Merve ERDOĞAN
Türk Yurdu, öncelikli olarak Türk milliyetçiliği düşüncesine bağlı sanat, bilim ve düşünce insanlarının ürünlerini sizlere sunmakta; Türkiye’de kültürün zenginleşmesine katkıda bulunan çalışmaları okuyucusu ile paylaşırken kültürümüzün canlı fidanlarını beslemektedir. Bu fidanların temelindeki kültür mirasımızı bilimsel yönden ortaya koymaktadır. Türk Yurdu, bir asırlık bir cemiyetin yayın organı olarak Türk Ocakları sayesinde hayatını devam ettirmektedir. Genel Merkez ve Şubelerinin fedakâr çabalarıyla okuyucuları için Mart 2017 sayısında, 12. ve 13. yüzyılların çok büyük bir ilim, kültür ve ticaret merkezi olan aynı zamanda zanaat erbaplarının ilk defa teşkilatlandığı kurumsal yapı, yani Ahilik teşkilatının öncüsü olan Fityan teşkilatının kurulduğu ve ilk eserlerinin verildiği yer olan, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında gerek o zamanki Anadolu insanının manevi dünyasının gerekse fiilî olarak savaşlarda gaza ile şehirlerinin fethinde büyük rol alan alperenlerin ve Anadolu evliyalarının çokça medfun olduğu, kültür varlığı ve doğal güzellikleri ile beraber hâlâ bir masal diyarı gibi ayakta duran Ahlat’ı ele almıştır.
Bu kadim Türk şehrinin bilinmemesi üzerine gönüllü bir kuruluşun yayın organı olarak mütevazı imkânlarıyla “Kültürün dinamikliği ve üretkenliği ilgiye ve desteğe bağlıdır” ilkesiyle hareket ederek 1911’den bu yana her sayısında yaptığı gibi Türkçü aydınlar, Türk Yurdu çevresinde fikirlerini tartışarak siz değerli okuyuculara sunma gayretini göstermiştir.
“Kültür Mirasımız ve Ahlat” dosyasının “Anadolu’nun Orhun Abideleri Ahlat Mezar Taşları” yazısında tarih boyunca doğu ile batı arasında köprü görevini üstlenen, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçlerinde ilk basamak olan ve Anadoludaki Türk medeniyetlerinin ilk tohumlarının atıldığı ve dünyada “Kubbetül İslam” unvanına sahip üç şehirden biri olan Ahlat’ın hikayesi anlatılmaktadır.
Dergi gücünü Türklük bilinci içinde Türkçülüğün davasına sahip çıkan yazarları ve okuyucularından almaktadır. Türk Yurdu sayesinde Türk çocukları milliyetlerini, tarihlerini, kültürlerini, kimliklerini öğrenerek millî bir düşünce yapısı geliştirirler. Milliyetçi düşünce açısından hayata bakmayı ve millî şuur içinde dünyayı okumayı kendilerine ölçü edinip taraf olmanın ve hamaset yapmanın bir üst basamağına yükselmiş olurlar. Bu basamakta artık fikirler ve bilgi çarpışmaktadır.
Bizlere her ay zengin muhtevalı bir Türk Yurdu sunmaya özen gösteren dergi, bu ay da varlığımızın ve kimliğimizin kültürel köklerini ortaya koymaya devam etmiştir. Ahlat dosyasını geniş bir yelpazede ele alan Mart 2017 sayısında Ahlat dosyası ile birlikte birbirinden değerli bir çok mesele masaya yatırılmıştır.
Genel Başkan Mehmet ÖZ tarafından “Sistem ve Beka” başlığı altında sistem değişikliği gerçekçi bir şekilde kaygıları, riskleri ve sorunlarıyla tartışılmıştır.
Nuri GÜRGÜR tarafından “Bunca Sorun Dururken Neyi, Niçin Tartışıyoruz” başlığı ile ayın yorumu yapılarak hayır oylarının da evetler kadar saygıyı hakettikleri, önemli olan şeyin sistem olmadığı aslolanın demokratik kriterlerin varlığının sağlanması olduğu ve millî seferberlik ihtiyacının gerekliliği vurgulanmıştır.
Hasan BACANLI tarafından “Taklitten Ustalığa Eğitim” başlığı altında “eğitimin amacı ustalaştırmaktır” fikrinden yola çıkılarak ustalaşmanın ne olduğu ve nasıl ustalaşıldığı ele alınmıştır. Eğitimin amacının kişiye ustalaşma yolunda gerekli imkânları sağlamak olduğu çeşitli çıkarımlarla vurgulanmıştır.
Çağatay SARP “Türkiye’nin Kaderi ve Terörün Ç’si” başlıklı yazısında, terör tehdidinin gündemin tam merkezine oturması ele alınmıştır. Terörün tarihi niteliğe sahip bir eylem biçimi olduğuna vurgu yapılarak sözde kurtarılmış bölgeler ilan edilip hendekler kazılan şehirlerde, dağlarda, sınır hattında ve ötesinde terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin verdiği kayıpların ihtiva edildiği tablo eşliğinde YPG, HPG, YPS ve TAK isimleriyle kendince strateji izleyen PKK’nın IŞİD ile zincirleme eylemlerini göz önüne serilerek Türkiye’de yaşanan terör olayları değerlendirilmiştir. Yazının sonuç kısmında PKK’nın Türkiye’deki eylemlerinde adı geçen YPS, HPG, TAK gibi yan örgütlenmeleri vasıtasıyla katliamlar yapması, aşikâr olan PKK-HDP ilişkisinin bir gereği olarak görülmüştür.
Nasrullah UZMAN tarafından “Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuki Statüler” başlığıyla yazılan yazıda Suriye’nin 2011 yılından itibaren içerisinde bulunduğu ve iç savaşla sonuçlanan süreç başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu coğrafyasını dolayısıyla da tüm dünyayı siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan ciddi şekildeki etkisi ele alınarak “mülteci” kavramı üzerinde durulmuştur.
Metin SAVAŞ tarafından kaleme alınan “Hep Birlikte Türk Milletiyiz” Sloganı veya Hareketsizliğe Direnç başlıklı yazıda yeni nesil Türk felsefecilerinden her yazısını ayrı bir keyifle okuduğumuz yazılarının yanı sıra hoş sohbetine nail olabilmek için programlarını takip etme telaşına düştüğümüz Levent Bayraktar’ın Türk Yurdu dergisinin Ocak 2017 sayısındaki makalesi ele alınmıştır. Levent Bayraktar’ın söz konusu makalesinden yola çıkarak milliyetin gerekliliği savunulmuştur.
Oğuz ÇETİNOĞLU’nun “Unutturulmaya Çalışılan Türkler” başlıklı yazısında Türklük ve ırk kavramları ele alınarak Türk Dünyası’nda; Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırım dâhil her bölgede yaşayan Türkler içerisinde, Türk olduklarını kabul etmeyen Türklere rastlamanın üzücülüğü üzerinde durulurken bu çarpık ve üzücü durum içersinde Ahıskalı Türklerin ve Gagavuz Türklerinin istisna olduğu vurgulanmıştır. Ahıskalı Türklerin Rus baskısına rağmen Türklüklerini korumuş olmasına dikkat çekilmiştir. Türk Ocakları Genel Başkanlarından Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Romanya’da Büyükelçi olarak vazife yaptığı sürede Atatürk’ün de desteğiyle çeşitli çalışmalarla aidiyetlik şuurunu işlemesi ele alınmıştır. Bunların yanı sıra Türklükleri unutturulmaya çalışılan ve hatta inkâr edilen Türk büyüklerinin de kısaca da olsa isimlerine yer ayrılmıştır.
Türk milliyetçiliğinin düşünce okulu olarak adlandırabileceğimiz derginin akademik kısmında milliyetçi büyüklerimizin kaleminden analizler sunulmaya çalışılmaktadır. Mart sayısı da bu mihval üzerine hazırlanan Türk Yurdu dergisinin akademik başlığı altında Orhan KAVUNCU hocamızın “Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerinin Türk Medeniyetinin Zihni Temellerine Katkısı” yazısına, İbrahim MARAŞ’ın kaleminden “Hilafetin Dünyeviliği ve Tarikatlar Meselesi”ne, Ali Osman GÜNDOĞAN’ın “Din ve Dogmatizm” başlıklı yazısına yer verilmiştir.
Ali Şamil HÜSEYİNOĞLU’nun “Ahmet Söleymenov Dünyadan Gitti”, Erdoğan GÜMÜŞ’ün “Bu Başarı Alkışlanmalıdır Göz Nuru “Geleneksel Çini Ustalığı”, Adnan ŞENEL’in “Akademisyenlerimiz “Tarihî Roman” Hakkında Ne Düşünüyor?” başlıklı yazılarına ulaşmak mümkündür. Derginin ilerleyen sayfalarında Emrah MOLA tarafından “Gülhatmileri Açtıran Su Gibi Bir Roman” başlığı ile Gülhatmi romanının içeriği hakkında bilgi edinme şansını elde edebilmekteyiz.
Derginin özel haber kısmında, Türk Ocakları İstanbul Şubesi’nin; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Avrasya Uluslararası Halk Araştırmaları Enstitüsü ile beraber düzenlediği “Doğumunun 110. Yılında Şehriyar” sempozyumu Büşra KÜÇÜK tarafından “Doğumunun 110. Yılında Şehriyar” başlığı ile kaleme alınmıştır.
Türk milliyetçileri, Türk milletinin tarihten getirdiği büyük ve kutsal mefkuresini bir bayrak olarak en yüksek burçlara dikmek azmindedirler. Derginin yazarlarının yazılarına verdikleri emek gururumuzu okşamaktadır. Hep söylediğimiz gibi “Marifet iltifata tabidir.”. Yeni yüzyılın Türk Asrı olması için her alanda başarılı hamlelere ihtiyaç olduğunu vurgulamakla birlikte “Güzel şeyleri çevremizle paylaşalım ki büyüsün” mesajını vermek istemekteyim. Birlikte yeni ve her biri bir öncekinden daha güzel Türk Yurdu sayılarında buluşmak dileğiyle…