Bir köprü var bilir misin
Aramızda
Yürekten, ruhtan, etten kemikten,
Ezel deminden.
Türkistan’dır senin yurdun,
Uçar kanatlanırsın Merv’den,
Hem
Demlenip gelirsin Semerkant’tan Buhara’dan
Aleme şansın, Yesi’nin kumlarından silkelenen .
Bir köprü var bilir misin
Aramızda
Çerağ olup yanar durur gül bahçesidir
Gazı hiç tükenmeyen
Işığı hiç sönmeyen, yıldızlara eş.
Kurulmuştur kalplere, gönüllerdir otağın
Gel deyip seslenir Mevlâ’nın,
Mevlânâ’nın sesinden.
İlmek ilmek örer, dokur insanı;
Taa Özbekistan’dan,
Bin yıllık sevdanın otağından
Bir köprü var bilir misin
Aramızda
Demir atmış kalplere
Yılların, yolların ötesinde
Ünlersin safirden sesinle nazenin ruhlara
Rumeli’nden, Şam’dan,
Akdeniz’den, Balkanlar’dan, Bakü’den.
Arife ahkâmındır senin
En ince bam telinden.
Muhammedi nefestir ,
Üflersin durmadan hilkatten, hikmetten
Bin yıllık mazimin kulaklarına.
Bir köprü var bilir misin
Aramızda
Dolanırsın efsaneleşip dilden dillere.
Yakarsın tutup yakasından,
Şems’i de Tebriz’ i de.
Rüya bu, girersin Yunus’un hülyasına
Tabtuk’un tapısından.
Çıkarsın Ankara’da Hacı Bayram çarşısına
Kurulursun taa en başa,
Dervişlik sahrasına
Bir köprü var bilir misin
Aramızda,
Ayakları yere basıp, zamana gömülmemiş
Dosdoğru ol emrindir,
Hiç eğilmemiş, bükülmemiş,
Yesi’nin kuşlarıyla, Cemalle hem-demiz,
Ziyası güneşte dahi görülmemiş.
Horasan erleriyiz her anın,
Adı sanı bilinmemiş.
Bir perde var aramızda,
Hiç görünmez, gerilmemiş.
Sevdan sevdamız, yolun yolumuz olmuş.
Bir hasat var bu âlemde
Duyulmamış, derilmemiş
Bir köprü var bilir misin
Aramızda
Hem avcıyız bu yolda
Hem de şikâr.
Hem gizli saklıyız sır gibi,
Hem de apaçık aşikâr.
Hem istikbâle gülümseriz,
Hem de ânâ döner, yanarız,
O köprünün altından akarız
Biz de seninle.
Hem mey biliriz, demleniriz,
İçeriz suyundan;
Hem sel olur, sen olur akarız yolundan.
Sel oluruz, kol oluruz, yol oluruz…
Bir köprü var bilir misin
Sineden, ruhtan içeri…
Bir köprü var…
Aramızda…
Melek Dörtbudak