İnsanlığı Tehdit Eden En Büyük Tehlike” Entegrizm” ve Roger Garaudy

Ömer AĞAÇLI
 
Ünlü siyaset adamı, düşünür ve akademisyen “ROGER GARAUDY” 1990 yılında yazdığı bir kitabında insanlığın geleceğini tehdit edecek bir olgudan söz etmiştir. Ve  öngürüsünü “ entegrizm “ olarak kavramlaştırmıştır.
 
Garaudy’e göre; insanlığı gelecekte büyük bir tehlike bekliyor. Bu tehlike bütün kültürleri ve medeniyetleri tehdit eden, adeta manevi bir kanserdir.  Bu tehlikenin adı “entegrizm” dir. Enregrizm sonuçta bütün milletler için kültürel bir intihardır.
 
Garaudy kitabında entegrizm kavramını tanımlıyor, bütün özelliklerini ve türlerini ortaya koyuyor ve sonunda da nedenlerini açıklıyor.
 
Garaudy’e göre entegrizm yeni bir oluşum değildir. Bu anlayışın tarihi iki, üç asra dayanmaktadır. Fakat böyle oluşumun kavramlaştırılması yenidir. Nitekim batı kaynaklı sözlüklerde bu kavram yeni yer almaya başlamıştır.
 
Garaudy, entegrizmi şöyle tanımlıyor: Entegrizm, dini ve siyasi olsun bir inancı, bir kabulu, tarihin bir önceki döneminde sahip olduğu kültür yapısı ve müesseseleriyle özdeşleşmektir. Böylece mutlak bir doğruya sahip olduğuna inanmak ve onun kabullenilmesini ötekilere dayatmaktır. Garaudy entegrizmin özelliklerini de şöyle açıklar: İlk olarak hareketsizlik, uyum sağlamayı red, her türden gelişmeye karşı direnç, geçmişe dönüş, geleneğin takipçisi olmak, son tahlilde taassup, içe kapanma, doğmacılık, sertleşme ve kavgacı olmaktır.
 
Garaudy’e göre entegrizm ilk önce batının tarihi gelişim sürecinde ortaya çıkan olgudur. Batı, rönesans, reform ve aydınlanma dönemi ile entegrizme vücut verdi. Ve bu olguyu kendi içinde yaşamaya mecbur kaldı. Batıdaki süreci şöyle açıklamak mümkündür. Devlet ve kilise, biri siyasi diğeri dini dünya görüşü doğrultusunda kendi müesseselerini kurunca aralarında çatışma çıktı. Batı, August Comte’nin tarih felsefesi görüşleri doğrultusunda bilgi yapısını pozitivizm ile sınırladı. Comte’nin görüşleri batıyı şekillendirdi. Comte’görüşleri zamanla insanlığa yeni  ve son din haline getirildi. Pozitivist bilim anlayışı, doğma haline geldi ve yeni bir din ihdas edilmiş oldu. Batı, felsefe ve dini dışlayarak metafiziğe kapılarını kapattı. Dini de kiliseye kapattı. Devlet pozitivizme bir din gibi sahip çıktı. Bütün eğitim sistemi bu doğrultuda oluşturuldu. Sonuçta, pozitivizm ile birleşmiş laiklik; toplum ve yüceliğin inkarı ile karıştırılan bir modernlik anlayışı, batının manevi çöküşüne yol açtı. Bu güdük bilgi anlayışı, hayatın en önemli boyutlarını ihmal etti. Aşk’ı, sanatkarane yapıcılığı ve imanı…
 
Daha sonra batı, üçüncü dünya ülkelerindeki entegrizmlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu da üçüncü dünya ülkelerindeki entegrizmler ve onun bütün şekillerini, Rönesansla birlikte Batının kendi kültür ve gelişme modellerini bu uluslara zorla kabul ettirme isteğinden doğmuştur. Batının özü modernitedir. Modernite batının kültür ve gelişme modelidir.
 
Garaudy batının hayatını belirleyen bilgi yapısının,yani varlığa yaklaşım tarzının” pozitivizm, pozitif bilim” anlayışı olduğunu söylerken; bilimin tarifini ve sınırlarını da belirliyor. Diyor ki: “Bilim, müşahede edilebilen olayların, incelenebilen ve ölçülebilen bu olaylar arasındaki ilişkilerin tamamıdır. Bilim burada durmalıdır.”
 
Batının bilim anlayışını, insansız bir dünya anlayışı olduğunu söyleyen Garaudy; insansız dünya anlayışı, iki bin yıl öncesinin Epicure atomculuğuna kadar gider, diyor.
 
Garaudy’nin bu sözleri söylediğinden tam 20 yıl sonra dünya ülkelerindeki toplumsal dinamiklere baktığımız da ona hak vermemek mümkün değildir. Ama dünyayı ve insanlığı nasıl bir gelecek bekliyor? Hangi uluslar nasıl şekillenecek, onları bugünden tahmin etmek ise ayrı bir sorundur.
 
Entegrizm bizim anladığımız kadarıyla” bağnazlığın” adıdır. Ve bizim birçok makalemizde bağnazlık konusu enine boyuna incelenmiştir. Bağnazlık esasen bir zihin halidir. İnsanı böyle bir zihin haline sokan, neyin ne olduğunu bilmediği içindir. İnsan bildikleri şeylere göre hüküm verir. Ya da bildiklerine dayanarak bilmedikleri hakkında yanlış hüküm verir. Ya da bildiklerine aldanarak bilmediklerini yok sayar. Entegrizm zafer kazanırsa bütün beşeri topluluklar kendi içine kapanmış çatışmaya hazır fanatik gruplara bölüneceklerdir, diyen Garaudy, entegrizm diyaloğun karşıtıdır. Entegrizmi yok edecek diyaloğun gerçekçi olması için entegrizme vücut veren temel problemler çözümlenmelidir. Temel problemler çözümlenmeden diyaloğ bir sahtekarlıktan öteye geçemez, diyen Garaudy, entegrizmlerin gerçek olmayan cevaplarından, insanların gerçek sorunları bilmelerini sağlayarak kurtulabiliriz diye noktayı koyuyor.
 

—————————– 

Kaynak: Entegrizm. Pınar Yayınlar. 1993.
 
Tercüme: Kamil Bilgin Çileçöp.
Yazar
Ömer AĞAÇLI

Aksaray doğumlu, Ankara Devlet Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Daha sonra işletme masteri yaptı. Kamu da çalıştı... Emlak Kredi Bankası’nda mühendislik, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde imar başkanlı... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen