Türk Dünyasından Yansımalar: Prof. Dr. Güllü Yoloğlu

Türk Dünyasının manevi başkenti olarak kabul edilen ve burada bir ilim yuvası olarak büyük fedakarlıklarla kurulup Türk topluluklarının eğitim çağındaki gençleri bünyesinde barındıran Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi günümüze kadar başarıyla faaliyetlerini sürdürmüştür. 

2000 li yıllarda Azerbaycan’ımızın çok değerli bilim insanı Prof.Dr. Güllü Yoloğlu’nun üniversitemize, Türkistan’ımıza ve Türk Dünyasına hizmetleri tarihi bir önem taşımaktadır. Aşağıdaki yazısı bu değerli şahsiyetin büyük hizmetlerinden çok kısa bir bölümünü yansıtıyor. Bu hizmetleri sizlerin de bilmesini arzu ettim.

C. Şafak

                                     

TÜRKİSTAN İZLENİMLERİM

Prof. Dr. GÜLLÜ YOLOĞLU
Azerbaycan İlimler Akademisi
Türk Halkları Etnografya Bölümü Başkanı,

      

       Hoca Ahmed Yasevi’nin adını taşıyan Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin daveti üzerine 2000’li yılların başında Türkistan’a düzenli ziyaretlerim başladı. Hoca Ahmet Yesevi Vakfı başkanı, eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek ve Türk dünyasının tanınmış isimlerinden Feyzullah Budak’a bu davetler için teşekkür ederim.

       2002 yılında orada bulunduğum iki ay boyunca üniversite öğrencilerine Türk soylarına dair araştırmalarımla, gezilerimle bağlı konferanslar verdim, Türkiye’den gelen öğretmen ve öğrencilerle olan tanışıklığım ve dostluğum bugüne kadar devam ediyor. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Türkistan bir bütün olarak Türk Dünyasının küçük bir modeli gibi görünüyordu. Farklı Türk boylarını temsil eden öğrencilere ders vermek ve konferanslar vermek de benim için çok hoş idi. Öğrettiğim kadar öğrendim. Okuldan sonra, akşam yürüyüşlerimiz ve kampüste öğrencilerle sohbetlerimiz de unutulmaz. Bugün, zaman zaman onların birçoğu ile iletişim halindeyiz ama Türkistan’daki günlerim konferanslar ve derslerle bitmedi. Otrar Antik Kenti kalıntıları, Madyar Eleyov liderliğindeki Turan Arkeolojik Seferi çalışmaları ile tanıştım, Sauran, Karaşık, Çimkent ve Kızılorda’nın tarihi yerleri ile tanıştım.

       2002’deki ziyaretim Nevruz’un ilk günlerine denk geldi. Nevruz’u hem Özbekistan’da, hem de Kazakistan’da nasıl coşkuyla kutladıklarına tanık oldum. Azizlerin türbeleri, Arstan Bab’ın türbesi, Hoca Ahmed Yesevi’nin türbesi, Kuş Ata’nın ocağı ve diğer dini mekanlar, Kazakistan’ın dini başkenti, Türkistan ve çevre bölgelerde yüzlerce inananın hac yeri haline geldi. Kara Buğra, Domalak Ana, Baba Tukdi Şaşti Aziz, İskak Baba türbeleri de etnografik açıdan ilgimi çekmişti…

Kısacası Türkistan en güzel anılarla hafızamda canlanıyor. Ben de 2021’de basında Ermeni işgalinden kurtarılan güzel şehrimiz Şuşa’nın Türkistan ile kardeş şehir olmasını teklif ettim. Biri dağda, biri çölde, biri Türk Dünyası kültürü merkezi, diğeri ruhani merkezi olarak birbirini tamamlayan ve kadim bir tarihe sahip şehirler olduğu için bu önerimde hata yapmadığımı düşünüyorum. 

Yazar
Cemal ŞAFAK

Cemal ŞAFAK 1952 yılında Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Aşık Şenlik köyünde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Kars’ta tamamladı. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Ünive... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen