Türk Nüfusu | Yerleştirilen yabancılar |
500.000 Kırım(1777-1778) | 75.000 (Kırım’a Rus göçmen)(1777-1778) |
85. 000.000 Türkiye (2022) | Türkiye’ye kabul edilen sınırsız sayıda vatandaşlık verilmeye hazırlanan sığınmacılar ve vatandaşlık satılanlar (X?2022) |
85.000.000×75.000:500.000=12.350.000 (Türkiye’yi Türksüzleştirme planı bu hızla ve bu cüretle devam ederse bu rakama yakın zamanlarda gelinecek ve kontrolsüz bir şekilde “yabancı nüfus” süratle artacaktır.
Ruslar Kırım limanlarını 1777 yılında işgal ettiklerinde Kırım halkı kitleler halinde Osmanlı ülkesine göç etmek zorunda kalmıştır. Ruslar bu tarihlerde nüfusu 500.000 olan Kırım’a 75.000 kişilik bir Rus göçmen kitlesi getirip yerleştirilmişlerdir (Halik İnalcık, 2017: 15). Ancak, kolonileştirme programı ağır gidince General Potemkin, dışarıdan yabancı nüfus getirtmeye başlamıştır. 1784-1787 tarihleri arasından Avrupa’dan gelen kolonistler, özellikle Alman köylüler, bu yerlere iskân edildiler. Bu sırada, toprak isteyen Kırımlılara Orenburg vilayetine (Bugünkü Rusya’nın Volga Bölgesine) göç etmeleri teklif edilmiştir. Bu durum, Kırım’ı Türklerden temizlemektir. Kırım topraklarına sevk edilen Rus göçmenleri ulaşım merkezleri başta olmak üzere şehir ve köylere yerleştirildiler. Bölgedeki bu göçmenler, zamanla artarak nahiye ve kaza merkezlerini teşkil ettiler. Böylece Ruslar bölgenin idare ve ekonomisine hâkim oldular. Rusya’nın izlediği göç ve iskân politikası sonucu Kırım’daki nüfusun %44’ü Rus, Ukraynalı, Alman, Yahudi, Rum, Bulgar ve Ermenilerden müteşekkil bir hale gelmiştir (Nedim İpek, 2006: 21).
Yıllar ilerledikçe Kırım’da yabancı unsurlar bırakın %44’ü; Türklerin azınlığa düşmesine neden olmuşlardır. Binlerce yıllık Türk yurdu olan Kırım Stalin tarafından 18 Mayıs 1944 sürgünü sonucu ise top yekün Türküzleştirilmiştir. Kuruçev’in Komünist Partisi sekreteri olmasından sonra günümüze kadar çok az sayıda Kırım Türkü sürgün yerlerinden öz vatanları Kırım’a dönebilmiştir.
Basit bir orantı yaparsak 1777’lerde 500.000 nüfuslu Kırım’a 75.000 Rus iskânı ile başlayan daha sonra 18 Mayıs 1944’te Türksüz Kırım haline getirilmesine bakıldığında; Türkiye’miz üzerindeki planlanan projeyi şöyle özetleyebiliriz:
Bugün (2022) 85 milyon nüfuslu Türkiye’ye önce geçici sığınmacı diye alınan daha sonra kalıcı iskân ve vatandaşlık verilen ve verilmekte devam eden Ortadoğu, Afrika, Afganistan vd. kültürel farklılığı çeşitli halkların nüfusu her geçen gün artırılmaktadır. Para ile Türk vatandaşlığı satılmaktadır.
Geçmişte Kırım üzerine oynanan oyun şimdi Türkiye nüfusuna oranlandığında Türkiye’nin dönüşüm ve değişimine neden olması için yerleştirilen önümüzdeki yakın yıllarda ulaşılacak ve aşılacak yabancı nüfus 12.350.000’e karşılık gelmektedir. Böylece yabancı iskânı ve vatandaşlık satışı ile başlatılan daha sonra Kırım’ın ve diğer Türk yurtlarının başına gelenler benzer bir şekilde Türkiye’ye de yaşatılmak istenecektir. Bugün nasıl Kırım hakkında Kırım Türkleri değil Ukrayna veya Rusya tartışıyorsa, önümüzdeki elli yılda Türkiye üzerine Türkler değil İngiltere, ABD, Rusya, İsrail, Fransa, Almanya, Çin vd. emperyalistler söz sahibi olsun istenmektedir.
Fakat bu vehme kapılanlar asla başarılı olamayacaktır. Çünkü Türk milletinin aydınlık lideri Mustafa Kemal Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit siyaset” dememiştir. O bizlere “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” hakikatini emanet etmiştir. Dolayısıyla bir ilkokul çocuğunun bile hesap edebileceği bu basit denklemi Türk gençlerinin ve tüm Türk milletinin yapabileceği de unutulmamalıdır. “Ne mutlu Türküm diyene”
Kaynaklar
Halil İnalcık, Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2017, İstanbul.
Nedim İpek, İmparatorluktan Ulus Devlete Göçler, Serander Yayınları, 2006, Trabzon.
—————————-
[i] Prof.Dr., ESOGÜ Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü Öğretim Üyesi