Mazlum Doğu Türkistan

Bu nasıl bir insanlık, nasıl vurdumduymazlık,

“Üç maymun”u oynamak nasıl bir utanmazlık;

Ses çıkmıyor dünyadan, bu nasıl düzenbazlık,

          İnim inim inliyor bugün Doğu Türkistan;

          Bu alçak soykırıma sessiz kalır mı insan?

Nerede dindaşlarım, nerede soydaşlarım?

Sağır mıdır, kör müdür; nerede gardaşlarım?

Kan sızar gözlerimden, kurudu gözyaşlarım!..

          Doğu Türkistan yetim, mahzundur şimdi Hilâl;

          “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl!..” 

Mazlumların çığlığı gök kubbeyi deliyor,

Urumçi’den durmadan feryatlar yükseliyor,

Her geçen gün daha çok kara haber geliyor;

          El uzandı nâmusa, bu nasıl bir zulümdür;

          Her türlü işkenceden daha beter ölümdür…

Dînimiz bir, kan aynı; tarihe bak ben kimim!..

Dilim Türkçe’dir diye, doğrandım dilim dilim;

Türk’üm, Uygur Türküyüm, hem öksüz, hem yetimim;

          Ay Yıldızlı Gök Bayrak kan ağlıyor şimdi kan;

         Can içre can bildiğim ses çıkmaz gardaşımdan.

              

Eğitim kamplarında (!) tutsaktır “Âmin”imiz,

Minâreler ezansız, yasak Yüce Dînimiz,

Kürşad Atadan mîras Çinlilere kinimiz…

          Kızıl firavunların işgalinde vatanım…

          Muhammed Ümmetiyim, kimsesiz Müslümanım…

Sarık ile cübbeyi giyenler, nerdesiniz?

“Müslümanlar kardeştir!” diyenler, nerdesiniz?

Makam için her haltı yiyenler, nerdesiniz?

          Suskunluğun hesabı sorulunca Mahşerde;

          Biz ne söyleyeceğiz; yüzümüz kalır yerde…

Filistin’e yas tutup, beraber ağlayalım;

Keşmir’e, Arakan’a çözümler sağlayalım,

Şehit Mursi için de karalar bağlayalım…

         Türkistan’da zulüm var, niçin çıkmaz sesiniz;

          Türk olduğu için mi yetmiyor nefesiniz?

Büyüklere masaldan mangalda kül kalmadı,

Esir Türklere destek hiç böyle azalmadı,

“Ülkücülük” ufkumuz bu kadar daralmadı;

          Nelere fedâ ettik, “şu öksüz Türklüğümü…”

          Kim anlar ve kim çözer bu esrarlı düğümü?

Uygurların feryâdı bizim ıstırâbımız,

Yarın Hesap Günü’nde cevapsız cevâbımız,

Müslümanlar adına İslâm’dan hicâbımız…

          Biz sâhip çıkamadık, hıfzeyle mâsumları;

          Affet bizi de yâ Râb, Sen koru mazlumları…

“Gavim gardaş”, yaranı saramadık, affedin;

Sana kalkan elleri kıramadık, affedin;

Duâdan başka bir şey veremedik, affedin,

          Yâ Rabbî; Türkistan’a gönder  “Ebâbilleri”;

          Çağdaş Ebrehelerle, helâk etsin filleri…

17 Aralık 2019

Dr. Mehmet GÜNEŞ

Yazar
Mehmet GÜNEŞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen