Bekir Sıtkı Erdoğan Ve Şiir Konusundaki Düşünceleri

Türk şiirimizin çınarlarından  Bekir Sıtkı Erdoğan 25.08.2014 tarihinde tedavi gördüğü GATA araştırma hastanesinde  88 yaşında hayata gözlerini yumdu.
İstanbul büyük Selimiye camiinde yapılan askeri tören sonrası doğum yeri olan Karaman’a götürülen şairin cenazesi burada yapılan büyük katılımla aile mezarlığında toprağa verildi.
Ölümünden birkaç yıl önce  üç-beş şair arkadaşımızla çıkardığımız ‘Vezin’ isimli edebiyat dergisin ikinci sayısı için yaptığımız söyleşide Türk şiir anlayışı konusunda düşüncelerini açıklayan Bekir hocamız, bizlere vasiyet edercesine  şiirde  dil, duygu ve düşünce üçlemesi üzerinde durmuştu. Şiirde yenilikten yana olmak lazım fakat,  eskiyi yıkmadan demişti.


“-Eskiyi inkâr etmemeliyiz. Eskiyi yıkmamalıyız. Eski şiirimizin üstüne bir şeyler koymalıyız. Yenilik yapmalıyız.

Hece bizim mirasımız. Böyle çağdaş olunur. Çağlarla çağdaş olunmalı. Şiir nasıl ifade edilmeli, düşünmek lazım. 4. ve 5. yy.da aruzu bulmuşuz. Bakın Alper Tunga’ya … Araplarla 11.yy.da münasebetlerimiz başlar. Denir ki aruzu araplardan aldık. Hayır efendim. “Alper Tunga öldü mü, Issız acun kaldı mı.” Kalıbı nasıl bunun kalıbı? Aruz . Müstafilün failün. Türk şiiri kökenli bir şiir. Kültür binlerce yılda birikir. Nesir ve şiirde üç malzeme var. Şiirde bir dil, iki duygu, üç düşünce yani fikir. Şiirde düşünce  yemeğin tuzu biberi kadardır. İnsan hayn sıfatını taşımalı. Kur’an da var. Akıl sahibi olmalı insan. Cenabı Allah yüksek duyguları yalnızca insana vermiştir.

Şiir maddi değil, manevidir. Ruhsal duruma göre değişir. İnsan zamanla nasıl olgunlaşıyorsa, şiirde olgunlaşır. Şiir şiirliğini bulur. Şiir üzerindeki zamanla yapılan ufak tefek değişiklikleri hoş görmek lazım. Bunu Necip Fazıl şiirlerinde, Yahya Kemal gazellerinde yaptı. Ben de yapıyorum. Yani benim şiirlerim de olgunlaşıyor.’’ diyordu şair.
Bekir Sıtkı hoca Türk şiirinde farklı bir yerde olduğunu belirtiyor. Benim şiirlerim hem meyhanede hem de camide söylenmekte. Yani  her kesimce kabul görmekte. 

İhlas Kasidesi dini merasimlerde, mevlitlerde okunurken, Hancı şiiri birçok okul gecesinde öğrenciler tarafından seslendirilmekte. Nerdeyse okul gecelerinin olmazsa olmazı durumunda. Şair bu hak edişi şiirdeki ayakların güçlü olmasına bağlamakta. Tabi şiirde konu da çok önemli. Ortak noktayı bulmak önemli. Hoca buna kendi deyişi ile “bizim olan”   diyor.  

Bekir Sıtkı  Erdoğan şiirlerinde  ayak,  konu  ve anlatıma, dörtlüklerddurak ve kafiyeye büyük önem vermiş,  Türkçeyi en iyi şekilde kullanmıştır. Belki de şiirlerini ölümsüz yapan  Türkçeyi düzgün kullanması, şiiri tereyağından kıl çeker gibi çekip çıkarmasıdır.


“-Benim şiirlerime baktığınızda halkın her kesimine inen şiirler yazmışım, gazel konusunda hem meyhanede hem de camide okunan, genç-yaşlı çeşitli toplum kesimlerinin okuduğu şiirleri dile getirmişim. Koşmalarımda ayakların güçlü olması için çok emek veririm, bunun için şiirlerimin bütün halk kesimleri tarafından beğeni kazandığına inanıyorum. Halkımız bizim olanı bize benzeyeni seviyor. Şiirin sanat için sanat kuralıyla ele alınması,  onu güzele götüreceği  için topluma malolacaktır. Toplumcu şiir olacaktır. Şiirin en büyük faydası şiir olmasıdır. Şiirde veya  sanatta siyaset, ideoloji gelip geçici şeyler. Zamanla değişir. İnsan elli sene önceki gibi düşünmüyor. Felsefe olmalı şiirde, derinlik olmalı. Tasavvuf olmalı. Şiirde ki duygu değişmez, ideoloji değişir. Siyaset içeren şiir uzun ömürlü olmaz. Bugün siyasi düşünce güzel gibi gelebilir ama zamanla değişebilir.

Bekir Sıtkı Erdoğan hem hece  vezni ile yazdığı şiirlerde, hem de aruzla yazdığı şiirlerde başarıyı yakalamış bir şair.  Son yıllarda ağırlık verdiği rubai çeşitleri de öyle.  Sizin rubailerinizde yirmi dört türden bahsedilir diye sorduğumuzda hoca şu şekilde bir açıklamada bulunur:

“-Rubailer dört mısradan olur. Normal şiir 11’lidir mesela. Rubaide on hece bulunur. Rubai ahre kalıpları ile yazılır. Ahre ne demek. Tahrip kelimesinden gelir. Tahrip etmektir. Yarım ses oynar. Bu güne kadar rubai yazanlar 4 veya 5 kalıbı kullandılar. Mesela Yahya Kemal bir-iki kalıbını kullanmış. Ben rubainin 24 kalıbını da kullandım.”

Aruz, hece ve serbest vezinle şiirler yazan Erdoğan’ın şiirlerinden bazıları bestelenirken, rubai türündeki şiirleri birçok dergide yayımlandı.Türk  edebiyatına, Türk şiirine güzel  eserler bırakarak aramızdan ayrılan  B.Sıtkı Erdoğan  hocamızı rahmet ve minnetle anıyoruz.

Yazar
Hikmet ELİTAŞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen