Türkler yeni yılı farklı zamanlarda kutluyor.
Asıl kutlayacağımız Türk Yeni Yılı 21 Mart. Günbaşı, Nevruz. Ancak modernizmle beraber Cumhuriyet ve ondan da öncesinden başlayarak Batılılaşma hareketi, güneş takvimi esas alındığı için daha doğru ve kullanışlı miladi takvimin hem yaygınlaşması hem küreselleşmesi sebebiyle 31 Aralık gecesi de yılbaşı olarak kutlanmağa ve sonra da özellikle televizyonların etkisiyle yaygınlaşmağa başladı. Ve artık 21 Mart’a değil ki hala değişmediyse mali yılbaşımız Mart’da başlar, 1 Ocak’a Yılbaşı der olduk.
Benim çocukluğumdan beri biz aile olarak bir araya gelir, yemeğimizi yer, kimi oyunlar oynar, yakın aile dostlarıyla sohbet eder, çocuklar oynar ve televizyon seyreder, şarkılara kimi katılır, kimi mizah programlarında gülerdik. Benim ailem merkez sağ bir aile. Epeyce bir dini bilgi birikimi de vardır ayrıntısına girmeyeyim. Türk ailesi hemen hemen her yerde yılbaşını bu şekilde kutlar. Yılbaşı bir dostluk ortamıdır. Türkler Noel’i kutlamaz. Kutlayabilirlerdi de. Çünkü hristiyan vatandaşlarımız kadar olmasa da hristiyan Türkler de var. Halkımız doğru, sağlam ve koruyucu-geliştirici yüksek ve akılcı bir uyum göstermiş ve yılbaşını yüksek zekası ve kültürü ile Türkleştirmiş ve müslümanlaştırmıştır.
Türkiye’de küçük guruplar dışında ki bunun olması da olağan ve doğaldır, yılbaşı sorunu yoktur. İtirazlara da saygılı olmak ve demokrasinin gereği hoşgörü ile yaklaşmak gerekir. Bu tür farklılıklardan büyük sonuçlar çıkarmağa hele çıngar çıkarmağa hiç gerek yoktur.
Türk milletinin, İslam aleminin, dostlarımın yeni yılını kutluyor, sağlık ve esenlik getirmesini Ulu Tengri’den diliyorum. Allah bizimledir.