Türk Tavuğu, Türk Kavuğu…

Mustafa Kadir ATASOY

Hindi, mısır, kabak… Bunların hepsi Amerika keşfedildikten sonra tanıdığımız şeyler… Tıpkı keşiften önce Amerika’da atın bulunmaması gibi biz de birçok şeyi sonradan tanıdık. Farklı dillerde yeni bir bitki veya hayvanın ismini hangi etkenlerin belirlediği ilginç bir konu…

İsimlerin farklı dil ve bölgelerde rekabet ettikten sonra birisinin üstünlük sağladığını düşünebiliriz. Mesela Tokat tavuğu mu, beç tavuğu mu? Malta eriği mi, yen, dünya mı? Aslında ilki Afrika, ikincisi Çin kökenlidir.

Ben Akçaabatlıyım ve biz peynir eritmesiyle yapılan yemeğe kuymak deriz. 50 kilometre doğuda ise aynı yemeğe muhlama diyorlar. Hâlbuki yine Akçaabat’ta muhlama yumurtanın ıspanağa mıhlanarak yapıldığı yemeğin adıdır.

Komşu coğrafyalarda anlamlar bir hayli farklılaşabiliyor. Hint ve İran kültürleri arasında bir örnek var. Asura (İran’da Ahura) Hindu mitolojisinde tanrıların ya da insanların düşmanı devler ya da iblisler, İran’da ise tam tersine yüce Tanrı anlamında… Yine İran’da “deva”lar iblis, Hindularda devalar ilahi ve olumlu varlıklar… İran’da hindiye de bukalemun diyorlar.

Kavimlerin, milletlerin birbirlerini olumsuz olarak tanımlaması da söz konusu… Dilimize geçmiş Vandalizm, Vandal kavmine, Barbarlık, Berberilere atıfla söylenmiş… Hunharca, Hunlarla, Avarice (İngilizce: hırs), Avarlarla ilgili olabilir. Yine Greek’in İngilizce’de hırsız anlamında kullanıldığını biliyoruz.

Gelelim hindiye… Hindiyi 16. Yüzyıl’da Amerika’nın keşfinden sonra tanıdık. Profesör Mario Pei, hindi adının kaynağına dair iki tezden bahsediyor[1]. Birincisi, bizim Gine’ye atfen gine tavuğu dediğimiz hayvanı daha Amerika keşfedilmeden önce İngilizler Türk tüccarları vasıtasıyla ithal ediyor ve buna Turkey bird diyorlar. Daha sonra hindiyi keşfedince benzerlikten ötürü aynı adı kullanıyorlar. 

İkincisi, İngilizce Kızılderililere de Hintli anlamında Indian denmesinden hareketle hindinin Indian’lardan (Kızılderililer) gelebileceğini söylüyor. 

Hindiye benzeyen gine tavuğunun daha Amerika keşfedilmeden Türkler tarafından Hint tavuğu veya Hindi kuş olarak adlandırıldığı söylenir. Bu da bizim niye hindi dediğimize dair bir görüştür.

Danca, Hollandaca, Fince ve Norveççe hindinin adı, Güney Hindistan’daki Calicut kentinden geliyor. Bu, adlandırmaların ülkeler arası ticaretle ve ticareti yapanlarla ilgisine işaret ediyor. Ama Kuzey Amerika’ya İngilizlerden hemen sonra ulaşan Fransızlar da Hint’e atfen dinde adını kullanıyor.

Portekizliler hindiye “Peru” diyorlar. Bu orijini işaret ediyor. Malezya’da Felemenk tavuğu, Brötonca İspanyol tavuğu, Araplar rum kuşu, etiyopya kuşu diyorlar. Bunlar daha çok ticari aracıları çağrıştırıyor.

Mısır ve patates de hindi gibi Amerika kökenli ve coğrafi keşifler sonrasında Avrupa’ya geliyor. Finlandiya’da Peru’ya atfettikleri patatese peruna diyorlar. Macarlar patatese Fransızlara atfen Burgonya diyorlar. 

Biz “mısır” dedik. İtalyanlar Türk tahılı anlamında grano turco, İngilizler de türk buğdayı (turkey wheat)[2] demişler. Ama hindilerin mısır yediği düşünüldüğünde, hindi yemi anlamında da söylenmiş olabilir. Anna Del Conte hindinin türbanlı bir Türk’e benzediğini ve de 16. Yüzyıl’da Venedik’te turco’nun egzotik bir anlam taşıdığını aktarıyor[3].

Acem bizde İranlılar, Araplarda yabancılar için kullanılır. Frenk bizde yabancılar için kullanılırdı. Frenk inciri diğer adıyla hint inciri yine egzotik bir vurguyu barındırıyor.

Biz gine tavuğuna beç tavuğu da diyoruz. Beç adını Osmanlılar Viyana için kullanıyorlar. Neden Afrika’dan alıp Avrupa’ya sattığımız hayvana Viyana tavuğu diyelim ki? Ve niye bizim hindi dediğimize Hintler Turkey’e atfen ṭarki desinler? Bu da egzotikliği düşündürüyor.

“Olağanüstücülük üzerine bir not” adlı yazıyla Şarlman’ın Abulabaz adlı filine, II. Rudolf’un Mohamed adlı aslanına değinmiştik. Bahsettiğimiz adlandırmaların da benzer bir şekilde egzotikliği düşündürdüğünü söyleyebiliriz.

Gelelim alanımıza… Patatesi Bavyera Veraset Savaşı (1778-79) vesilesiyle tanıyan Çekler bu bitkiye Brandenburg’a (Aşağı Sorbça’da Bramborska) atıfla Brambory diyorlar.

Yine Çekçe Turek hem Türk demek, hem de kabak bitkisi için kullanılıyor. Amerika kökenli kabağı Türklerden almış olmalılar ya da bu durum bal kabağının kavuğu çağrıştırmasından ötürü olabilir. 

KAYNAKLAR 


[1] http://www.npr.org/templates/story/story.php?storyId=97541602
[2] http://www.straightdope.com/columns/read/1972/is-turkey-the-bird-named-after-turkey-the-country-or-vice-versa
[3] Oxford Symposium on Food and Cookery, Prostpect Books London 1990,  Syf 75 
Yazar
Mustafa Kadir ATASOY

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen