Türklerin Altın Çağı – İlber Ortaylı

Kronik Kitap, 1.Baskı, İstanbul, 2017, 320 Sayfa, ISBN:978-975-243-00-37
Burak SARICI

0001695406001 1Türklerin Altın Çağı” eserinde İlber Ortaylı Türk tarihi hakkında günümüzde de halen tartışılan konulara tarihçi bakış açısıyla açıklık getirmiştir. Türk tarihinin önemli devirlerini özet olarak anlatan bir eserdir. Kitabın anlatımı soru-cevap şeklinde gelişmiştir. Sorulan sorularla kitabın anlatım akışı tarihsel kronolojiye göre gerçekleşmiştir. İlber Ortaylı’nın kendine has üslubu yazı diline aktarılmıştır. Yazımda okuyucuyu sıkmamak amaçlanmış, anlatıma sohbet havası katılmıştır.

Kitabın içeriği Timurlular, Altın Orda, Osmanlılar, Kırım Hanlığı gibi önemli Türk devletlerinin kuruluş dönemlerine zirve dönemlerine, devletlerin yönetim şekillerine, kurucu hükümdarlara ve hükümdarların yaşam tarzları ve kişisel özelliklerine değinilir. Türk devletlerinin tarihteki hükümranlık mücadeleleri kısa kesitlerle sunulan bu kitap bir nevi 320 sayfalık kısa bir özettir. Bu kitabı okuyacaklar Türk devletlerinin tarihi değiştiren savaşları, hükümdarlarının özellikleri, hükümdar ve halkın konuştuğu dil, savaşlarda ordularının kullandıkları stratejiler ve Türk tarihinin dönüm noktaları hakkında tarihi bir serüven yaşayacaklardır.

Emir Timur, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, GirayHan, SultanBaybars, Batu Han gibi hükümdarların yaşama şekilleri, devlet yönetme stratejileri, savaş kazanma alışkanlıkları, halkla ilişkileri ve kullandıkları diller gibi konularda İlber Ortaylı’nın anlatım tarzıyla yazıya aktarılmıştır.

Türklerin Altın Çağı” eseri okullara ders olarak anlatılabilecek bir tarih kitabı niteliğindedir. Bu kitap okunduğunda alışılageldik tarih kitaplarının da dışında farklı tarih bilinci ortaya koyan ve Türk coğrafyasında yaşayan insanların takınması gereken tavrı doğru, Türk tarih bilincini de sarih bir şekilde ortaya koyar.
İlber Ortaylı eserinde Türk devletlerin halk arasında ve üst makamlarla kullandığı dillerin önemine detaylı değinmiştir. Türk devletlerinin konuşma dillerinin egemenliği ve korunması konusunda hassasiyetlerinin olduğunu birçok örneklerle dile getirir. Okuyucu Türk hükümdarların dilsel şuurda olduklarını kitapta da işaret edilen örneklerler gerek bıraktık eserler gerek konuştukları dillerle belirtir. Örneğin eserde, Fatih Kanunnamesinden ve Tuzakat-ı Timur’dan pasajlar vererek devlet yönetme, kullandıkları diller ve ordu özellikleri hakkında özellikle dil konusunda ilginç yorumlamalarda bulunmuştur.

Türkler tarihte kendi coğrafyaların baskı ve kırımlar yaşamıştır, bu bağlamda yazar Türklerin Kırımlıların, Ahıskalıların çektikleri sıkıntıları dile getirerek o dönemde gerek Türklerin gerekse rejim güçlerinin taraf oldukları politikalar hakkında karşıt gereklilikleri dile getirilir. Bu açıdan bu konuda bilgi sahibi olmayanlar Türkün ve Türklüğün hangi safhada olması gerektiğini hangi düşünceleri barındırması gerektiğini daha iyi anlamış olacaktır.

Eserde Osmanlıya geniş yer verilmesini bazı konuların açık, anlaşılır, detaylı olması gerektiğine bağlıyorum. Örneğin günümüzde de hala tartışılagelen Osmanlı Devleti’nin Türklüğü hakkında ki sorgulamalara geniş yer vermiş ve oldukça tatminkâr yorumlamalarda bulunmuştur. Eserde birçok kez anlattığı kavram “dil” konusunu Türk devletlerinin konuştukları diller nazarında, devletin Türklük duruşuna etkileri yorumlanır. Günümüzle bağlantılı olarak der ki; ”Hiçbir müessesemizde gerileme yoktur, gerileyen tek şeyi söyleyeyim dilimiz. Bu konu ile alakalı yakınmalarına yer verilmiştir. Neleri yapıp yapamadığımızla ilgili tespitleri iş bu post modern bir değerlendirme açısından değerli gördüm.

İlber Ortaylı söyleşi tarzında-sohbet tarzında yazdığı eserinde yer yer eleştirel bakış açısı kullanmış, neden sonuç ilişkisine bağlı kalmıştır. İlgili olduğu konularda kesin sınırları belirlemekten kaçınmamıştır.

Bu inceleme yazısında sadece kitap hakkında düşüncelerimi ben de bıraktığı izlenimleri üstün körü dile getirmek istedim. Eserde de fazla detaya girilmemiştir. Kaynak, Türk tarihini yenilerde okuyanlar için uygun değildir. Sadece düşünebiliriz ki doğru bilinen yanlışların dile getirildiği eksiklikleri giderilmesi yapılan kısa tarihi bir çalışma, sohbet ortamında yapılan söyleşidir.

Ancak imkânlar neticesinde oluşturabildiğim bu tahlil yazısını okuyucuların dikkatine sunarım.
Yazar
Burak SARICI

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen