Yerel çeşitlerin ticaretinin yasak olması nedeniyle, tohum paylaşım şenlikleri ile birlikte çiftçiler kendi ellerindeki tohumları paylaşmaya başladılar. İlk başta çok masum gibi gözükse de, bazı organizasyonlar daha sonra genetik kaynaklarımızın hiçbir zorluk çekmeden toplanması ve yurtdışına çıkarılması boyutları ile düşünüldüğünde çok ciddi bir sorun teşkil etmeye başladı. Buna bir de isim bulunması gerekiyordu ve o isim de Atalık tohum olarak belirlendi. Oysa yerel çeşit de, genetik kaynak da bilimsel olarak geçerli ve kabul görmüş terimlerdir.
*****
Doç. Dr. Ziya DUMLUPINAR[i]
Yerel çeşitler genetik kaynaklarımızdan olup, çiftçi eliyle uzun yıllardır ekile gelen ve belli bölgelere iyi adapte olmuş, isimleri olan tanınmış çeşitlerdir. Genetik kaynaklarımız ise ülkemizin gen merkezi olduğu ve doğada kendiliğinden yetişen genotiplerdir. Atalık tohum olarak tabir edilen genotipler bu tanımlamaların içerisine girer.
2006 yılında çıkarılan 5553 sayılı tohumculuk kanunu ile birlikte, tescil edilmemiş, sertifikasyonu bulunmayan çeşitlerin ticareti yasaklanmıştır. Ancak, çiftçinin kendi tohumunu kullanması, ekmesi ve takas etmesi önünde bir engel bulunmamaktadır.
Bu yasal düzenlemelere en büyük itiraz, o yıllarda Türk tohumculuk sektörünün bugünkü kadar büyük olmayışı nedeniyle yabancı şirketlerin ülkemiz tohumculuk sektöründe bir kartel oluşturacağın dair endişeler idi.
5553 sayılı tohumculuk kanunundaki itirazlardan özellikle yabancı firmaların kartel oluşturması tehlikesinin de bugün piyasaya baktığımızda gerçekleşmediğini görmekten mutluluk duyuyoruz. Zira bugün ülkemizde özel sektörün tescil ettirdiği yani kayıt altına aldırdığı çeşitlerin %69’u yabancı menşeili, %31’i ise yerli çeşittir. Toplamda ülkemizdeki tescilli çeşitlerin %58’i yabancı menşeili, %42’si yerli çeşittir.
Yerel çeşitlerin ticaretinin yasak olması nedeniyle, tohum paylaşım şenlikleri ile birlikte çiftçiler kendi ellerindeki tohumları paylaşmaya başladılar. İlk başta çok masum gibi gözükse de, bazı organizasyonlar daha sonra genetik kaynaklarımızın hiçbir zorluk çekmeden toplanması ve yurtdışına çıkarılması boyutları ile düşünüldüğünde çok ciddi bir sorun teşkil etmeye başladı. Buna bir de isim bulunması gerekiyordu ve o isim de Atalık tohum olarak belirlendi. Oysa yerel çeşit de, genetik kaynak da bilimsel olarak geçerli ve kabul görmüş terimlerdir.
Tarım ve Orman Bakanlığı 19/10/2018 tarih ve 30570 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmeliğini çıkardı. Bu yönetmelikteki başvuru ve değerlendirme esaslarındaki bazı hususlara itirazlar oldu.
Bu itirazlarda dikkate alınarak 03/09/2019 tarih ve 30877 sayılı resmi gazetede yönetmelik güncellenerek tekrar yayınlandı.
Bu yönetmelikle birlikte, yerel çeşitlerin de tescil edilerek sertifika alması ve ticarete konu edilerek satışı söz konusu oldu. Tescil edilmesi istenilen yerel çeşitler için herkes başvuru yapabilecek ancak, Yerel çeşitlerin sahibi kamu olacak.
Bununla birlikte, yerel çeşitlerin bu toprakların ve üreticinin köylünün olduğu ve şirketler tarafından sahiplenilmesine itiraz edilmekte idi. Bu haklı itirazlar yanında bu özellikle yerel çeşitlerin kayıt altına alınmadığı, birileri tarafından üretimi ve devamlılığı sağlanmadığı takdirde de yok olma tehlikesi söz konusu idi. Yerel çeşitlerin kayıt altına alınmasına dair yönetmelik ile bu kaygılar bir nebze aşılmış oldu.
Bununla birlikte, normal çeşit tescili tarafında da kamuoyunda sık sık adı geçen, siyez, kavılca, kaplıca, spelt, kavuzlu gibi yerel çeşitlerden 6 tanesi bugün tescil edilmiş durumda ve isteyen herkes bu çeşitleri ticari kurallar çerçevesinde üretebilir, alıp satabilir.
Gerek siyez (Tiriticum monoccoccum 2n=14 kromozomlu) gerekse kavılca-gernik (Tiriticum dicoccoides 2n=28) yerel çeşitlerine ait ürünler market raflarında çok fahiş fiyatlara yer alırken, üreticinin ekmesi durumunda normal buğday fiyatına üreticiden alındığı ve bu ürünlerin bazılarının da adına doğru (yani gerçekten siyez veya kavılca buğdayından elde edilen ürün) olduğu konusu tartışmalıdır.
Verimleri dekara 150-250 kg olan ve yüksek platolarda yetişen bu yerel veya “atalık” buğdayların geniş alanlarda üretimi de yetişme tabiatları ve bitkisel özellikleri nedeniyle çok zordur.
Ülkemizin yıllık ortalama 10 milyon ton buğday ithal ettiği, geçen yıl bu rakamın 13,5 milyon ton civarı olduğu da düşünüldüğünde, tarımsal üretimi, rekolteyi azaltacak uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir. Ancak, serbest piyasa koşullarında çiftçinin istediği tohumu ekmesi ve üreticinin de istediği ürünü almasının önünde de hiçbir engel yoktur.
Çizelge 1. Üretim İzinli Yerel Çeşit Listesi
Çeşit Adı | Başvuru Sahibi | Üretim İzni Tarihi | Tür Adı | Latince Tür Adı |
Convoitise | Alp Tarım Ltd. Şti. | 26.08.2020 | Kavuzlu Buğday | Triticum spelta L. |
Kaynak: Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü
Çizelge 2. Tescilli Yerel Çeşit Listesi
Çeşit Adı | Başvuru Sahibi | Üretim İzni Tarihi | Tür Adı | Latince Tür Adı |
Zoria Ukrainy | Kappadokia Tarım Ltd. Şti. | 4.05.2020 | Kavuzlu Buğday | Triticum spelta L. |
Kafkas | Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü | 14.04.2021 | Kavılca Buğdayı | Triticum dicoccum L. |
Atasiyez | Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü | 14.04.2021 | Kaplıca Buğdayı | Triticum monococcum L. |
Mergüze | Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü | 14.04.2021 | Kaplıca Buğdayı | Triticum monococcum L. |
Songar | Tasaco Tarım Sanayi Ve Tic. A.Ş. | 05/04/2022 | Kaplıca Buğdayı | Triticum monococcum L. |
Mokan | Tasaco Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş. | 05/04/2022 | Kavılca Buğdayı | Triticum dicoccum L. |
Kaynak: Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü
01.09.2022
[i] Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarimsal Biyoteknoloji Bölümü