzalanmasını ve “Ulaştırma Bağlantılılık Programı”nın kabul edilmesini takdir ettiklerini;

Madde 34: Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru boyunca altyapının arttırılması için iş birliğinin daha da geliştirilmesinin yanı sıra, güzergahın transit potansiyelini arttırmak ve bölgesel ve uluslararası ulaşım sistemlerine entegre etmek için ulaşım, sınır ve gümrük prosedürlerinin dijitalleştirilmesinin önemini kaydettiklerini;

Madde 35: Üye Ülkelerin, Zengezur Koridorunun en yakın zamanda açılması, “Bakü-Tiflis-Kars” demiryolu hattının kapasitesinin arttırılması, Avrupa ile Asya arasındaki ulaşım hatlarının daha iyi bağlantılandırılması ve çeşitlendirilmesine katkıda bulunan, “Özbekistan-Kırgızistan-Çin” ve “Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver” demiryolu hatlarının inşası için gösterdikleri çabaları desteklediklerini;

Madde 41: Gümrük sınır kontrol noktalarının kesintisiz çalışmasını sağlayarak Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru’nun rekabet gücünü ve cazibesini arttıracak olan “Kervansaray Projesi”nin uygulanmasına devam edilmesi çağrısında bulunduklarını;”[52]

Böylece “Türk Devletleri Teşkilatı” üye ülkelerinin “Orta Kuşak” projesinden ekonomik açıdan mümkün mertebede faydalanması amaçlanmıştır. Orta Kuşak’ın Azerbaycan üzerinden batıya açılması ancak Türkiye üzerinden mümkün olabilmektedir. Çin yatırımları için Türkiye yeni bir cazibe merkezi durumundadır.

Doğu Çin limanlarından kalkan gemilerin Akdeniz’e ulaşmasına göre Çin’den Türkiye’ye demiryolu taşımacılığı ile malların ulaşması oldukça kısa sürmektedir. Bu durum Bakü-Tiflis-Kars demiryolunu öne çıkartmaktadır[53].

Çin ile Batı arasında kurulacak bir ulaşım ve ticaret hattı en çok Türk dünyasına yarayacaktır. Transit geçişler, Türk dünyası ülkelerinin Batı ile ithalat ve ihracat ilişkileri, Türkiye ve Azerbaycan’ın Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle ticaret ve ithalatının gelişmesi gibi ekonomik başlıklarda Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin ekonomilerinin büyük bir gelişme yaşaması beklenmektedir. Özellikle entegre demiryolları Türkiye’nin Orta Asya piyasasına daha ucuz ve daha çok ürünle açılmasını sağlayacaktır. Türkiye’nin ihracat portföyünde önemli bir genişleme anlamına gelmektedir.

Kurulacak demiryolu ve Hazar Denizi taşımacılığının sadece ticari ürünlerle sınırlandırılmaması gerekmektedir. Lojistik yollarına paralel bir şekilde yolcu taşımacılığı için de demiryolu hattı kurulmalıdır. Böylece Türk dünyası arasında havayolunun maliyetli yolculuğuna bir alternatif üretilmiş olacaktır. Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı’nın Semerkand’da imzaladığı maddeler turizme yönelik planlamalar yapılmıştır.

“Madde 39: Üye Ülkelerin ilgili Bakanlıklarını, ticaret hacmini, yolcu akışını ve turistik faaliyetleri arttırmak amacıyla Üye Ülkeler arasında mevcut hava taşımacılığı ve hava kargo ağları ile düşük maliyetli uçuşları genişletmek için ulusal sivil havacılık otoritelerini, iş birliği yapmaya ve liberal bir hava taşımacılığı politikasını desteklemeye teşvik etmekle görevlendirdiklerini;

Madde 59: Üye Ülkeleri, 2023 yılında Kazakistan’da düzenlenecek olan TDT Turizm Bakanları 8. Toplantısına aktif bir şekilde katılmaya ve turizm alanında azami iş birliğini sağlamaya çağırdıkları;

Madde 60: Özbekistan Cumhuriyeti tarafından 2022 yılında ilk “Türk Dünyası Turizm Başkenti” olan Hokand’da düzenlenen faaliyet ve etkinlikleri takdir ettiklerini ve Şamahı’nın 2023 Türk Dünyası Turizm Başkenti ilan edilmesini memnuniyetle karşıladıklarını;

Madde 61: 24 Mayıs 2022 tarihinde Azerbaycan’ın Şamahı kentinde düzenlenen TDT Turizmden Sorumlu Bakanlar 7. Toplantısının sonuçlarını desteklediklerini ve “Tabarruk Ziyorat”, “Türk Devletlerinin En İyi Turizm Köyleri” projelerinin uygulanmasının yanı sıra Üye ve Gözlemci Ülkelerde kış ve golf turizminin geliştirilmesi için iş birliği yapılması talimatını verdiklerini;

 Madde 62: Kazakistan ve Özbekistan devlet kurumları ve tur şirketlerinin katılımıyla 3-4 Ekim 2022 tarihlerinde Türkistan’da düzenlenen “Tabarruk Ziyorat” pilot projesinin uygulanmasına ilişkin Forum’un sonuçlarını takdir ettiklerini ve Üye Ülkelerin ilgili kurumlarına, pilot projenin en kısa sürede hayata geçirilmesini kolaylaştırmak ve diğer Üye ve Gözlemci Ülkelere genişletmek için gerekli tedbirleri almaları talimatı verdiklerini;

Madde 63: Üye Ülkelerin ilgili makamlarına, İpek Yolu Dünya Mirası Seri ve Ulusötesi Adaylığına ilişkin ortak adaylık dosyalarının derlenmesi ve “TDT Modern İpek Yolu Ortak Tur Projesi”nin ulusal ve uluslararası turizm fuarları da dâhil olmak üzere gerekli araçlarla tanıtılması için çabalarını koordine etmeleri talimatı verdiklerini;”[54]

Türk dünyası arasında demiryolu ile uçağa göre uzun sürse de yapılacak turizm seyahatleri Türk halklarının birbirini daha yakından tanımasını sağlayacaktır. Türk dünyasının kültürel yakınlaşmasını arttıracağı gibi Türk birliği düşüncesini de güçlendirecektir. Türk birliği için bir diğer önemli adım da öğrenci değişim programlarının daha da geliştirilmesi ve teşvik edilmesi olacaktır. Öte yandan hızla geliştirilen Orta Asya petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden dünyaya arzı hem Orta Kuşak yatırımları hem de Türk birliği konularında önemli bir sıçrama tahtası olacaktır.

Rusya ile Avrupa arasında ortaya çıkan gerilimden dolayı Azerbaycan petrol ve doğalgazının önemi daha da artmıştır. Keza Kazakistan petrol ve doğalgazı ile Türkmenistan petrol ve doğalgazının TANAP ve Bakü-Tiflis-Ceyhan üzerinden dünyaya arzı bahse konu ülkelerin ekonomisinde önemli bir ivmeye sebep olacaktır. Ayrıca Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu enerji kaynaklarında Türk dünyasının ağırlığı yükselirken İran ve Rusya’nın oranında düşüş yaşanacaktır. Bu hem Türkiye’nin dışa bağımlılığında hem de ekonomik yükünde bir azalmaya vesile olacaktır.

Orta Kuşak projesinin son halkasını Türkiye oluşturmaktadır. Bu durum şu anlık bir risk oluşturmasa da ileride Çin-ABD rekabetinin Türkiye’nin iç ve dış politikasını etkilemeye başladığını göreceğiz. Bunun yanı başımızda bir örneği yaşanmaya devam etmektedir. Çin’in Yunanistan’da Pire Limanı’nı satın alması ve Yunanistan’a yeni yatırımlar yapmayı planlaması ABD’yi tedirgin etmiştir[55] çünkü Yunanistan’da Çinli şirketlerin satın aldığı liman Avrupa’nın üçüncü büyük limanıdır[56]. Bu limandan hem Balkan ülkelerine hem de Orta Avrupa ülkelerine sevkiyat yapmak kolay ve ucuzdur. Ayrıca Çin, bahse konu limanı satın aldığı için mal sevkiyatında engellenmesi de nispeten zordur.

Bunun dışında Çin’in hem Kuzeydoğu İtalya’da hem de Kuzeybatı İtalya’da liman almasıyla Avrupa ülkeleri üzerindeki ekonomik ve siyasi gücünün zayıfladığını görmüş ve Çin’e karşı politik ve ekonomik önlemler geliştirmeye başlamıştır[57]. ABD’nin son zamanlarda Yunanistan’da artan varlığının sebeplerinden birisi de Çin tehdididir. Yunanistan’ı Çin’e kaybetmeyi göze alamayan Amerikan yönetimi Yunanistan’ın talep ettiği her türlü askeri ve ekonomik yardımı neredeyse koşulsuz yerine getirmektedir[58]. Bunda ABD başkanlık seçimlerini Yunan ve Ermeni lobisinin desteklediği aday olan Biden’ın kazanmış olmasının da payı oldukça büyüktür.

Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan tüm gerginliklerde Biden’ın başkanlığından beri ABD, Yunan tarafını desteklemek de hatta Türkiye’ye karşı çok aleni bir şekilde kışkırtmaktadır[59].  Yaşanan gerilimde ABD’nin açık tavrı ve Türkiye’yi yalnız bırakmasından ötürü Türkiye’nin yeni müttefikler araması gerekmektedir. Ancak bu müttefiklik arayışını NATO’dan çıkmak olarak yorumlamak veya bunu istemek hatalı olacaktır. Tam tersine NATO içerisinde kalırken ABD’yi dengeleyecek veyahut ABD’nin bizi kaybetmemek için Yunanistan’ı dizginlemek zorunda kalacağı bir müttefikliği kast etmekteyiz.

Orta Kuşak projesinin Türk Devlet Teşkilatını ekonomik olarak güçlendirmesi uzun vadede Türkiye’nin aradığı diplomatik ve ekonomik desteği sağlayacaktır ancak bu destek bile ABD’nin desteklediği Yunanistan karşısında yetersiz kalacaktır. Burada ortaya çıkacak figür Çin olacaktır. Çin ile eşitlik ilkesine dayalı bir ekonomik iş birliği Türkiye’nin gerek AB ülkelerine ve gerekse ABD’ye karşı elini güçlendirecektir. ABD ile aramızdaki gerilimi yükseltmemek adına askeri teknolojiler alanında yapılmamak kaydı ile Türkiye’nin ekonomik haklarını koruyan yatırım anlaşmaları hususunda Türkiye kapılarını Çin’e açabilir.

Ancak bu durum kapitülasyonlar vererek değil hukuki eşitliğe dayalı ticaret anlaşmalarıyla olmalıdır. Özellikle Türkiye’nin nüfus dağılımında en büyük problemi bölgesel geri kalmışlıklar oluşturmaktadır. Doğu Anadolu ve İç Anadolu’nun limanlara ulaşımında demiryollarının yetersizliği ve kuzey-güney aksında demiryollarının olmayışı Türkiye’nin demografisinde ve ekonomisinde dengesizlikler yaratmaktadır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu nüfusu hızla azalırken Batı bölgelerinde aşırı nüfus kalabalıkları ve işsizlik sorunu oluşmaktadır. Bu noktada Orta Kuşak projesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Bakü-Tiflis-Kars Tren Hattı’nın Hazar Denizi’ne bağlanması Türkiye’yi Orta Kuşak’a bağlamaktadır. Ancak Kars ile Türkiye’nin geri kalanı arasında tam bir entegre ve kesintisiz demiryolu hattı yoktur. Uzun vadede Türkiye’den Orta Asya’ya yapılacak demiryolu sevkiyatlarında Türkiye’nin batısındaki şehirlerde üretilen malların Kars’a taşınması için vakit kaybı ve maliyet yükü sorunları oluşacaktır. Bunun çözümü için Doğu Anadolu ve İç Anadolu şehirlerinin demiryolları ile Kars’la entegre olması gerekmektedir.

Bu açıdan Mersin ve Adana’daki limanlarla entegre Mersin-Kars demiryolu, İskenderun limanı ile entegre Antep-Maraş-Adıyaman-Diyarbakır-Muş-Ağrı-Kars demiryolu, İskenderun limanı ile entegre, Antep-Urfa-Mardin-Batman-Bitlis-Ağrı-Kars demiryolu projeleri geliştirilmelidir. Burdur-Antalya ve Antalya-Konya-Aksaray-Nevşehir-Niğde-Kayseri arasında öncelikli turizm amaçlı taşımacılık olmak üzere demiryolu hatları inşa edilmelidir. Yine öncelikli amacı turizm olan Muğla-Denizli-Burdur demiryolu hattı projesi geliştirilmelidir. Amasya-Çorum-Çankırı-Bolu-Düzce-Sakarya demiryolu hattı geliştirilmelidir.

Bahse konu olan bu güzergâhları önerme sebeplerimiz şunlardır; Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ile Türkiye topraklarına ulaşacak olan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin ve Çin’in malları Kars-Mersin demiryolu hattı ile Adana ve Mersin’deki limanlara sevk edilerek ve Kars-Ağrı-Muş-Diyarbakır-Adıyaman-Maraş-Antep-İskenderun ile Kars-Ağrı-Bitlis-Batman-Mardin-Urfa-Antep güzergâhları ile İskenderun limanına sevk edilerek buralardan Akdeniz ülkelerine ve Batı Avrupa ülkelerine denizyolu ile nakledilme imkânı bulacaktır. Türkiye’nin Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine ve Çin’e doğru yapacağı demiryolu vasıtalı ihracatlarda ise bahse konu güzergâhlardaki orta ve ağır sanayi, hayvancılık ve tarım sektöründe önemli atılımlar gerçekleşecektir.

Antep-Maraş-Mersin-Adana çevresindeki sanayi ve Doğu Anadolu illerindeki tarım ve hayvancılığın ihracattaki payının artması ve bölgeye yeni yatırımların gelmesi sağlanacaktır. Demiryolu taşımacılığı ile lojistik maliyetler azaltılmış olacaktır. Hem bölge illerinden batıya göç durdurulmuş hem de doğuya doğru göç için önemli bir cazibe yaratılmış olacaktır. İzmir-Budur arasındaki demiryolunun Antalya’ya uzatılması ile yerli ve yabancı turistlerin hat üzerindeki şehirlere ulaşımı hem ucuzlayacak hem de artacaktır. Özellikle ülkemizde yaygın olarak gerçekleşen 1-2 haftalık turlarda demiryolu ulaşımının kullanımı ile Antalya’nın turizm potansiyeli daha da yükselecek ve deniz turizmine gelenlerin Ege bölgesindeki tarihi ve kültürel yerleri gezmesinin önü açılmış olacaktır. Böylece turizm portföyü genişleyecektir.

Antalya-Konya-Aksaray-Nevşehir-Niğde-Kayseri arasında yapılacak bir demiryolu hattı da yine İç Anadolu ve Antalya turizmine olan ilgiyi arttıracaktır. Antalya’ya turistlerin sadece deniz tatiline gelmesini engelleyerek Kapadokya bölgesine ve İç Anadolu’daki kültürel eserlere hızlı ve konforlu şekilde ulaşımıyla Türkiye’nin turizm gelirlerinin çeşitlenmesi sağlanacaktır. Keza sadece Kapadokya turuna gelen turistler böylece Antalya’da deniz tatili de yapma fırsatı bulacaktır. Tüketimin çeşitlenmesi Türkiye’nin gelirlerini arttıracaktır.

Aynı durum Muğla’nın Denizli’ye bağlanmasıyla da olacaktır. Turistler, ister Kapadokya’ya isterse Ege bölgesine kültür turizmine gelmiş olsun tıpkı Antalya için olacağı gibi Muğla’ya da demiryolu ile ulaşarak deniz tatili yapma imkânı olacaktır. Keza Muğla’ya deniz tatiline gelen turistlerin hızlı ve konforlu bir şekilde iç bölgelerdeki tarihi ve kültürel alanları gezme olanağı olacaktır. Böylece turistlerin tüketimleri çeşitlendirilerek döviz gelirleri arttırılacaktır.

Amasya-Çorum-Çankırı-Bolu-Düzce-Sakarya hattına yapılacak bir demiryolu projesi bölgedeki orman ürünleri sanayisi ile entegre bir şekilde ilerlemelidir. Böylece bu sanayinin Türkiye’deki merkezi buraya kaydırılarak tersine göç ve bölgesel kalkınma teşvik edilmiş olacaktır. Ayrıca bu hat Amasya’dan Samsun limanına, Çankırı’dan Zonguldak limanına ve Sakarya’dan Marmara Denizi’ne entegre olacaktır. Böylece orman ürünleri sanayisinin lojistik maliyetleri de düşürülmüş olacaktır. Bu da bölgeye özel sektörün yatırım yapmasında cazibe oluşturacaktır.

Bu yatırımların dışında yüksek teknoloji ve yazılım alanında Marmara bölgesinde yatırımlar yapılarak Türkiye ekonomisinde önemli bir ivme kazanılabilir. Tüm bu yatırımlarda Çinli şirketlere “Orta Kuşak” projesi kapsamında anlaşmalar imzalanabilir. Çinli şirketlerin demiryolu yatırımları yapmasında en büyük teşvikler şunlar olacaktır; birincisi Doğu Çin limanlarından yola çıkan gemilerin Akdeniz’e ve Batı Avrupa’ya ulaşımına göre Orta Kuşak projesindeki demiryolları vasıtasıyla Kars’tan Türkiye’nin güney sahillerindeki limanlara malları indirip buradan gemilerle göndermek daha kısa ve ucuz olacaktır.

İkincisi Türkiye sınırlarına girip Kars’tan İskenderun, Mersin ve Adana limanlarına sevk edilerek buradan Akdeniz ve Avrupa ülkelerine gemilerle gönderilecek olan mallara, demiryollarının yapım maliyeti çıkana kadar ki süreçte transit geçiş ve limanları kullanma konusunda vergiden muaf tutulabilir. Çinli şirketlerin Türkiye topraklarından transit geçirdiği malların toplam fiyatının yapılan demiryolu hatlarının toplam maliyetine ulaştığı anda transit geçiş ücretinden muafiyetleri kaldırılarak bu konuda da ek gelirler elde edilmeye başlanabilir. Ancak Çin’den doğrudan Türkiye’ye satılmak için getirilen mallarda gümrük muafiyeti kaldırılmamalıdır. Teşvik amacıyla sadece transit geçişte vergi muafiyeti verilebilir.

Çinli şirketlerin Türkiye’de lojistik alanda ve yüksek teknolojide yapacağı yatırımlar hem Türk ekonomisinde sıçramaya sebep olacaktır hem de Türkiye’nin ekonomik güç elde ederek Batı ülkelerine karşı bunu siyasi alanda kullanmasının önü açılacaktır. Türkiye’nin bölgesel gücünün artışı dış politikasını da değiştirecektir. Öncelikli olarak Ermenistan ve Yunanistan konularındaki ihtilaflı hususların Türkiye lehinde çözülme sürecine girmesi mümkündür. Öte yandan AB ülkelerinin ve ABD’nin eşit ülke ilkelerine aykırı muameleleri son bulacaktır. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit edici adımlardan geri çekilerek Türkiye’yi yeniden saflarına çekmek için çabalamaları gerekecektir.

Elbette bu projeler hayata geçirilirken Çin’in de XVIII. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar dünya siyasetine damga vuran Batılı güçlerle benzer bir şekilde küresel hegemonya kurma amacı taşıdığı unutulmamalı, Uygur Türklerine sahip çıkılmalı ve Çin’in gerek Türkiye, gerek bağımsız Türk cumhuriyetleriyle kurduğu ilişkilerde karşılıklılık esasına saygı duyması sağlanmalı, belli kırmızı çizgilerden taviz verilmeyeceği ve Çin’le ekonomik bağımlılık ilişkisi içine girilmeyeceği tüm diplomatik görüşmelerde açıkça ortaya konmalıdır.

Bununla birlikte Çin’in Batı’ya ulaşmak için Türk Dünyası ve Türkiye üzerinden geçmesi planlanan yollara ve tüm bağımsız Türk cumhuriyetleri ile çeşitli konularda stratejik işbirliğine ihtiyacı olduğu açıktır. Bu ihtiyaçtan Türklüğün yararına istifade etmeyi başararak ekonomik gücü artmış ve Türk dünyasıyla ekonomik entegrasyonunu geliştirmiş olan bir Türkiye, AB modelinin Turan versiyonunu kurmada başat figür olacaktır. Böylece Rusya’ya, Çin’e, ABD’ye ve AB’ye denge olarak beşinci bir güç olan Türk Devletleri Birliği kurulmuş olacaktır. Türkiye’nin planlı bir kalkınma programı ile Orta Kuşak projesinden mümkün olan en yüksek verimle faydalanarak geleceğini planlaması elzemdir.

KAYNAKÇA

[1] Nilgün Eliküçük Yıldırım, “Silk Road Economic Belt as China’s Eurasian Dream: Common Identity or Common Fear?”, Bilig (2019 ): 236; https://astanatimes.com/2013/09/xi-jinping-calls-for-regional-cooperation-via-new-silk-road/ Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[2]https://www.chinadaily.com.cn/china/2013xivisitcenterasia/2013-09/07/content_16951811.htm Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[3]http://www.china.org.cn/travel/revitalize_the_silk_road_in_Shaanxi/2013-11/01/content_30468580.htm Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[4]http://www.xinhuanet.com/english/2017-05/14/c_136282982.htm Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[5]https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/wjdt_665385/zyjh_665391/201705/t20170527_678618.html Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[6] Larisa Kapustina, Ľudmila Lipková, Yakov Silin ve Andrei Drevalev, “US-China Trade War: Causes and Outcomes”, SHS Web of Conferences, 73 (2020), s.1, DOI: https://doi.org/10.1051/shsconf/20207301012 (Erişim Tarihi: 5.12.2022)

[7]https://carnegieendowment.org/2021/09/16/u.s.-china-trade-war-has-become-cold-war-pub-85352 Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[8]https://www.china-briefing.com/news/us-china-relations-in-the-biden-era-a-timeline/ Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[9]https://abcnews.go.com/Health/trumps-chinese-virus-tweet-helped-lead-rise-racist/story?id=76530148 Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[10]https://www.china-briefing.com/news/us-china-relations-in-the-biden-era-a-timeline/ Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[11]https://www.k2integrity.com/en/knowledge/policy-alerts/potential-cfius-implications-of-proposed-strategic-competition-act-of-2021/ Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[12]https://www.china-briefing.com/news/us-china-relations-in-the-biden-era-a-timeline/ Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[13]https://www.nato.int/cps/en/natohq/news_185000.htm Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[14] Larisa Kapustina, Ľudmila Lipková, Yakov Silin ve Andrei Drevalev, “US-China Trade War: Causes and Outcomes”, SHS Web of Conferences, 73 (2020), s.1, DOI: https://doi.org/10.1051/shsconf/20207301012 (Erişim Tarihi: 5.12.2022)

[15] V.V. Markov, ”China and the USA: From economic rivalry in Asia-Pacific to trade war”, The Herald of the Diplomatic Academy of the MFA of Russia, Russia and the World, 4(18), 110-119 (2018).

[16]https://www.china-briefing.com/news/us-china-relations-in-the-biden-era-a-timeline/ Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[17]https://www.nytimes.com/2022/09/11/world/europe/ukraine-russias-retreat-putin.html?searchResultPosition=1 Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[18]https://www.theguardian.com/world/2022/aug/02/nancy-pelosi-lands-in-taiwan-amid-soaring-tensions-with-china Erişim Tarihi: 5.12.2022.

[19]https://www.indyturk.com/node/420671/yay%C4%B1lmac%C4%B1-ejderha Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[20]https://carnegieendowment.org/2021/09/16/u.s.-china-trade-war-has-become-cold-war-pub-85352 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[21]https://www.indyturk.com/node/376266/d%C3%BCnyadan-sesler/bat%C4%B1n%C4%B1n-i%CC%87pek-yolu-ile-y%C3%BCzle%C5%9Fme-projesi Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[22]https://www.economist.com/china/2022/09/22/some-progress-in-the-border-dispute-between-china-and-india Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[23]https://www.forbes.com/sites/vikrammittal/2022/02/21/the–lesser-known-border-disputechina-and-india/?sh=49448d75192d Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[24]https://theprint.in/world/sri-lanka-succumbs-to-chinese-investment-trap/883311/ Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[25]https://www.dw.com/en/china-pakistan-investment-ties/a-58734281 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[26]https://cpec.gov.pk/introduction/1 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[27]https://www.abc.net.au/news/2021-08-29/the-taliban-trying-to-persuade-china-to-invest-in-afghanistan/100408696 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[28]https://thediplomat.com/2021/05/the-economics-of-the-china-india-sri-lanka-triangle/ Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[29]https://www.cnbc.com/2022/04/01/india-tries-to-pry-sri-lanka-loose-from-chinas-embrace.html Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[30]https://cpec.gov.pk/gwadar Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[31]https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-56907130 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[32]https://tr.euronews.com/2022/12/03/cinde-covid-19-karantinalari-buyuksehirlerde-toplu-tasimada-test-zorunlulugu-kalkti Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[33]https://www.bloomberght.com/cin-limanindaki-beklemeler-nedeniyle-yakit-ikmali-pas-geciliyor-2304464 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[34]https://www.ihkib.org.tr/tr/bilgi-bankasi/dunyadan-haberler/dunya-navlun-fiyatlari-firladi/i-4944 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[35]https://www.sozcu.com.tr/2022/ekonomi/navlun-fiyatlari-bu-yil-yuzde-50den-fazla-dustu-7358058/ Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[36]https://www.indyturk.com/node/163931/t%C3%BCrkiyeden-sesler/korona-sonras%C4%B1-d%C3%B6nemde-%C3%A7in%E2%80%99-%E2%80%98ku%C5%9Fak-ve-yol%E2%80%99u-yeni-bir-marshall-plan%C4%B1 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[37]https://www.scmp.com/economy/china-economy/article/3171265/will-chinas-investment-russias-far-east-help-increasingly Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[38] Wang Jinbo, ” The China–Central Asia–West Asia Economic Corridor”, Routledge Handbook of the Belt and Road, haz., Cai Fang ve Peter Nolan, London: Routledge, 1. bs., 2019, s. 207.

[39]https://www.mfa.gov.tr/turkey_s-multilateral-transportation-policy.en.mfa Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[40] Azhar Serıkkalıyeva, ”The Role Of The Central Asian Region In China’s New Silk Road Economic Belt Project”, Eurasian Research Journal, 1/1 (2019): s.67-77.

[41]https://astanatimes.com/2013/09/xi-jinping-calls-for-regional-cooperation-via-new-silk-road/ Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[42] Otabek Omonkulov, ”Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, 4/1 (2020): s. 61-70.

[43]https://www.globaltimes.cn/page/202209/1275365.shtml Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[44] Otabek Omonkulov, ”Kuşak ve Yol Projesi Bağlamında Çin-Orta Asya İlişkileri”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, 4/1 (2020): s. 82.

[45]https://eng.yidaiyilu.gov.cn/home/rolling/49136.htm Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[46]https://www.star.com.tr/dunya/kazakistanin-yardim-cagrisi-sonrasi-rus-gazeteciden-skandal-istekler-haber-1680304/ Erişim  Tarihi: 10.12.2022.

[47]https://www.trtavaz.com.tr/haber/tur/avrasyadan/kazakistan-ile-cin-arasindaki-iliskilerin-yeni-donemine-yonelik-ortak-bildiri-im/63220fb101a30a25848e36c3 Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[48]https://tr.euronews.com/2022/09/16/kirgizistan-ile-tacikistan-sinirinda-cikan-silahli-catismada-11-kisi-yaralandi Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[49]https://mfa.tj/en/main/view/142/relations-of-tajikistan-with-russia Erişim Tarihi: 11.12.2022; https://www.usip.org/publications/2022/05/russias-ukraine-war-weighs-heavily-tajikistan Erişim Tarihi: 11.12.2022; https://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/rusya-tacikistan-arasinda-us-imzasi-tamam Erişim Tarihi: 11.12.2022.

[50]https://www.silkroadbriefing.com/news/2022/06/07/uzbekistan-the-big-winner-in-chinas-new-central-asian-cku-railway/ Erişim Tarihi: 12.12.2022.

[51]https://www.turkkon.org/assets/pdf/haberler/semerkant-bildirisi-2679-164.pdf Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[52]https://www.turkkon.org/assets/pdf/haberler/semerkant-bildirisi-2679-164.pdf Erişim Tarihi: 6.12.2022

[53]https://www.mei.edu/publications/chinas-belt-and-road-initiative-and-turkeys-middle-corridor-question-compatibility Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[54]https://www.turkkon.org/assets/pdf/haberler/semerkant-bildirisi-2679-164.pdf Erişim Tarihi: 6.12.2022.

[55]https://www.ft.com/content/3e91c6d2-c3ff-496a-91e8-b9c81aed6eb8 Erişim Tarihi: 13.12.2022.

[56]https://asia.nikkei.com/Business/Transportation/China-s-COSCO-raises-stake-in-top-Greek-port-Piraeus-to-67 Erişim Tarihi: 13.12.2022.

[57]https://www.bbc.com/turkce/47680155 Erişim Tarihi: 13.12.2022.

[58]https://tr.euronews.com/2022/09/07/abd-turkiyenin-aciklamalari-faydasiz-yunan-adalarinin-hukumranligi-tartisma-konusu-degil Erişim Tarihi 14.12.2022.

[59]https://www.trthaber.com/haber/dunya/yunanistanda-hukumete-ulkeyi-abd-ussu-yaptiniz-tepkisi-688052.html Erişim Tarihi: 14.12.2022.

—————————————-

Kaynak:

https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/asya-pasifik-arastirmalari-merkezi/bi-r-kusak-bi-r-yol-a-turki-ye-ve-turk-dunyasi-ndan-bakmak-i-sbi-rli-gi-i-mkanlari-ri-skler-ve-firsatlar-2

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen