Türk milliyetçileri Türk milletinin yeri geldiğinde türbedarı, yeri geldiğinde yolbaşçısı, yani ruhudur. Tarihsel süreç incelenirse bu ayan beyan görülecektir. Türk milletinin başı ne zaman dara düşse, Türk milliyetçileri “sağına ve soluna bakmadan” hemen durumdan vazife çıkarıp yüreklerini taşın altına koymaktan çekinmemişlerdir.
Türkiye cumhuriyetinin kurulma dönemi bunun en iyi numunelerinden biridir. 1960’lı yıllarda başlayıp, 1970’li yıllarda iyice şirretleşen komünizm tehlikesine dur diyenlerde Türk milliyetçilerinin olduğunu söylemeye gerek var mı? 1984 yılında Güneydoğu Anadolu bölgemizde başlayan ayrılıkçı, ırkçı terör belasına karşı da verilen resmi, sivil mücadelenin de mihver fikri Türk milliyetçiliği ve bu uğurda en büyük mesuliyeti yine Türk milliyetçileri üzerlerine almıştır. Yani nerede bir millet ve vatan davası varsa orada Türk milliyetçileri vardır ve gözlerini hiç kırpmadan her türlü gayreti, fedakârlığı göstermekte, hatta feday-ı can eylemekten bile çekinmemektedirler.
Zor zamanlarda bu tavırları gösteren Türk milliyetçilerinin, varlık zamanlarında niye görmezden gelindiğinin muhasebesi yapılmalı artık. Her türlü bela ve musibeti göğüsleyen Türk milliyetçileri sadece tehlikeli ve riskli zamanlarda meydana çıkacak, hesabı ödeyecek ve sonra “kulübelerine” mi çekilecekler. Yani onlar, hesap bilmez, medeniyetten anlamaz, taşralı ve taş kafalı hasbi fedailer midir sadece? Onların aklı, fikri, beyni, gönlü, aşkı yok mudur? Tarihlerinden aldıkları medeni birikimi, atiye taşımayı bilmez kimseler midir?
Artık bunun ayan beyan ortaya konulması ve muhasebesinin yapılması lazım. Türk milliyetçiliğinin ciğeri üç beş kuruş etmez, tek meziyetlerinin gizli güç odaklarının maşası olmaktan öte bir kıymet ifade etmeyen adamların beslendiği “kiler” olmaktan çıkarılması şart artık. Bunun için de, Türk milliyetçilerinin, “resmi erkânın” işleri yüzlerine, gözlerine bulaştırdığı her işin çözümünde kullanıma açılan ve işi bittiğinde tekrar rafa kaldırılan bir cihaz durumuna düşürülmesinin sorumluları fark edilmelidir önce.
Muazzam bir tarihe ve medeniyete sahip olan Türk milletinin her türlü külfetini yüklenen Türk milliyetçileri, onun nimet zamanını da yönetecek, geliştirecek her türlü birikime ve kaliteye sahip insanlardır. Kimse onlara taş kafalı, iş bilmez taşralı muamelesi yapamaz.
Türk milliyetçilerinin de artık buna fırsat vermemesi, bünyesindeki hain ve gafilleri tespit ederek, gereğini yapacak bir gönyeyi oluşturması lazım. Yoksa daha çok su kaldırır bu hamur.
Dr. Cüneyt CESUR
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi