İdealist Öğretmenin Vücut Bulmuş Şekli Muharrem Dayanç

Tuğba ÖNCE

Osmangazi’den Medeniyet’e gidişinin 2. yılında)

O kutsal meslek var ya hani mâzimizde kıymet gören, kutsiyet atfedilen meslek öğretmenlik.. İşte bu mesleğin hakkını veren bir öğretmeni kelâm kelâm kağıda dökmeye çalışacağım.. 

 

 

Abidin Dino “mutluluğun resmini” yapmıştı ya hani.. Geçen günlerde feysbuk mecrasında rastladığım bir fotoğraf paylaşımında “idealist öğretmenin fotoğrafı”nı çekmişler diye düşündüm. Evet o öğretmen yabancı bir sima değildi.. Muharrem Dayanç’tı.. Hatta bir öğretmenden çok daha fazlası.. Baba, arkadaş, ağabey, kılavuz, mihmandar.. Böyle söyleyince de daima mütevâzılığını koruyup şöyle söyler “Benim işim bu, biz bunun için para kazanıyoruz hak etmemiz lazım.” ne kadar haklı öyle değil mi? İşi bu ve en iyi şekilde ifâ etmeye çalışıyor. Hakkını vererek hak hukuk yemeyerek.. O bu hayattaki en zor işi yapıyor, yani “insan olmayı/insan kalabilmeyi..” 

Öğrencinin hayatına dokunan, öğrenci ne kadar kadir kıymet bilmese de öğrencisinden asla.. asla vazgeçmeyen dâima öğrencisinden yana olan bir öğretmen.. Nurettin Topçu’nun “Benim için mabetti sınıf bir kez olsun abdestsiz girmedim.” sözünü kendine şiar edinmiş bir öğretmen.. İnanın lisans hayatım boyunca bir kez olsun derse mazeret beyan ederek gelmediğini, bırakın gelmemeyi geç girdiğini dahi görmedim. O, dersi namus bilenlerden.. O, konu ders olduğunda yorulmayı huzur sayanlardan.. Hâlâ var işte böyleleri.. Var ki.. Bizim de inancımız, umudumuz daha da artıyor bâki kalıyor. Bu işe olan aşkımız daha da katlanıyor.. Var olsun, Allah Muharrem Hocaların sayılarını artırsın.. 

Hep derim kıymet bilenlerden olmadık/olamadık belki.. Lâkin siz benim lisans hayatımın iyikilerinden biri olarak dâima kalacaksınız.. Yıllar sonra da eğer “O” izin verirse, meslektaşınız olursam öğrencilerime sizden büyük bir heyecanla bahsedeceğim. 

Bizim kelimelerimiz size tutulan ayna olmaktan aciz. Velhasıl kelâmlar sizi anlatmaya hiçbir zaman yetmeyecek..

“Gitti”, ne kadar kısa bir söz. Bir de gidenlere ve uğurlayanlara sormak lazım.. Gideceğiniz yerde kıymet görürsünüz inşallah. Yolunuz iyi insanlara çıksın, Allah sizi iyi insanlarla karşılaştırsın. Medeniyet’in kapıları, size ardına kadar açılsın.. Heyecanınız ilk günkü gibi olsun.. Hürmetle, ellerinizden öpüyorum.. Bana hep böyle “Tuğba” kal demiştiniz ne kadar anlamlıydı/anlayana..

Siz de hep iyi, güzel ve hoş kalın.. Biraz da İstanbul dalgalansın içinizde.. 

(Eskişehir kaybına üzülsün.. İstanbul bir değer kazanıyor sevinsin..)

Yazar
Tuğba ÖNCE

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen