Medeniyet İnşasında Tarih Bilincinin Yeri Ne Olmalıdır?

Prof.Dr. İsmail H. DEMİRCİOĞLU[i]

Giriş:

İnsanoğlunun inanç, bilim, felsefe, sanat ve estetik vs. alanlardaki ürünlerinin bileşimi olarak tanımlanabilecek medeniyet, insanları birbirinden ayıran ve bilinçlerini şekillendiren temel unsurlardan birisidir. Medeniyetler, hayattaki diğer unsurlar gibi zamanla zayıflayabilir ve hatta büyük kırılmalar neticesinde güç ve etkilerini kaybedebilirler.  Bu çerçevede zamana hâkim olmak isteyenlerin medeniyetlerini kendi özleriyle yeniden inşa etmeleri gerekmektedir. Medeniyetin köklerine bağlı kalarak yeniden inşa edilebilmesi için o medeniyet mirasçılarının zamanın ruhuna uygun bilgi, beceri, tutum ve değerlere sahip olmaları gerekmektedir. Başka bir deyişle güçlü medeniyetler her açıdan güçlü kişilik özelliklerine sahip bireyleri yetiştirmeyi gerekli kılmaktadır.

Güçlü nesillerin yetiştirilebilmesi için en önemli unsur eğitimdir. İnsanoğlunun yeryüzüne çıktığı andan itibaren ürettiği maddi ve manevi bilgi, beceri ve tutumları yeni nesle aktarmak için kullandığı eğitim, nitelikli insanların yetiştirilmesinde anahtar konumdadır. Eğitim, insanın yetiştirilmesi için en önemli unsur olup, güçlü bir medeniyetin inşası, öncelikle şahsiyetli, bilinçli ve ideal olan insanın inşasıyla başlar (Tozlu, 2015). Bu çerçevede ideal insanın eğitimi için bu insan modelini inşa edecek ve yetiştirecek uygun eğitim ortamlarının hazırlanması şarttır.

Çağımızda içinde bulunduğumuz kültür ve medeniyet dairesinin yaşadığı sıkıntıların en önemli sebeplerinden bir tanesi eğitim alanında karşılaşılan yetersizliklerdir. Eğitim alanında yaşanan problemler çözülmeden medeniyetimizi yeniden inşa edecek ideal insan modelinin yetiştirilmesi söz konusu değildir. Bu çerçevede, eğitim sistemimizdeki temel problemler tespit edilmeli ve bunların çözümüne yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Eğitim sistemimiz incelendiği zaman sistemin her aşamasında temel problemlerimiz olduğu görülmektedir. Bu problemlerin bir kısmı aşağıdaki gibi sıralanabilir;

§  Okullarımızda verilen eğitimin ağırlıklı olarak bilgiye dayanması neticesinde beceri, tutum ve değerlerin (milli-dini-manevi) yeterince öğretilememesi.

§  Eğitim faaliyetlerinin analiz, sentez ve değerlendirme gibi üst düzey düşünme becerilerinden ziyade, ağırlıklı olarak bilgi ve kavrama düzeyine hitap edecek şekilde yürütülmesi.

§  Bazı eğitimcilerimizin eğitim ve öğretimi ezbere dayalı bir alan olarak görmesi.

§  Eğitimin milli, ahlaki ve değer boyutunu bilmeyen ve önemsemeyen teknisyen tipi öğretmenlerin yetiştirilmesi.

§   Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin kalbe hitap edecek şekilde düzenlenememesi.

§  Okullarda okutulan kültür bilimlerine dayalı derslerin kendi medeniyetimizin köklerine inememesi.

§  Medeniyetimizi inşa etmiş Türk-İslam dünyası bilgelerinin öğrencilerimize yeterince tanıtılamaması.

§  Türk-İslam bilgelerinin öğrenciler tarafından model alınmaması.

§  Eğitim sistemimizin, öğrencilerin kültürü yeniden üretebilmesi için elzem olan sanat, estetik ve değerleri yeni nesle yeterince aktaramaması.

§  Eğitim sistemimizin, medeniyetimizin dayandığı temel felsefeyi öğrencilere aktaramaması

§  Ezberci ve bilgi aktarımını esas alan eğitim anlayışı sonucu öğrencilerin kendi dışlarındaki dünyayı objektif bir biçimde algılayacak becerilerin geliştirilememesi.

§  Hikâyeci bir öğretim anlayışıyla öğrencilerin eleştirel ve mukayeseli olarak düşünemeyecek hale getirilmesi.

§  Kendimizi, çevremizi ve dünyayı anlamamızda elzem olan temel kavramların yeterince öğretilememesi.

§  Tarih derslerinin, öğrencilerin tarih bilincini geliştirmede yetersiz kalması.

§  İlköğretim düzeyinde öğretimi yapılan sosyal bilgiler derslerinin tarih ve medeniyet bilinci kazandırmadan uzak olması.

§  Öğretmen eğitimi kalitesini olumsuz yönde etkileyen pedagoji programları aracılığıyla öğretmenlik mesleğinin niteliğinin ve itibarının düşürülmesi.

Yukarıda sıralanan problemler yetişkin ve yetişen yeni neslin büyük çoğunluğunun medeniyetimizi diriltme ve kültürümüzü yeniden üretmede önemli problemler olarak gösterilebilir.  Bu problemleri ortadan kaldırmak ve azaltmak için yapılabileceklerin başında sağlıklı bir sosyal bilimler eğitimi anlayışının inşa edilmesi gelmektedir. Bu çerçevede bütün sosyal bilimler disiplinlerine özellikle tarih öğretimine önemli rol ve sorumluluklar düşmektedir.

Çalışmanın Amacı:

Bu çalışmanın amacı, medeniyet inşasında tarih bilincinin yerinin ne olduğunu ortaya koymaktır. Çalışma nitel bir anlayışla gerçekleştirilmiş olup, veriler ilgili literatür ışığında elde edilmiştir.

Medeniyet İnşası ve Tarih Öğretimi:

Ulus devletlerin doğuşu, Sanayi Devrimi ve şehirleşmenin ortaya çıkardığı yeni şartlar 19. Yüzyıl’da Batı Avrupa ve Amerika’da zorunlu eğitimin yaygınlaşmasına neden oldu. Bu süreçte eğitim kurumlarında okutulmaya başlanan derslerden bir tanesi tarih dersi olmuştur (Demircioğlu, 2014). 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başında tarih dersi, ortak geçmiş ve gelecek anlayışını öğrencilere kazandırmak yoluyla vatanını seven, içinde yaşanılan toplumun ortak değerlerini içselleştirmiş ve ulusu için fedakârlık yapabilecek bireylerin yetiştirilebilecek bir ders olarak görülmekteydi. Batı’da ve Amerika’da meydana gelen bu gelişmeler, Osmanlı Devleti’ni de etkiledi 19. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti bünyesinde eğitim alanında reformlar yapılmaya başlandı (Akyüz, 2015). Bu reformların en dikkate değerlerinden birisi, 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’dir. Nizamnamenin ilanını takiben aynı yıl içinde tarih dersinin Osmanlı okullarında okutulmaya başlandığını görüyoruz. Osmanlı Devleti’nde 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başında farklı bir gelişim seyri izleyen tarih dersi, özellikle yaşanan siyasi gelişmeler ve 1912 Balkan bozgunu neticesinde milliyetçi bir temele oturtulmuştur.

Tarih dersi Cumhuriyetle beraber öğretim programlarındaki varlığını devam ettirmiş ve bu süreçte Türk kimliğinin inşası, milli kimlik aktarımı ve iyi vatandaşlar yetiştirmek bu alanın temel araçları arasında yer almıştır. Cumhuriyet döneminde tarih öğretimine yüklenen yukarıdaki misyonun iki binli yıllara kadar devam ettiği görülmektedir. İki binli yıllarla beraber Avrupa Birliği’ne katılım süreci ve diğer uluslararası gelişmelerden dolayı ülkemizde tarih öğretiminin milli kimlik aktarımı hedefinde bir kırılmanın yaşandığı görülmektedir (Demircioğlu, 2014).

Ülkemizde tarih dersleri lise düzeyinde okutulmaktadır. Lise öncesi ilk ve ortaöğretim düzeyinde özellikle sosyal bilgiler derslerinde disiplinlerarası bir anlayışla bazı tarih konularının da öğretimi yapılmaktadır. Sosyal bilimlerin temel disiplinlerinden birisi olan tarihin okullarda öğretilmesiyle ilgilenen alan tarih öğretimidir. Tarih öğretimi tarihçilerin ürettiği olgu, kavram ve genellemelerin pedagojik ilkeler ışığında öğrencide bilgi, beceri ve tutum açısından gelişme ve ilerleme sağlamasını hedeflemektedir.

Ortak miras ve milli kültür aktarımı görevinin yüklendiği temel derslerden birisi olarak görülen tarihin öğretiminin amaçlarında 19. Yüzyıldan bugüne önemli değişim ve gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle son elli yıldır Batı Avrupa ve Amerika’da tarih derslerinin amaçları arasına kanıt değerlendirme, farklı bakış açılarını tespit etme, sorgulama, araştırma, tartışma vb. temel beceriler de girmiştir. Tarih derslerinin amaçlarında yaşanan değişmelere rağmen, geçmişten bugüne dünyanın büyük bir kısmında bu derse yüklenen temel görevlerden bir tanesi tarih bilinci kazandırmak olmuştur. 

Çağımızda Tarih Bilinci ve Medeniyet İnşası:

Tarih öğretimi gündeme geldiğinde çok sık kullanılan bir kavram olan tarih bilinci, tarihsel bilgiye yüklediğiniz anlamlara dayalı olarak geçmiş, bugün ve gelecek arasında bağ kurma olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle tarih bilinci, geçmişi anlama ve algılama şeklimiz olup, bugünü ve geleceği nasıl anlayacağımızı belirlemektedir. Geçmişin bilgisi olmaksızın günümüzün sosyal, ekonomik, politik, toplumsal ve dini çatışma ve değişimlerini anlamak mümkün değildir. Bugünü anlamayan insanların ise geleceği anlaması söz konusu olamaz (Friedrich, 2010).

Tarih bilinci ulus devletlerin ortaya çıkması ve yeni vatandaşlık anlayışıyla yakından ilintili bir kavramdır. Ulus devletlerin inşasında en önemli unsurlardan bir tanesi vatandaşlık anlayışı olup bu anlayış ortak geçmiş, ortak vatan ve değerler üzerine inşa edilmekteydi. Başka bir deyişle ortak geçmiş, ortak vatan ve değerler kimlik inşasının çimentosu olarak görülmekteydi. Ulus devletlerin yeni vatandaşlık anlayışı halkın geneline yönelik zorunlu eğitimi gündeme getirmiş ve bu süreçte zorunlu eğitimin temel araçlarından birisi ise tarih dersi olmuştur. Tarih dersleri vatanına sadık, vatanı için mücadele ve fedakârlık yapabilecek bireyleri yetiştirecekti. Ulus devletlerin tarih derslerine önem vermelerinin bir diğer gerekçesi ise ulus devletin meşruiyetini benimsetmekti (Friedrich, 2010). Yukarıda sıralanan unsurları ulus devletlerin vatandaşlarına kazandırılmasına yardım edecek temel unsur ise tarih bilincidir.

Geçmişin bilgisi ve kurgusu üzerine inşa edilen tarih bilinci, bireylerin bireysel ve toplumsal yaşantılarını doğrudan etkilemektedir. Uluslararası ilişkiler, tazminat talepleri, mali girişimler, göç, kamu politikaları, ortak kimlik ve kişisel deneyimlerimiz tarih bilincinden doğrudan etkilenmektedir (Sexias, 2004’ten aktaran: Friedrich, 2010). Tarih bilinci kendimiz ve kendimiz dışındaki olay, durum ve hadiselere anlam yüklemede bizi yönlendiren temel unsurlardan birisi olup, bireylere günümüzde ihtiyaç duyulan bazı temel nitelik ve özellikler kazandırmaktadır. Bu niteliklerin bir kısmı aşağıdaki gibi sıralanabilir;

q Geçmişe dayalı olarak geleceğe bakabilme (Friedrich, 2010).

q Ortak hafızada kendini konumlandırabilme (Friedrich, 2010).

q Bir tarihsel anlatıda kendini konumlandırabilme (Friedrich, 2010).

q Bugünün nasıl şekillendiği ve geleceğin nasıl şekillenebileceğiyle ilgili bilgi sağlama (Kafesoğlu, 1963).

q İçinde yaşadığı medeniyet ve kültürü şekillendiren felsefe, anlayış, olay ve kişilerle ilgili farkındalığı arttırma.

q  Kendisi ve kendisi dışındaki dünyayı anlamlandırabilecek tarihsel bilgi, beceri ve tutuma sahip olma.

q Dünyada medeniyetler arasındaki mücadelelerin temelleri ve günümüze yansımalarını fark etme.

q Bireyin kendisi hakkındaki farkındalığı güçlendirme.

q Bireylere bugün ve gelecekle ilgili vizyon ve misyonunu geliştirme.

q Bir arada yaşayabilmek ve ortak bir ideal uğrunda mücadele edebilmek için ortak bir algı geliştirme.

q İnsanları bir arada tutan ortak değerlerin benimsenmesine katkı sağlama (Demircioğlu ve Demircioğlu, 2014b).

q Vatan, bağımsızlık ve özgürlük gibi temel değerlerin neden önemli olduğu ve korunması gerektiğiyle ilgili farkındalığı arttırma.

q Kendi kültür ve değerlerine yabancılaşmayı engelleme (Demircioğlu ve Demircioğlu, 2014a).

q Tarihsel olaylardaki değişim, süreklilik ve kırılmayı farketme.

q Bugünkü dini, toplumsal, kültürel, ekonomik ve politik yapının ve problemlerin oluşmasında geçmişlin anahtar rol oynadığının farkına varma. 

Geçmişi anlamamızda önemli rol oynayan tarih bilinci iktidarların yakın ilgi alanında olmuştur. Ülkemiz bağlamında bunun en güzel örneklerinden birisi Atatürk Dönemi’nde tarih bilinci kazandırmak adına devletin oynadığı rol olarak gösterilebilir. 1930’ların başında Atatürk’ün bizzat tarih kitap yazımı sürecine dahil olması, Cumhuriyetin kurucu iradesinin tarih bilincine verdiği önemin en güzel örneklerinden birisidir. 

Tarih Bilinci Nasıl İnşa Edilir?

Bireyler medeniyet ve kültür inşasına katkı sağlayabilmeleri için geçmişten bugüne gelen ortak geçmiş ve bu geçmişe dayalı bilgi, tecrübe ve değerleri bilmeli ve anlamlandırmalıdırlar. Tarih bilinci bireylere geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir bağ kurma ve uyum sağlama süreci olması nedeniyle, medeniyet ve kültürün kendi mayasına dayalı olarak yeniden üretiminde önemli rol oynamaktadır. Çağımızda eğitim kurumlarımızda sağlıklı tarih bilinci inşa edebilmek için dikkat edilmesi gerekli bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususların bir kısmı aşağıdaki gibidir. 

Tarih Bilinci Önemli Tarihsel Olay ve Şahsiyetlere Dayanmalıdır:

Tarihsel olaylar ve şahsiyetler olmaksızın tarihi yazmak mümkün değildir. Bu sebeple bu iki unsur gerek tarih yazımında ve gerekse tarihin öğretiminde temel unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarih bilinci bağlamında toplumların önemli değişim, süreklilik ve kırılma noktalarının dayandığı tarihsel olaylar ve bu süreçlerde rol oynamış önemli şahsiyetler öğrencilere öğretilmelidir.  

Tarih Bilinci İnsanlığın Tarihsel Mirasına Dayanmalıdır:

Tarih bilinci bağlamında öğrencilere insanlığı ilgilendiren temel tarihsel olay, şahsiyet, keşif, değişim, çatışma ve kırılmalar da öğretilmelidir. Öğrenciler kendi toplumlarının tarihsel gelişmesini dünyada meydana gelen diğer olaylarla mukayese edebilme ve değerlendirebilmelidir. İnsanlığın birikimli tarihsel mirasını bilmeyen öğrencilerin, bugünü anlamlandırması ve geleceği tahmin edebilme beceri ve yeterlilikleri zayıf olacaktır.  

Tarih Bilinci Sağlıklı Bilgiye Dayanmalıdır: Tarih bilinci inşasında kullanılacak olan tarihsel bilgi olgusal gerçekliğe dayanmalıdır. Bilimsel bilgiye dayanmayan bir bilinçle kendini konumlandıran birey, kendisi ve dış dünyasıyla ilgili tasarımında yanlış sonuçlara varacaktır. Bu bağlamda tarih bilinci inşasında kullanılacak bilginin bilimsel bilgiye dayanmasına dikkat edilmelidir. 

Tarih Bilinci Tarihsel Düşünme Becerilerine Dayanmalıdır:

Geçen asrın ikinci yarısında tarih öğretiminin öğrencilere kazandırması gereken nitelikler arasına tarihsel düşünme becerileri de girmiştir. Geçmişin bilgisinin nasıl araştırıldığı, üretildiği, kavrandığı ve doğasının ne olduğuyla ilgili konularla ilgilenen tarihsel düşünme becerileri teknolojik ve ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerdeki tarih programlarında yerini almıştır. Tarihsel düşünme mantıklı ve akılcı bir biçimde zaman, değişim, dün, bugün ve gelecek ilişkisini görmeyi de gerekli kıldığından dolayı tarihsel bilincini de kapsamaktadır (Drake ve Nelson, 2005). Öğrencileri etkin, üretken, yaratıcı problem çözen bireyler haline getirebilecek olan tarihsel düşünme becerileri aşağıdaki beş maddeden oluşmaktadır (Demircioğlu, 2009; Demircioglu, 2015; Historical Thinking Skills, 2015);
 

 Kronolojik Düşünme

•     Tarihsel Kavrama

•     Tarihsel Analiz ve Yorum

•     Tarihsel Araştırma Becerileri

•     Tarihsel Konular, Analiz ve Karar Verme        

 
Yukarıda sıralanan beceriler aracılığıyla öğrencilere tarihsel bilginin yanında, tarih bilimimin yapısı ve tarihsel bilginin nasıl üretildiği de öğretilebilir.
 

Tarih Bilinci Tarihsel Düşünmeyle İlgili Temel Kavramlara Dayanmalıdır:

Sağlıklı tarih bilincinin inşa edilebilmesi için tarihsel düşünme becerileriyle de yakından ilgili olan temel kavramların öğrencilere öğretilmesi gerekmektedir. Öğrenenlerin tarih bilincinin şekillenmesinde anahtar rol oynayan bu kavramlar aşağıdaki gibidir (The Historical Thinking Project, 2015):

Tarihsel Önem:

Tarihsel önem öğrencilerin geçmişten bugüne gelen tarihsel söylem içinde nelerin önemli olduğuna karar verme işidir. Başka bir deyişle tarihsel önem, tarihsel bilgi yığını içerisinden nelerin önemli olduğuna nedenleriyle karar verme işidir. 

Kanıt:

Tarih geçmişten bugüne gelen kanıtlar üzerine inşa edilir. Bu bağlamda tarihsel bilinç inşa sürecinde öğrencilere kanıt, birinci ve ikinci elden kanıtlar ve kanıtların bilimsel olup olmadığının nasıl ayırt edileceğiyle ilgili bilgi ve beceriler kazandırılabilir. 

Değişim ve Süreklilik:

Tarihsel düşünme becerileri içinde tarihin yapısını en iyi açıklayan kavramlar arasında değişim ve süreklilik de yer almaktadır. Değişim ve süreklilik kavramları geçmişten bugüne nelerin değiştiğini ve nelerin aynı kaldığını bize gösteren temel iki kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Sebep-Sonuç:

Sebep ve sonuç kavramları tarihin sağlıklı bir biçimde öğrenilebilmesi için tarih öğretim etkinliklerinin üzerine dayanması gereken iki temel kavramdır. Özellikle tarih bilincinin geliştirilmesi sürecinde öğrencilere geçmişteki dönüm noktalarında alınan kararların ne tür sonuçlar doğurduğu öğrencilere öğretilebilir.

Tarihsel Bir Bakış Açısı Geliştirme:

Tarihsel bakış açısı tarihsel verilerden yola çıkarak insanların geçmişteki düşünme şekillerini ve eylemlerinin nedenlerini anlama sürecidir. Bu çerçevede öğrenciler geçmişte insanların nasıl düşündükleri ve bu düşünme süreçlerinin nelere yol açtığını görebilmelidirler. 

Etik Boyut:

Geçmişte ve günümüzde insanların önemli eylemlerinde açık veya gizli bir etik boyut bulunmaktadır. Tarih bilinci bağlamında etik boyutu, ahlâk ve değer açısından geçmişteki insanları insanların eylemlerini değerlendirmeyi gerektirmektedir.  

Tarih Bilinci Önemli İdeoloji, Fikir ve Dinlerin Tarihin İnşasındaki Rolünü Anlamaya Dayanmalıdır:

İdeoloji, fikir ve dinler tarihin inşasında önemli rol oynamış ve tarihin akışını değiştirmişlerdir. Bu unsurların kaynağı geçmiş olmasına rağmen ideoloji, din ve fikirlerin etkisi günümüzde hala devam etmektedir. Bu bağlamda sağlıklı bir tarih bilinci, bu unsurların doğuş ve gelişimini bilmenin yanında, onların günümüze etkilerini de anlamayı gerekli kılmaktadır.

Sonuç:

Geçmişten günümüzde ülkeler arasındaki mücadeleler yanında medeniyetler arasında da mücadeleler yaşanmaktadır. İnsanların farklı zaman dilimlerinde inşa ettikleri medeniyet anlayışlarıyla ürettikleri bilim, estetik, sanat ve felsefi ürünlerle diğer insan ve medeniyetlere hükmettikleri görülmektedir. Medeniyetleri güçlü ve hâkim kılan unsurlar incelendiğinde dünyaya hükmeden medeniyetlerin arkasında iyi eğitilmiş ideal insan modelinin olduğu görülmektedir. Bu çerçevede, kendi medeniyetlerini hâkim kılmak isteyenlerin yapmaları gereken şey kökü geçmişte olan ve zamanın ruhuna hitap eden bir eğitim anlayışı geliştirmektir. Kendi mayasıyla zamanın ruhuna uygun bir eğitim anlayışı geliştiremeyenler başkasının zamanında yaşamaya mahkûmdurlar.

Güçlü medeniyet mirasçılarının özellikleri incelendiği zaman, bu insanların sahip oldukları niteliklerden birisinin sağlam bir şuur ve bilinç olduğu görülür. Bu güçlü bilincin temelinde ise tarih bilinci yatmaktadır.  Akılcı bir biçimde zaman, değişim, süreklilik, çatışma, kırılma, dün, bugün ve gelecek ilişkisini görmeyi de gerekli kılan tarih bilincinin bireylere kazandırılabilmesi için tarih öğretimine gerekli önem verilmelidir. Ülkemizdeki tarih dersleri incelendiği zaman, tarih bilincinin ezberci bir şekilde tarihsel bilgiye dayalı olarak verilmeye çalışıldığı görülmektedir. Geçen yüzyılda kalan bu anlayışın çağımızın gerçekliğiyle uyuşmadığı aşikârdır. Güçlü medeniyet inşa etme iddiasında olan toplumların bireylerine vereceği tarih bilinci, sadece tarihsel bilgiye değil aynı zamanda tarihsel düşünme becerileri ve o medeniyetin temel değerlerine dayanmalıdır.

Kaynakça:

Akyüz, Y. (2015). Türk Eğitim Tarihi, Ankara, Anı Yayıncılık.

Demircioğlu, İ. H. (2009). ‘Tarih Öğretmenlerinin Tarihsel Düşünme Becerilerine Yönelik Görüşleri’, Milli Eğitim, 184, s. 228-239.

Demircioğlu, E. ve Demircioğlu, İ. H. (2014a). “Türk Dünyası Bilgeleri ve Değer Eğitimi”. Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi: Gönül Sultanları Buluşması. 26-28 Mayıs 2014. Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı (TDKB). Eskişehir, ss.339-343, (http://bilgelerzirvesi.org). [Erişim Tarihi: 10\04\2015]

Demircioğlu, İ. H. (2014). Türkiye’de Tarih Eğitimi Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Yeni Türkiye, Sayı 59, s. 1176-1186.

Demircioğlu, İ. H. ve Demircioğlu, E. (2014b). Tarih Eğitimi ve Değerler, R. Turan ve K. Ulusoy (Ed.). Farklı Yönleriyle Değer Eğitimi (s. 267-285), Ankara, Pegem A.

Demircioğlu, İ. H. (2015). Tarih Öğretiminde Öğrenci Merkezli Yaklaşımlar, 5. Baskı, Ankara, Anı Yayıncılık.

Drake, D. F. ve Nelson, L. R. (2005). Engagement in Teaching History, New Jersey, Pearson.

Friedrich, Daniel (2010). Historical conscious as a pedagogical device in the production of responsible citizens, Discourse Studies in the Culturak Politics of Education, 31, 5, 649-663.

Historical Thinking Skills (2015). https://www.historians.org/teaching-and-learning/classroom-content/teaching-and-learning-in-the-digital-age/the-conquest-of-mexico/for-teachers/setting-up-the-project/historical-thinking-skills [Erişim Tarihi: 10\04\2015]

Kafesoğlu, İ. (1963). ‘‘Tarih İlmi ve Bizde Tarihçilik’’, Tarih Dergisi, c.13, sayı 17-18, s.1-16.

The Historical Thinking Project (2015). Historical Thinking Concepts, http://historicalthinking.ca/historical-thinking-concepts [Erişim Tarihi: 04\12\2015]

Tozlu, N. (2015). İslam Medeniyetinin İhya, İnşa ve Diriliş İmkanları ve Eğitim Üzerine, Medeniyet Tasavvuru, sayı 2, s. 26-30.

————————————————————————–
Kaynak:
Demircioğlu, İ. H. (2016). Medeniyet İnşasında Tarih Bilincinin Yeri Ne Olmalıdır?, Düşünce ve Medeniyet Dergisi, S. 4, Sayfa 26-31.


[i] Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Tarih Eğitimi ABD, Söğütlü-Akçaabat-Trabzon, 
E-Posta: [email protected], [email protected]

Yazar
İsmail H. DEMİRCİOĞLU

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen