Muallim

 

Nurettin Topçu

Muallim sadece bir memur değildir; belki genç ruhları kendilerine mahsus manadan bir örs üzerinde döverek işleyen bir demir­cidir, kendisine verilen vazifeyi gözlerini kapayarak yapan, program müfredatını sene sonuna kadar bitirmeye muvaffak olan, hatta yalnız dersini hakkı ile kavrayan talebe yetiştirebilen muallim, vazifesinin en mühim kısmını başarabilmiş sayılmaz. Biz on, onbeş yıllık bütün çocukluk ve gençlik devresinde ruhlarının teşkilini kendilerine emanet ettiğimiz muallimden sade bu işleri beklemiyoruz. İlk tahsil çağlarından başlıyarak, bilhassa edebiyat, felsefe, tarih gibi kültür derslerinin, dünya hayatında rol yapmaya namzet olan genci kainat karşısında kendine mahsus görüşlere sahip, bizzat kendisi için hayat kaideleri yaratabilen bir bütün insan olarak yetiştirmesi lazımdır. Tahsili bitir­dikten sonra hayata başlamak, bir büyük adamın itiraf ettiği gibi, elli yaşından sonra dünya hayatının kıymetlerini tanımak, iyi ile kötüyü, haklı ile haksızı, beni ve cemiyetimi yaşatanla çürüteni ayırdetmeğe ellisinde başlamak filhakika çok acıklı bir hakikattır. Saadetle fazileti, ilimle politikayı, şe’niyetle (realite ile) ideali ayırmasını muallim öğre­tecektir. Bunların birbirine zıt hakikatler olduğunu muallim gösterecek ve muallim bizi, bu kıymetlerden üstte olanı, hakikate götürücü olanı seçebilecek kemale erdire­cektir. Tahsil alelade bir iş değil, bir mefkure olmalıdır. Genç ruhların derin ve sürekli bir sürur halinde doğuştan sahip oldukları bu mefkureyi, seneler içinde bir yığın bilgi halinde verilen ve asıl ruhtaki olgunlaşmak ihtiyacını duyurmayan hatalı bir tahsil azar azar yok etmektedir. Cemiyette kendi hakiki yerini bulamamış, varlığının şuuruna ermemiş bir kadınlığı düşünürken bedbaht bir şair şu sözleri söylemişti: “Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevi öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir; hüsranına ağlasın!” Ne doğru. Fakat biz asıl kızlarımızı okuttuktan sonra oğullarımızı ruh köksüzlüğüne mahrum ettik. Asıl mesele okutmanın ne demek olduğu meselesidir. Bulunduğumuz hal içinde genç ruhları yetimlikten, şu avare kimsesizlikten kurtarmak isteyeni, gafil ve cahil bir mektep müdürü “gençlik kendisine emniyet edilemez” sözler ile jurnal ederse buna hiç şaşmayalım. Gençlikten körü körüne itaat bekleyen, ona yalnız kendi emir ve arzularını takip etmek gibi şuursuz bir tabiat telkin eden insan, idare ettiği yerde muallim hüviyetini bütün mânasile taşıyanın kadrini elbette bilmeyecek, elbette onu kendi gayesine, bu mukaddes meslek içinde yaşattığı kendi sefil ve hasis emellerine düşman bilecektir. Bizim mefkuremiz, gençliği bu hatalı telakkilerden kurtarmak, muallim adını taşıyan, kendine ruhları emniyet ettiğimiz büyük idealcinin hakiki hüviyetini anlatmak; gençlere, fikir ve fazilet aşkını yaşatan, onu var kılan en mukaddes mesleğin muallimlik mesleği olduğunu anlatmaktır.

Muallim, ruhlar sanatkârıdır. Hiç işlenmemiş ruhlar üzerinde onun lüzumunu daha aşikar bir şekilde görüyoruz. Vakıa köyde artık ruh­larımızın hareketini takip edemeyen imamı işbaşından ayırdıktan sonra bugünkü ruhları faziletle ışıklara ulaştıracak muallimi seferber etmek lazım geliyor. Muallim, köyde bilen, öğreten, irşad eden, yol gösteren, terbiye eden, hulasa veli, mürebbi ve emin vasıflarına sahip insan olacaktır. Ruhların mürşidi, hayatın nâzımı ve istikbalin en emin kefili olacaktır. Bu iş sadece okuyup yazmayı öğrenen insanın işi değildir. Aynı ihtiyaç şehirde de aşikar bir şekilde yaşıyor. Yalnız şehirde, hayatın giriftliği arasında hepimiz bunu sezmiyo­ruz. Aile içinde kuvvet ve birliğin yokluğu, fertte ruhî sarsıntıların sürekiği, hayatımız hakiki medeniyet ışıklarının giremeyişi hep ideal müallime olan ihtiyacımızın dehşetini göstermektedir.

 

———————————————————————————-

* Yukarıdaki alıntı Nurettin Topçu, ‘Türkiye’nin Maa­rif Davası’ isimli eserinden yapılmıştır. Dergah Ya­yınları, S.61-62

Yazar
Nurettin TOPÇU

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen