Mükerrem Kemertaş ve Muharrem Atabay

Bizim Muharrem Atabay bir güzel insan. Konservatuar mezunu, çok iyi saz çalar, türkü söyler. Başımız sıkıştığında “hadi bir türkü söyle” deriz, kırmaz. Köye gideriz çay, dağ, şiir ve türkü bir başka güzellik olur bizim için.

Ali Akbaş Ağabey Huma Kuşu deyince akla gelen Mükerrem Kemertaş için bir şiir yazmış, çok güzel. Şiir şöyle;

HUMA KUŞUMUZ

Yine duman almış Palandöken’i
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle
Türküler bağrımda bir gül dikeni
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Yükseklerde öten hüma kuşumuz
Issız gecelerde can yoldaşımız
Sen söylerken göğe değer başımız
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

İşimiz yok bizim hasetle, kinle
Gam, kasavet dağıt gür nefesinle
Yüce endamınla yiğit sesinle
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Dadaş göğümüze bir velvele sal
Ruhu coştur, çürük aklı yele sal
Birbirine girsin gerçekle masal
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Bir şehir bilirim taşı kehribar
Erkeği Köroğlu, kızları Nigâr
Ey şahin bakışlı, edası kibar
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Bir şehir bilirim iniş yokuştur
Çifte minaresi nakış nakıştır
Aşılmaz yolları borandır kıştır
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Sen susarsan göğümüzü yas alır
Pasinler’i duman alır, pus alır
Türkülerle uzun yollar kısalır
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Erenler yoldaşı Mehmet Çalmaşır
Bize maveradan haberler taşır
O söylerken bize susmak yaraşır
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Kar erisin yaylalara göçülsün
Yamaçlarda mor menevşe açılsın
Ricâ et Râci’ye o da koşulsun
Kerem et Mükerrem bir türkü söyle

Ali AKBAŞ

Yine bir gün Türk Ocağı’nda Türkü ve şiir programı yapacağız. Her zamanki gibi Muharrem yine bizimle. Ben de naçizane Muharrem’e bir şiir yazdım, kendisinin de haberi yoktu. Orada okudum.

Dost bağında ne dert kalır, ne de gam,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.
Al sazını kucağına bu akşam,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Önce saza düzen verilir ya. Aşık Reyhani Ağabey Tebriz’de bulunduğu bir zaman oradaki aşıklardan Emrah’ın türküsünü duymuş “Bugün sabah ile visali yardan”. Şimdi Erivan dedikleri bizim kadim Türk şehri Revan’dı. “Kırmızı Gül Demet Demet” orada rahmetli olmuş oğlunu anlatırdı türküde. Muharrem’le Aşık Reyhani Ağabey’i evinde de ziyaret etmiştik. Bu kıtada onları anlattım.

Şu sazına bir düzen ver önceden,
Haber gelsin Tebriz, Revan, Gence’den,
Emrah söyle Reyhani’den, inceden,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Yanımızda Baran ve Burcu’da vardı. Baran saz çalıyor, Burcu söylüyordu.

Avâzımız tâ ebede yaslansın,
Şu yeryüzü nakış nakış süslensin,
Baran çalsın, türkü Burcu seslensin,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Türkü diyen güneş şendir, ay şendir,
Dere şendir, deniz şendir, ay şendir,
Nağme nağme cümle âlem gülşendir,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Sen söyle ki kışlar bahara ersin,
Nice aşık sümbül dersin, gül dersin,
Uca dağlar sesimize ses versin,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Türkülerle şu cihana ar gelir,
Dağımıza göz yaşınca kar gelir,
Ana gelir, baba gelir, yar gelir,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Ezeldendir bu muhabbet ezelden,
Yeryüzüne sevgi dağıt her telden,
“Gönül sana nasihatım ” Veysel’den,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Sesimizi güçlü kılsın Yaradan,
“Altun hızmav mülayim” de oradan,
Harput oku, Urfa oku sıradan,
Sen bizlere türkü söyle Muharrem.

Demişler ya “Kuş kanatın, er atın”,
Kanatlanın bu vatanı kuşatın,
Türk’ü sevmek gerçeğidir hayatın,
Sen bizlere türkü söyle Muharre
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen