Türk Devletleri Teşkilatını “Lisanda, Fikirde ve  İşte Birlik” Bağlamında Okumak.

Türk Devletler Teşkilatı’nın Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’ın katılımıyla oluşturulması, kadim medeniyet mihveri olan İpek yolunu güzergahlarının aktivite edilmesi açısından önemlidir. Bunun yanı sıra İç Asya/Türkistan- Ön-AsyaTürkiye kültürel sürekliliğinin bütün dünyaya ilan edilmesi, Türk dünyasının Turan idealinin/ülküsünün  “Fikir, lisan, his ve iş alanında birlik”  pratiğe geçirilmesi açısından büyük bir gelişmedir. Çünkü artık fikir ve duyguda birlik ya da gönül birliği ve ortak akılda buluşulmasının resmen tescil edilmesidir.

Bu noktaya gelinmesinde  Gaspıralı İsmail Bey ve Ziya Gökalp’in katkıları üzerine okumalar yapıyorum bu sıralar. Türk Dünyasının öncelikli olarak kültürel (hars) açısından birlikteliği, ardından ekonomi-politik açıdan ortak kararlar almaları gerektiğine dair öğretileri açısından TDT incelemeyi önemsiyorum.  

Türk Dünyasının içinde yaşadığı sosyo-politik sorunlara çözüm üreterek bir diriliş (Rönesans/cedidcilik) bilinci oluşturan düşünürlerden birisi de Gaspıralı İsmail Beydir. Kuzey, Doğu ve Batı Türklerinin hepsi tarafından anlaşılan bir dil ile gerekliliği üzerinde duran Gaspıralı’nın ilkesini Gökalp, “ahlakî bir mefkûre” görür.

Gökalp’in “Büyük Oğuz İttihadı” tasavvurunu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun Anadolu’da gerçekleşmesini, Oğuz/Türkmen aşamasıyla Suriye, Irak, Güney Azerbaycan’dan itibaren İç Asya’ya uzanan kültürel/hars birlikteliğini, Turan ile bütün Türk Dünyasının ortaklaşa hareket edecek bir bilinçlilik oluşturulmasına yönelikti.

Benzer şekilde 1905-1906 yıllarında Novgorot ve Petersburg şehirlerinde “Müslüman Kongreleri” düzenlemesine ön ayak olan Gaspıralı, Mısır’da daha geniş çaplı bir toplantı yapılmasını isteyerek Türk coğrafyasındaki dirilişin Arap dünyasında olması için çalışmalar yaptı.

Türk Devletleri arasındaki işbirliğini ve dayanışmayı Türk Dünyası’nın ortak tarih, dil ve kültür mirası çerçevesinde ve çok taraflı çerçevede geliştirmek için kurulan Türk Dünyası teşkilatını Gökalp bağlamında okumaktan maksat budur. İlgili kuruluşlar olarak Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TURKSOY), Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TURKPA), Uluslararası Türk Akademisi, Türk Kültür ve Miras Vakfı, Türk Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO), Türk Yatırım Fonu gibi Türk işbirliği mekanizmaları ideal/ülkünün pratiğe geçmesi ise Gaspıralı’nın “Lisan-Dilde, Fikirde, İşte Birlik” dediğidir. Bu milliyet şuurunun ve maneviyatının derin bir şekilde hissedilip oluşmasıdır.

 

Türk Devletler Teşkilatı’nın Günümüz Açısından Önemi

TDT’nin teorik yapısına dair yapılacak çalışma kadim ipek yollarının günümüzdeki Kuşak Yol İnisiyatifi ve İmec projeleri, ekonomi mihveri olarak ortaya çıktığını düşününce Türk Devletler Teşkilatını oluşturan devletlerin ekonomi-politik önemine katkı sağlayacaktır.

Ticaret ve enerji üretim- arz merkezlerinin bu projeler bağlamında küresel güçler tarafından oluşturulmaya çalışıldığını düşününce, TDT’na gözlemci ülkeler olarak Macaristan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) katılması Türk Dünyasının artan jeo-politik önemini iyice artmıştır.

Bize göre  bunun alt yapısını yani  “kolektif bilinçliliği” oluşturan   Gökalp’in “Turan” ve “Büyük Oğuz Bütünleşmesi”, Gaspıralı’nın “Rusya Müslümanları/Türkleri/Kuzey Türklüğü” ve “Lisanda, fikirde ve işte birlik” tasavvurlarıdır.

 

Gaspıralı ve Gökalp’e (Kısmi Bir) Eleştiri

Felsefi açıdan biz hakikate dair kim ne getirirse getirsin ona müteşekkir oluruz, ama bu onun dediklerini aynen kabul etmek anlamına gelmez, analitik olarak bugüne ne diyor ve günümüz sorunlarına çözüm üretirken açmazları neler olabilir diye sorgularız. Bu bağlamda

İki düşünürün Türklük ve Müslümanlığı özdeş görmelerinin günümüzde TDT açısından sakıncaları, (bağımsızlığını kazanan Türk devletlerinde Rus, Alman, Belarus, Ermeni vatandaşlarına sahip olması, farklı bir din ve dil oluşturan Macaristan (Hungary) gözlemci statüsünde olduğu gerçeği) üzerinde durulacaktır. TDT etki alanının Rusya’daki özerk cumhuriyetler, Çin, Moğolistan ve dünyanın her yerinde yaşayan (diaspora) Türklerini düşündüğümüz zaman Gaspıralı ve Gökalp’nin Türk dünyasının birlikteliğinin kurucu önderlerinden olduğunu ama bazı görüşlerinin revize edilmesi gerektiğini göstermektedir.

Bu çerçevede Gaspıralı’dan hareketle oluşturulan “Kuzey Türklüğü”nün SSCB dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Doğu Türklüğü (Kazakistan-Kırgizistan-Özbekistan- Türkmenistan-Azerbeycan) ile Batı Türklü yani Türkiye Cumhuriyeti (ve tevarüs ettiği Selçuklu-Osmanlı Devleti) ile Turan ve Türkistanlılık kavramı üst çatısı altında epistemik temelini oluşturabileceği (Gaspıralı ve Gökalp’e yönelik eleştirilerle) vurgulanacaktır. Bu açıdan “Rus Avrasyacılığı”nın açmazlarına düşülmeden Türk Dünyasının ekonomi ve kültürel ortaklığa katkı hedeflenecektir.

* Prof.Dr., Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü

İletişim: [email protected], [email protected]

Yazar
Mevlüt UYANIK

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen