Yorgun gecelerin bir sarı yıldızıdır sevdiğimiz.
Işıl ışıl ışılar.
İçimizi kavuran odur.
Halimizi dağlara taşlara arz ederiz.
Ya da seher yeline bırakırız arzumuzu.
Yel yel bizi sevdiğimize götürür.
Artık saçının telinde, elinin gülündedir yüreğimiz.
Ve yolunda halaya dururuz sevdayla…
“Ayın ortasında bir sarı yıldız,
Mavi cübbeler giymiş arkası dümdüz.
Sen seher yelisen estin yüceden,
Tohunursan pencereden bacadan,
Selvim yuhusuzdur dünkü geceden,
Uyanana kadar dur seher yeli…”
…
Türkülerle büyürüz biz.
Türküler bizi iklim iklim büyütür.
Zaman bazen türküleri tutsak eder.
Hal bilmezler yol kesen olur.
Yolda olanların dallarını kesmek isterler.
Can alıcı kuşlar pusuda bekler.
Bir hüzün saplanır cümle yüreklere.
Zaman yere düşer.
Ve türkülenir tel tel.
Bazen bir ağıt olur, bazen bir öğüt.
“Ünye’den çıktım başım selamet,
Ceviz deresinde koptu kıyamet,
Gadın gızgardaşım sana emanet,
Ağla anam ağla sen bana ağla,
Çifte doktor getir yaramı bağla.”
….
Geceler büyütür bizi.
İçimizi bir gece yalnızlığı kaplar.
Yıldızlar birer birer dökülmüştür artık.
Gökleri kara bulutlar kaplamıştır.
Güvendiğimiz dağlara kar yağmıştır.
Uçurum uçurum dertlerimiz olur dağlarda.
“Yar yüreyim yar” deriz.
Ama zaten yarılmıştır yüreğimizin bir yeri.
Bir hüzün karanlığında susarız.
Ay, kendine doğar artık.
“Bir ay doğdu karşıdan,
Yar bakıyor damdan dama,
Bir kez yanımdan gel geç,
Aklım al başımdan..”
Mehmet Ali Kalkan