Nigar Refibeyli

nigar refibeyliNigar Rafibeyli (Azerice: Nigar Rəfibəyli, d. 23 Haziran 1913, Gence – ö. 10 Temmuz 1981, Bakü), Türk yazar ve şair. Roman ve kısa öykü yazarı olan Anar Rızayev’in annesi ve ünlü yazar ve şair Resul Rıza’nın karısıdır.

Nigar Rafibeyli 23 Haziran 1913’te Gence kentinde dünyaya geldi. Ailesi tıbbi cerrahlardı. Babası Khudadat Rafibeyli, Avrupa’da eğitim gören ilk Azeri cerrahıydı. 1919’da Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti hükümeti tarafından Gence hükümetine başkanlık etmeye davet edildi, fakat yakında Ermeni bolşevikleri tarafından tutuklandı ve Bolşevik askerler tarafından idam edildiği Nargin adasına gönderildi.

  

Nigar Rafibeyli, okulunu Gence’de tamamladı ve yüksek öğreniminden dolayı Bakü’ye taşındı. Pedagojik Teknik Okulunda okudu. Okulda ders verdi fakat daima roman yazdı. “Çadra” adlı ilk şiiri 1928’de “Dan Ulduzu” dergisinde yayınlandı. 1930-1932 yıllarında Azerbaycan film stüdyosunda çalıştı.

  

İlköğrenimini Ganja’da aldı ve daha sonra Bakü Pedagoji Koleji’nde eğitimine devam etti. Kariyerine öğretmen olarak başlayan Nigar Rafibeyli, bu yıllarda sanatsal yaratıcılığa da katılmıştır. İlk şiirleri o zaman basında yayınlandı. Nigar Rafibeyli’nin ilk şiiri “Çadra” 1928’de Dan Dan dergisinde yayımlandı. 1930-1932’de Nigar Rafibeyli, Bakü film stüdyosunda ve daha sonra da çalışan bir gençlik okulunda çalıştı. “Zafer Şarkısı” (1943), “Şiirler” (1949), “Annenin Sesi” (1951), “Yolun Anıları” (1957), “Denizin Sesi” (1964) ve diğerlerini yayınladı. Kariyerine 1931 yılında Azernetr Edebiyatı Bölümünde tercüman ve editör olarak başlayan Nigar Rafibeyli daha sonra Moskova Pedagoji Enstitüsü’nde eğitimine devam etti. Orada çalışırken, Bakü’deki (1934) ilk şiir koleksiyonu yayımlandı.

   

1931’de Azerneşr yayınevinde editör ve çevirmen olarak çalıştı. Rafibeyli daha sonra Moskova Pedagoji Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Moskova’da okuduğu ilk şiir koleksiyonu Bakü’de yayınlandı. 1937-1939 yılları arasında Uşaqneşr yayınevi’nde çalıştı. 1940’tan başlayarak, Nevaî, Schiller, Puşkin, Lermontov, Şevçenko ve diğerleri gibi diğer ulusların ünlü şair ve yazarlarının birçok eserini çevirdi. Azerbaycan edebiyatına yaptığı büyük katkılarından ötürü onur emri aldı.[3] Nigar Rafibeyli’nin eserlerinin birçoğu romantizm, annelik, doğa ve vatanseverlik konularında yazılmıştır.

  

nigar refibeyli3Nigar Rafibeyli’nin Azerbaycan ulusal edebiyatını zarif lirizm örnekleriyle zenginleştiren yaratıcı eserinin özü, insan yaratıcılığının çekirdeğidir, kişinin ruhsal üstünlüğüdür. Nigar Rafibaylı, Azerbaycan edebiyatında kendi sesi ve sözleriyle bir şairdir. Kendi deyimleri ve ifadeleri vardır. Şiiri, okuyucuyu çok uzun süre kontrol altında tutabilen kırılgan ama kalıcı, şiirsel bir yöntemdir. Nigar khaninin yarım asırlık hayatına adanmış şiirlerin koleksiyonu, memleketin güzelliğine dikkatlice yazıp okur – çiçekler, çiçekler, deniz, bahçe, ormanlar, dünyamızın özel mevsimleri. İnsanlara, onların kaderlerine, ruhsal alemlerine adanmıştır. Bütün bunlar şairin kırılgan şiir anlayışının korunmasına yol açtı, gördükleri bir şiir haline geldi. Her zaman iyimser Nigar Rafibeyli’nin en üzücü şiiri güneş ışığının şafağı. Mısırlıların uyumunda beyaz zemini görebilirsiniz. Çünkü şiirleri saf bir nefes yayına, kalp şeklinde ve kalp şeklindedir. Bu şiirlerin uyumunda tuhaf bir şıklık var. Nigar khanum’un sözleri çok çeşitli şarkı sözleridir. Paletindeki renkler, sadece sevginin somutlaşmış örneği değil, türban ateşinin görüntüsüdür. Bu renkler, yaşam olaylarının iyileştirilmesi, kamusal yaşamdaki adaletsizliğin ifadesi, insan ilişkilerinde, çaresizliğin korunması, uyumun korunması içindir. Çünkü şiirleri saf bir nefes yayına, kalp şeklinde ve kalp şeklindedir.

Yaratıcı çalışmalarla uğraşan Nigar Rafibeyli, 1937-1939 yıllarında çocuk edebiyatının kurgu bölümünde editör olarak çalıştı. 1940’ların sonundan yaşamının sonuna kadar, uluslar arası toplulukların (Navai, Schiller, Pushkin, Lermontov, Çehov, Shevchenko, diğerleri) edebiyatının kurgusal çevirilerini yaparak ulusal hazinemizi zenginleştirdi. Yaratıcı etkinliği sırasında Nigar Rafibaylı’ya Onur Nişanı ve verdiği hizmetlerden dolayı madalya verildi.

Ben kalbin tüccarıyım,
hayal dünyasının efendisi .
Ben anavatanı ile gurur duyan
Şanlı Nesil’in atasıyım .

Nigar Rafibaylı, Azerbaycan şairleri arasında zarif duyguları ve entelektüel düzeyleriyle öne çıkıyor. Şiirlerinde, sevgi ve çalışkanlık dünyası, Azerbaycanlı kadınların acı ve kederi anlatılmaktadır. Şairin pek çok benzersiz, metodolojik uyumu ve değerli sözleri vardır. Yazdıklarından bağımsız olarak, Nigar Rafibeyli’nin şiirleri her zaman dikkat çekti. Anneliğin aşkı, kadınların mutluluğu, çocuk sevgisidir. Nigar Rafibeyli’nin eserinin ana teması özeldir. Çocuk, anne sevgisinin şiirinde Tanrı’nın zirvesine yükselebileceği bir dünyadır:

Acı bir pencere,
Dışarıda bu gece olacak.
Kalbim dolaşıyor
Gözlerimin içinde uyuyor anne.

nigar refibeyli2Nigar Rafibeyli, bir kişinin şiirlerinde ruhunu ifade eden, şiirlerinde ruhu ifade eden, hassas duygularının şiirsel ifadelerini ifade eden ve yaşamın maceralarına hayranlık uyandıran bir Azerbaycan şiirinin şaheseridir.
Nigar Rafibeyli, 9 Temmuz 1981’de öldü.

Ödülleri
Azərbaycan SSR Ali Sovetinin ödülü-1973
Onur Rozeti Nişanı
Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi-1934
Azerbaycan Halk şairi-1981

Kitapları
Şerlər (1934)
Dənizin səsi gəlir (1964)
İşıqlı dünyam (1969)
Günəşdən gənclik istədim (1974)
Həzin bir axşamda düşsən yadıma (1982)
Şanlı nəsillərin yadigarısan (1982)
Zəfər nəğməsi (1943)
Şerlər (1949)
Anaların səsi (1951)
Yol xatirələri, Avropa ətrafında səyahət gündəliyindən (1957)
Balaca qəhrəman (1942)
Günəşin cavabı (1966)
Məstanın balaları (1968)
Bizə bahar yaraşır (1978)

 

Şiirlerinden Örnekler :

Neyleyim

Ala gözlüm, senden ayrı geceler
Bir il kimi uzun olur, neyleyim?
Bağçamızda gızılgüller her seher
Tezden açır, vahtsız solur, neyleyim.

   

Nergizlerin gözü yaşla dolanda,
Benövşeler bahıb gemgin olanda,
Gerenfilin gözü yolda galanda
Yasemen saçını yolur, neyleyim?

   

Esen ruzgarın da yohdur vefası,
Düşmüşdür başına özge sevdası.
Lalenin cırılıb gemden yahası,
Saçları perişan olur, neyleyim?

   

Belke tez gelesen elac veresen,
Sünbülün saçını yığıb höresen,
Elvan çiçekleri özün deresen.
Gözleri yollarda galır, neyleyim?

   

Çekir çiçeklerin gözü intizar,
Ayrılıgdan beter dünyada ne var,
Bu bahar ahşamı seni bah, Nigar
Hezin-hezin yada salır, neyleyim?

      

Sulh Nedir?
Senin gözel mektebinde
Ders okuyup, ders yazmağın,

    

Azad dilin, şen musikin
O ışıklı ders otağın,

  

Şirin şirin ezber deyip
Okuduğun nağme, destan.

   

Senin hoş baht tebessümün
Sulh bunlardır kızım inan!

    

İnsanların dinç emeği,
Kızım sulhun temelidir.

   

Anaların evladların
Sulh en büyük emelidir.

       

Kalbi bala dağlı bir ana gitti,

Ağır töhmet koyup devrana gitti

Niye aktı niye, günahsız kanlar

Niye sustu niye, soğuk vicdanlar?

Asrın cinayeti açılmayacak

Tarih gizleyecek varaklarında,

Cevap vermeyecek nâhak kanlara

Cevap vermeyecek o devranlara

vicdanında kalır bu leke

Adsız şehitlerin dökülen kanı

Soğuk vicdanları ayıltır belki

Ayıltır kanlara batan dünyayı..

Men gülende gülüb,
Ağlayanda gözümü silen, –
Menim doğma vetendaşımdır o,
Yoldaşım,
sirdaşım,
Qardaşımdır o.
Sevirem candan,
Men seni sevirem, insan!
…..

Dağdan gelen bir bahar gibisin
Temiz, şeffaf, derin …
İyi ve yanlış olan ne
canım
Kaynak suyu gibi
soğuk gözler …
….

Hoşçakalın benim odam, mavi denizim.
Hoşçakal, kumların üzerindeki görünür ayak izleri.
Hazel, güle güle,
Soğuk doğa güzel, güzel.
Denizden esen hoş bir rüzgar,
Uçurumlarım
Yelken kanadı, hoşçakal…
Yarın senden ayrılıyorum, hoşçakal …
….

Bir son bahar da düşdü
ömrümün təqvimindən,
Nə sənə məhəbbətim,
nə həsrətim azaldı.

 
Özüm də heç bilmirəm
niyə bir ömür boyu
Gözüm uzaq yollarda –
sənin yolunda qaldı.

 
Bir qocaman dağ olsan
səni vurub yıxardım.
Ürəyimdən ən incə
teli necə qopardım?

 
Dünyada gözəl də çox,
gözəl ürəklər də çox.
Şirin-şirin arzular,
incə diləklər də çox.

 
Bir sən oldun könlümün
yaxın dostu, həmdəmi.
Sən olmazsan tutmazdı
bəlkə əlim qələmi.

 
Sən olmazsan baharın
yazın ətri olmazdı.
Sən olmazsan bir dünya
sevinc belə çox azdı.

 
Baharın çiçəkləri
açıb solmasın sənsiz.
Ömrüm sənsiz olmasın,
şerim olmasın sənsiz.
….
(
Bir son bahar da düştü
hayat takvimimden
Sana olan aşkım ne
özlemimin azaldığı şeyi.

  
Kendimi bile tanımıyorum
neden bir ömür
Gözlerim yolda –
senin yolundaydı.

  
Sen eski bir dağsın
Sana vurdum ve seni yere serdim.
Kalbimin en iyisi
Kabloyu nasıl yırtarım?

  
Dünyada çok
çok güzel kalpler.
Tatlı ve tatlı dilekler,
Nazik dilekler de var.

  
Sen benim kalbimsin
yakın arkadaş, meslektaşım.
Yakalanmayacaksın
belki el kalemim.

  
Bahar yapamazsın
bahar olmazdı.
Sen dünya değilsin
çok fazla sevinç.

  
Bahar çiçekleri
açmayın.
Hayatım sensiz olsun.
sen benim işim değilsin
)

 

Biz
yuxuda durna oluruq
gecələr,
Uçuruq uça bildikcə,
Uçuruq diyar-diyar…
Uçuruq – qəlbimizdə
Torpaqdan aldığımız
Ən şirin,
Ən incə,
Ən sevimli arzular.

 

 

 

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen