Timur KOCAOĞLU
➡Bir değil, beş, yedi, on yabancı dil öğrenin, ancak yabancı dillerden sözleri Türkçeye sokmayın! Babam Buhara medreselerinde okuduğu için Arapça Farsçayı ana dili Türkistan Türkçesince iyi bilirdi, annem de Kabil Afganistan’da okuduğu için o da Dari (Farsça) ile Türkçe (Özbekçe), Paştucayı iyi bilirdi. İkisi evde Türkçe ile Farsça konuştukları için ben daha küçük yaşlardan 5 dilli olarak büyüdüm:
➡İstanbul’da doğup 4 yaşında Pakistan’a gidip orada ilkokul üçe dek İngiliz okulunda okuyunca şu beş dili küçük yaşlarda öğrendim: 1) Türkçe (Türkiye Türkçesi), 2) Özbekçe, 3) Farsça, 4) Urduca (Pakistan’daki Hint dili), 5) İngilizce.
➡Sonra Türkiye’ye dönerek ilkokul 4. sınıftan Üniversiteyi bitirene dek, Türkçe daha gelişti. Sonra master-doktora için ABD’de 5 yıl kaldım, sonra 17 yıl Almanya’da çalıştım, İngilizce, Almanca Rusça eklenerek böylece 8 dilde konuşacak biraz da yazabilecek düzeye geldim. Türk dilinin de 12 kolunu oldukça iyi anlayacak konuşacak düzeye, onlardan Özbekçede yır (şiir) roman yazabilecek düzeye geldim.
➡Böyle 8-10 dili bilmek beni Türkçe konusunda daha da duyarlı yaptı, Türk dilinin başına son 800 yılda gelen başka diller egemenliği, baskıncılığı, yabancı sözlerin gereksiz alınarak Türkçe sözlerin dilimizden kovulması bende büyük bir üzüntü yarattı! Çok sayıda dil bilmek benim Türkçemi bozmadı, Türkçeye olan sevgimi daha da artırdı, Türkçeyi yazdığım yazılarda olsun, yırlarımda olsun daha arı duru kullanma konusunda beni duyarlı yaptı, bu işe gönül vermeme neden oldu…
Timur