Ülkümün Zaferi

           Geçtiğimiz günlerdeki okuduğum şiirlerde beni çok etkileyip mazinin karanlık yıllarına taşıyarak yüreğimi sarsan aşağıdaki Nurettin Beyaz’ın mısraları oldu.

        “Ne yedi şamdanlı Süreyya duydu,

        Ne mülk-ü Süleyman’ın haberi oldu,

        Ne çift başlı Selçuklu kartalı,

        Ne de Toroslardan Selenge kıyısına dizili obalar.

        Sessizce bozkırın kavruk çocukları geçti bu diyardan.

        Üç numara tıraşlı mağrur başlarıyla

        Bir solgun Eylül akşamında

        Cihana sıkıştılar, dar geldi dört biryan

        Sonra, el edip, ötelere geçip gittiler…”

      Yukarıdaki mısralarda her ne kadar “el edip, ötelere geçtiler” denmiş ise de aslında solgun değil karanlık bir Eylül gecesinde “el ettirilip ötelere göçürüldüler” demek daha doğru olurdu.

     Son Türk yurdunun kurtuluş zaferini kutladığımız bu günlerde hangi ateş yıllarından geçip vatan toprağında ayağa kalktıysak inanın 1980 öncesindeki yürekli kahramanların sayesinde de yeniden hayata döndüğümüz günleri unutmamak gerek. Cepheden cepheye koşup kanını vatan topraklarına akıtan bir büyük ve fedakar neslin devamı da 40,50 yıl öncesi iç ve dış mihrakların sinsi ve hain planlarını açığa çıkarmak için canlarını feda eden yiğitlerle tanıdık. Her ne kadar birileri bu büyük kahramanları şimdilerde bilinçli olarak unutturmaya çalışsa da, tarih ve sorumlu hafızalar hiç mi hiç unutmayacaktır.

     Bugünün hakim anlayışa bakıyorum da sanki Doğuda Ermeni ve Moskof mezalimi, Batıda Yunan mezalimi, Güneyde Fransız mezalimi olmamış, oluk oluk kanımız akmamış, kadınımıza, kızımıza tecavüz edilmemiş, kundaktaki bebelerimiz katledilmemiş, camilerimiz içindeki Müslümanlarla birlikte ateşe verilmemiş gibi bir aymazlık, vurdumduymazlık ve fesli deli Mısırlıoğlu anlayışı içinde. Size yemin ederim ki, 1970 li 1980 li yıllarda yukarına bahsettiğim üç numara traşlı ve mağrur başlı serdengeçtiler Akif’in:

        “Hüsrâna rıza verme çalış azmi bırakma.

          Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma.

          Sâhipsiz olan memleketin batması haktır.

          Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.”

mısralarını haykırırken birileri de masa altına saklanıyordu. İşte bugün geçmişini ve Atasını anmayan münafıklar işte bu korkaklardır.

      “Zafer, “zafer benimdir.” Diyenlerindir.” Öz güveni içinde olanlara ve sesi Kocatepe semalarında “Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir.” Diye yankılanlara,

      “Aylardan Ağustos, günlerden Cuma

       Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum’a

       Bozkurtlar ordusu geçti hücuma

       Yeni bir şevk ile gürledi gökler

       Ya Allah…Bismillah… Allahuekber.”

Diye ovaları titreten, yeri göğü inleten haykırışlara selam olsun…!

Yazar
Cemal ŞAFAK

Cemal ŞAFAK 1952 yılında Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Aşık Şenlik köyünde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Kars’ta tamamladı. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Ünive... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen