Türkiye’nin deniz tabanında sismik araştırmalarla petrol ve doğalgaz araması da Yunanistan’ın uykularını kaçırmakta, bu araştırmalara Fatih, Yavuz, Kanuni’den sonra Güney Kore’den getirtilen ve 12.200 m derinliğe kadar sondaj yapabilen Abdülhamid Han’ın katılmasıyla hop oturup hop kalkmaktadır. Geminin ağustos ortalarında Antalya Körfezi güneyinde çalışmalara başlamasına bile tahammül edemedi. Ekim başlarında Libya’nın meşru hükümeti ile Libya’nın kara ve deniz sularında hidrokarbon arama çalışmaları için anlaşma yapması Yunanistan’ı adeta çıldırttı. Durumu Libya’da meşru hükümet olmadığı iddiasıyla BM’ye taşıyan Yunanistan, her fırsatta Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarında da Türkiye’nin önünü kesmeye çalışmaktadır.
*****
Prof. Dr. Celalettin YAVUZ[i]
Türkiye’yi doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren çok hareketli bir yıl geride kaldı. Karadeniz kıyıdaşı ve denizden komşusu iki ülke (Rusya ve Ukrayna) arasındaki gerilimi en fazla hisseden ülkelerden Türkiye, savaşın başlamasıyla birlikte kalıcı ateşkes için en fazla gayret gösteren ülkeydi. Zira her iki ülkeyle de ekonomik ve siyasi alanda çok önemli ilişkiler içerisindeydi. Ukrayna ile savunma sanayii alanında yoğunlaşan iş birliğine karşılık, Rusya ile enerji alanında (doğalgaz, petrol ithali, Türk Akım ile nükleer santral inşası vb.) ve özellikle Suriye’nin geleceği ile ilgili Astana Süreci kapsamında Rusya ile de ekonomik ve siyasi ilişkileri son derece yoğundu.
BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA
Pandemi öncesinde Türkiye’ye gelen turist sayısında Rusya ilk sırada iken, Ukrayna üçüncü sıradaydı. Türkiye’nin güvenliği ve ekonomisi açısından hayati öneme sahip Karadeniz’in güvenliğinin tesisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat her iki ülke liderleriyle birebir görüşmeler yapması sonucunda tarafların ateşkese gitmeleri ve Türkiye’de görüşmeleri sağlandı. Küresel bir gıda krizine doğru gidilirken gerçekleştirilen “Tahıl Koridoru” Türkiye’nin diplomatik başarısının sonucuydu.
Savaşla birlikte Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin “savaş hali” uygulamasını başlatan Türkiye, bir taraftan Rusya’yı kınarken, diğer taraftan ABD, AB ülkeleri ve NATO’nun tüm ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara katılmayarak tarafsızlığa özen gösterdi. Yaptırım uygulayanların dışındaki ülkelerin çoğu Türkiye’nin samimi barışçıl faaliyetlerini, özellikle de Ukrayna tahılının dış dünyaya sevk edilmesindeki gayretlerini takdirle karşıladılar.
Türkiye’nin dış politikasında Batılı müttefiklerinden daha özerk bir politika izlediği açıkça görülmekteydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eylül sonlarında BM Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınması yolundaki çağrısına ilaveten Türkiye’nin 2022 yılı içerisinde bilhassa dikkate değer bulunan güvenlik politikası ağırlıklı sorunları ve gelişmeler şöyledir:
YUNANİSTAN’IN UYKULARI KAÇTI
2018 yılından beri özellikle Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusunda sorun yaşanan Yunanistan’la 2022 içerisinde de gerilimler yaşandı. Aslında mart ayında İstanbul ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükten sonra uzlaşma umudunu arttıran Yunanistan’ın Başbakanı Kiryakos Miçotakis, kısa bir süre sonra sözünü unutarak, Türkiye karşıtlığını arttırarak sürdürdü. Mayıs 2022 ortalarında ABD Kongresi’ndeki konuşmasında Türkiye’yi “uzlaşmaz” olarak şikayet ettiği gibi, Türkiye’nin talep ettiği F-16 uçaklarının verilmemesini istedi. Aynı tutumu AB nezdindeki toplantılarda, televizyon programlarında ve demeçlerinde de dile getirdi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da Miçotakis’ten geri kalmayarak her fırsatta Türkiye düşmanlığını körükledi.
Yunan devlet adamları ayrıca ABD ile yapmış oldukları üs anlaşmalarını kamuoyunda bir ittifak anlaşması olduğuna inandırmak maksadıyla bir algı operasyonu da başlattı. ABD tarafından verilen harp silah ve araçlarının bir kısmını bizzat ABD gemileriyle Lozan Barış Antlaşması hilafına gayrı askeri statüdeki adalara kadar naklettirdi. Bu adalarda sonuncusu 2-10 Aralık tarihleri arasında olmak üzere askeri tatbikat ve eğitimler icra etti. Hava Kuvvetleri’ne ait uçakların Ege’deki uçuşlarını engellemek için sıkça önleme uçuşları yapan Yunanistan, NATO’nun planlı eğitim/tatbikatları sırasında bile Türk uçaklarını atış kontrol radarlarıyla kilitledi. Bir adım ötesi Türk uçaklarına füze ateşlemek olan Yunan kışkırtıcılığının örnekleri 23 Ağustos ve 2 Aralıktaki NATO tatbikatları sırasında da yaşandı.
Türk savunma sanayiindeki gelişmeler üzerine “Doğu’dan gelen tehdit!” şeklindeki bir paranoya kapılan Yunanistan bu endişeyle ABD ile 9 askeri üs anlaşması imzalarken, ayrıca ABD, İsrail ve Fransa’dan görülmemiş derecede silah satın almayı sürdürdü. “Türkiye korkusu” algısı 2023’te Yunanistan’da yapılacak genel seçimlere hazırlık maksadıyla da köpürtülmektedir. Zira Yunanistan’da “Türk düşmanlığı” hala sandığa yansıyabilmektedir. Pandemi döneminde ekonomik sıkıntılar yaşayan ülke, Rusya-Ukrayna Savaşı ile enerji krizinin yanı sıra Rusya’ya yaptırım uygulama mecburiyetiyle daha da derin sıkıntılara girdi. Dünyanın ilk sırasındaki tanker filosu ile Yunanistan’dan ayağını çeken Rus turistler sebebiyle turizm sektörü alarm vermektedir.
Türkiye’nin deniz tabanında sismik araştırmalarla petrol ve doğalgaz araması da Yunanistan’ın uykularını kaçırmakta, bu araştırmalara Fatih, Yavuz, Kanuni’den sonra Güney Kore’den getirtilen ve 12.200 m derinliğe kadar sondaj yapabilen Abdülhamid Han’ın katılmasıyla hop oturup hop kalkmaktadır. Geminin ağustos ortalarında Antalya Körfezi güneyinde çalışmalara başlamasına bile tahammül edemedi. Ekim başlarında Libya’nın meşru hükümeti ile Libya’nın kara ve deniz sularında hidrokarbon arama çalışmaları için anlaşma yapması Yunanistan’ı adeta çıldırttı. Durumu Libya’da meşru hükümet olmadığı iddiasıyla BM’ye taşıyan Yunanistan, her fırsatta Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarında da Türkiye’nin önünü kesmeye çalışmaktadır.
ABD TERÖRİSTLERLE İŞ BİRLİĞİNE DEVAM ETTİ
Türkiye-ABD ilişkilerinde iyileşme yaşanmadı. Türkiye’nin ilave F-16 uçağı ve modernizasyon talebi Biden yönetimince uygun görülse de Kongre’de Yunanistan yanlılarının istediği şartlara (Yunanistan üzerindeki izinsiz uçuşlarda kullanılmayacaklar. Suriye Demokratik Güçleri dâhil, ABD’nin DEAŞ’a karşı seferberlikte müttefiklerine karşı operasyonlarda kullanılmayacaklar. Satış, modernizasyon, Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini tasdik etmeden gerçekleştirilmeyecek.) uyulması için önerge verildi. Ancak ABD Savunma Bakanlığı bütçesi onaylanırken bu şartlar yer almadı.
PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG’ye Suriye Demokratik Güçleri adı altında silah, eğitim, mali ve siyasi destek veren ABD, defalarca gerekçelerini belirten belgelerle istenmesine rağmen FETÖ terör örgütünün elebaşlarını iade etmedi. İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde Kasım 2022’de yaşanan terörün arkasında YPG’nin olduğunun anlaşılması üzerine Suriye’de kara harekatı yapma isteği ABD “DEAŞ ile mücadeleye zarar vereceği” gerekçesiyle kabul edilmedi. Ancak Türkiye de kararından dönmüş değildir.
Türkiye’nin özellikle 2015’te PKK ile çözüm sürecinden dönülmesinden itibaren ABD ve Batı’dan özerk politikalar izlemesi, ABD ile uyuşmazlığın ana nedenidir. Seslendirilmese de Ukrayna’ya saldıran Rusya’ya karşı NATO içerisinde yaptırım uygulamayan tek ülke olması, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için şart koşmasına ABD sıcak bakmamaktadır. Türk savunma sanayiinin atılımları da ABD silah sanayiini endişelendirmektedir.
MOSKOVA ANKARA’YA YAKLAŞTI
NATO üyeleri içerisinde Rusya ile ilişkileri en iyi ülke olan Türkiye, Ukrayna sebebiyle uluslararası ortamda Rusya’yı kınamış, ancak Batılı müttefiklerin uyguladığı yaptırımlara yanaşmamış, “Tahıl Koridoru” gibi gelişmelerdeki arabuluculuğuyla bir bakıma Batılı algı operasyonlarının Rusya’yı “uzlaşmaz” gösteren tutumunun olmadığını göstermiştir. Rusya, özellikle daha önce yakın bildiği Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan gibi ülkelerin yaptırımı karşısında öfkelenmeden edemediği gibi Türkiye’ye yaklaştı. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde planladığı kara harekâtını istemese de, Rus Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’nin “enerji merkezi” olabileceği yönündeki beyanatı Türk kamuoyunda memnuniyetle karşılandı.
Savaşın başlamasıyla Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin “savaş hali”ni uygulaması, kıyıdaş olmayan NATO üyelerinin donanma unsurları Karadeniz’e giremediğinden Rusya’yı rahatlatan bir gelişmeydi. Gün geldi Türkiye, Rusya’nın Avrupa’ya boru hatlarıyla naklettiği doğalgazın tek adresi haline geldi.
AB İLİŞKİLERİ DURAĞAN DEVAM ETTİ
Durağan ilişkilerin sürdürüldüğü AB, ekim ayındaki Türkiye Raporu’nda sığınmacılar konusundaki çabaları öne çıkarırken ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki arabuluculuğuna vurgu yaparken insan hakları konusunda eleştiri yağdırdı. Keza Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve KKTC’nin tanıtım çalışmaları konularında da eleştiriler vardı. Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları nedeniyle TPAO’nun üst düzey yöneticileri de dâhil Türkiye’ye yaptırım kararı alan AB Konseyi, bunları 12 Kasım 2023’e kadar uzattı.
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI GÜÇLENDİ
Türk Konseyi Kasım 2021’de Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın üyeliğiyle Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) şeklinde daha kurumsal bir yapıya bürünmüştü. TDT’nin, Kasım 2022’de Semerkant’taki zirvesi sonunda yayınlanan “Semerkant Bildirisi”yle “Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının parçası olarak görüldüğü ve KKTC’nin TDT gözlemci statüsünü memnuniyetle karşılandığı” vurgulandı.
Semerkant’ın “Türk Dünyası Medeniyet Başkenti” ilan edildiği zirve sonunda TDT üyelerinin ekonomik alandan kültür ve spora, sanattan ulaştırmaya kadar birçok alanda iş birliği yapması kararlaştırıldı. Buna ilaveten Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in önerisiyle 2023 yılı “Türk Medeniyetinin Yükseliş Yılı” ilan edildi.
Devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhammedov Türkmenistan’daki zirve sonunda Türkmenistan gazının Türkiye ve Avrupa’ya ulaştırılması maksadıyla ‘Enerji Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine Dair Mutabakat Zaptı’ imzalandı. Bu kapsamlı ve maliyetli projeye daha önce Türkmen gazını alarak Avrupa’ya pazarlayan Rusya’nın ilk tepkisi “Türkmenistan’ın doğalgazını Avrupa yerine Çin ve Hindistan’a ihraç etmesi” yönündeydi.
ORTA DOĞU’DA KARŞILIKLI YENİ ADIMLAR ATILDI
Türkiye ve İsrail arasında 2009 yılından beri kopuk kopuk ilerlerken dört yıl önce büyükelçilerin karşılıklı çekilmesiyle bozulan diplomatik ilişkiler zamanla düzelerek ağustos ayı içerisinde karşılıklı büyükelçi atama kararı, sonra da büyükelçilerin göreve başlamasıyla tekrar rayına oturmaya başladı. İki ülke cumhurbaşkanı arasında gelişen yakın temaslar vasıtasıyla ilişkiler sıcak tutulmaya çalışılırken, Binyamin Netanyahu’nun erken genel seçimlerde hükümeti kuracak çoğunluğa sahip olmasıyla, daha önceki başbakanlığı dönemindeki gibi ilişkilerin bozulabileceği endişesi de doğdu. Ancak bölgede Türkiye gibi bir bölgesel güçle arasının düzelmesi İsrail için de bir kazanç olarak görülebilir.
Şubat 2021’de Birleşik Arap Emirlikleri ve bu yıl içerisinde Suudi Arabistan’la iyi ilişkilerin tesis edilmesinin ardından, Kasım ayında Katar’daki Dünya Kupası açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Sisi ile ayaküstü de olsa görüşmesi, Türkiye ile bu ülkelerin Arap Baharı sonrası bozulan ilişkilerine dair yeni başlangıçlara vesile oldu.
AFRİKA İLE KAZAN-KAZAN İLİŞKİSİ SÜRDÜRÜLDÜ
Türkiye başta Balkanlar olmak üzere bölgeyle tarihi, kültürel, iktisadi ve siyasi ilişkilerini sürdürmektedir. Bu ülkelerden Bulgaristan’da yapılan erken genel seçimler sonucunda yeni hükümet kurulamasa da çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) milletvekili sayısında üçüncülüğe yerleşti. Bosna Hersek’te yapılan genel seçimler sonrası gelişmeler ile Kosova’da Sırp azınlıklarla ilgili sorunun yarattığı çatışma riskli gelişmeler Türkiye tarafından yakından izlenmektedir.
Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle karşılıklı saygı ve karşılıklı kazanç çerçevesinde gelişen iktisadi ilişkileri son dönemlerde Fransa ve bazı AB ülkelerini endişelendirecek boyuta geldi. Bu ülkelerde son yıllardaki Türk savunma sanayiinin çekiciliği ile de Türkiye’nin yumuşak gücüne katkı sağladı. Özellikle insansız hava araçları (İHA ve SİHA’lar) olmak üzere diğer pek çok ülke gibi Afrikalı ülkelerin önemli bir kısmı da Türkiye’ye yöneldiler. Afrika ülkeleri içerisinde Libya, Somali ve Cezayir ile ilişkiler daha da gelişti.
2023 ÖNGÖRÜLERİ
Yunanistan’la ilişkilerde en azından 2023 genel seçimlerinin yapılacağı tarihe kadar düzelme beklenmediği gibi, zaman zaman gerilimin tırmanması da muhtemeldir. Başkanlık seçimlerinin yapılacağı ABD ile de 2023’te çok önemli bir değişiklik beklenmemektedir. Keza bir bakıma dümen suyuna girdiği küresel şirketleri ve lobi gruplarını aşarak Türkiye gibi bir ülkeyi yanında tutmanın yararları konusunda ABD Kongresi’ni ikna yeteneğinde bir başkanın seçilmesi de küçük bir ihtimaldir. Bunlara karşılık Türkiye’nin Orta doğu ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerinde yeni atılımlar mümkündür.
——————————————————–
Kaynak:
https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/turkiyenin-2022-yili-dis-politika-seruveni-3898472
[i] Güvenlik Politikaları Uzmanı