Bugün yazımıza Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın AMA ile başlıyan bayram tebrik kartı ile başlıyorum. Doğa kahramanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz çayırını dile getirmiş, haykırıyor “ tartışmayı bırakıp müsilajı önlemek için tedbir alın.” Tuvalı Kübeyin sürdürülebilir yaşam el kitabında yazdığımız ekokırıma, sosyal medya hesaplarında dikkat çekiyor, bende sosyal medya hesaplarımda paylaştım ve doğa kahramanımız da , yalnız değilsin diye, ilgisini gösterdi, sessizce ağladık, Marmara denizi için birlikte….
https://www.birgun.net/makale/ekstraktivist-yesil-donusum-jeopolitik-ve-savas-611568
linkinde Doç. Dr. Yelda Erçandırlı yukarıda linkini verdiğimiz makalesinde Trump’s Green Deal hakkında şu tesbiti yapıyor…
“Birçok çevrecinin düşündüğünün aksine aslında ABD, yeni birikim stratejisi olan yeşil dönüşüm projelerini tamamen terk etmiyor, bilakis şekillendiriyor. Mevcut politik-ekonomik sistemde yeşil dönüşüm olarak tanımlanan şey (doğanın yıkımının altında yatan toplumsal ilişkileri göz ardı ederek) zaten büyük ölçüde teknolojinin ve mühendisliğin daha da geliştirilmesine ve politik-ekonomik sistemin yenilenebilir enerjinin yoğunlaşmasına dayanıyor. ABD yeni birikim rejiminin -yeşil dönüşümün- oluşumunda hegemonik rolü Çin’e ya da başka bir emperyalist güce bırakmamakta oldukça ısrarcı ve projelerini de özellikle sınırlı toprak mineralleri üzerinden şekillendiriyor……. ABD’nin Trump ile yeşil dönüşüm projelerinden vazgeçmediği ve bunu ekstraktivist bir yolla maliyetleri düşürerek devam ettirmek istediğini gösteriyor. En nihayetinde yeşil dönüşüm gerçekten de finansal uygulamalar, altyapı projeleri, güvenlik ekipmanları veya teknolojik yeniliklerle çevre politikası adı altında bir pasifikasyon olarak hizmet etmekte yeni pazarlar yaratmakta ektstraktivizme bağlı olarak daha fazla devletçi yönetişimi onaylamaktadır. Trump da Amerikan endüstrisini canlandırma ve dış kaynak kullanımını durdurmayı, yabancı üretime olan bağımlılığı azaltmayı vaat ediyor. Tüm bunlar, Trump’ın aslında kapitalizmin yeşillenmesine karşı değil, sadece yeşil politikalar için yüksek maliyetler ödemeye karşı olduğunu gösteriyor. Nitekim, ABD’nin ev pilleri için kritik mineraller tedarikini güvence altına almaya devam edeceğini söylüyor.”
10 Nisan 2025 günü İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde saat 13.30 da CiLAB TEAM üçüz dönüşüm konferansı organize ediyor. Dijital, Yeşil ve Toplumsal dönüşümü eş zamanlı gerçekleştiremez isek; yaşam şartları çok daha ağırlaşacak. Siyasal, ekonomik, toplumsal, iklimsel, jeopolitik, savaş, gerilim riskleri hem dünya da, hem ülkemizde yeşil mutabakatı zorunlu kıldı. Döngüsel ekonomi için üçüz dönüşümü her STK kendi çevresinde başlatmalıdır. Toplumsal dönüşüm bireysel olarak zihniyet yapımızın dönüşümü ile başlar, toplumsal zihniyet yapısının dönüşüme kadar devam eder. Üzüm Üzüme baka baka yeşerebilir. Ekosentrik hukuk, ekosistemleri tüzel bir varlık kabul ettiğinden, ekokırım yasaları Marmara denizini müsilajdan kurtarabilir. Yeşil yapay zeka ve yeşil teknolojiler dijital dönüşümü sağlar. Yeşil dönüşüm ise kirleten öder ilkesi ile CO2 vergisi ile şirketleri su ve karbon ayak izini azaltmaya zorlar. ESG FONLAR ise yeşil sanayiyi fonlayarak, iklim adaletini sağlar.
Üçüz dönüşüm başladı.
Müsilaj karşı önlem almalıyız.
Trump a dur demeliyiz.
Doğanın sesi olmalıyız, PROF. DR. MUSTAFA SARI gibi.
Marmara denizini kim kurtaracak, müsilajdan. Bir Greta Thungberg yeter, Trump a dersini vermek için…