Kenan EROĞLU
Odgurmuş: Nedendir bilinmez bazı konularda olayı ve konuyu fazla bilmeden sebeplerini sonuçlarını anlamadan aşırı ve olmadık tepkiler gösteririz. Bunun sebebi sizce nedir?
Ögdülmüş: Bir olay meydana geldi bir gelişme yaşandı diyelim, biz o olaya olumsuz bakmayacağımız gibi karşı da olabiliriz. Ayrıca olayın oluş şeklini tasvip etmiyor da olabiliriz. Bu yaklaşımlarımız çok normal davranışlardır.
Bazen biz gelişen olayı kınarız, olmamalıydı deriz, üzülürüz, memlekete ve halkımıza vereceği zararlarından söz ederiz ve aklımızın erdiğince belki de sebeplerini araştırırız.
Makul olan bu.
Ama.
Görülüyor ki;
Fakat bu durum her zaman böyle gelişmiyor. Peki, ne oluyor?
Kendisini herhangi bir yere körü körüne mensubiyet duyan ve olaylara bir ideoloji açısından bakan bazı kimseler normal dışı ve çok büyük tepkiler gösteriyorlar. Görüş ve düşünceleri o fikir hareketine göre şekillenmiş insanlar, olayı meydana getirenlerin “satılmışlığından”, “hainliğinden”, “maşalığından”, “zamanlamadan”, “karanlık güçlerden” bahsederek en ağır kelimelerle hakaret etmekten adeta zevk alıyorlar.
Bağlı olduğu hareketin fikirlerine uymayan/katılmayan siyasi kişilere ve karşısında olduğu siyasi partilere mensup kişilere, hatta tüm karşı guruplara, ya da sorumlu kişilere en ağır hakaretleri yaparak kendilerince bir nevi rahatlama sağlıyorlar. Kendi başarısızlıklarını bu şekilde örtmeye çalışıyor, hakaretin dozunu artırarak konuşmak-yazmak itham etmek o kişilerde bir tür tatmin sağlıyor.
Bir fikir hareketine katılmış olmakla birlikte makul olmayı sağlayamayan ve eleştiri hastalığına yakalanan bu gibi insanlar çoğu kez hem problemlerden dolayı aşırı eleştirirler hem de problemlerin çözülmesinden de rahatsız olurlar.
Odgurmuş:Problemlerin çözülmesini neden istemezler ki.
Ögdülmüş:Evet kardeşim maalesef durum böyle. Bu insanlar problemden beslenirler. Problemler eğer çözülürse konuşacak ve eleştirecek karşıda kimse ve konu kalmayacağı için, problemler “çözülmesin” ve “uzasın” hatta “yeni problemler çıksın” isterler, çünkü problemden beslendikleri için. Problemli hayat onlar için belki de en iyi hayattır.
Bu düşünce yapısında olan insan için sürekli ve “çözülmeyen vr uzayıp giden problemler” gereklidir. Problem bittiği zaman konuşacak, eleştirilecek konu da biteceği için mevcut problemli durumun devam etmesini ve karşı tarafın ne pahasına olursa olsun hata yapmasını, tökezlemesini, daha çok yanlış yapmasını ister ve beklerler. Bu gibiler tarafından problemin olmadığı bir sosyal ve siyaset alanı elbette istenmez beklenmez..
Odgurmuş:Bu nasıl bir düşüncedir böyle.
Ögdülmüş:Bu duyguların altında aslında, “olaylar ve problemler daha fazla olsa“ gibi içten içe olaydan ve problemde mutluluk duyma tepkisi vardır. Karşıdakinin hatasından çok mutlu olurlar. İyilik ve güzelliklerin yayılması yerine, hataların ve yanlışların yayılmasını isterler ve buna çaba sarf ederler.
Herhangi bir olay/problem olmazsa bu insanlar tepki duygularını, içinde birikmiş ve bastırılmış hislerini tatmin edemez, rahatlayamazlar.
Bu yüzden bazı insanlar olayların devamından, olay çıkmasından çok mutlu olur ve karşısında olduğu gurubun hata yapmasını bekler bundan hoşlanır, haz duyarlar. Bu durumda kendileri gelecek üzerine fikir üretemeyecekleri için kısır bir döngü içine girerler.
Aslında her hangi bir fikir üretmenin veya tefekkür etmenin zorluğu nedeniyle de, karşı tarafı kolayca eleştirme yolunu tercih ediyor olabilirler.
Fikir üretmek veya herhangi bir konu üzerinde düşünmek, bir konuyu enine boyuna araştırmak ve öğrenmek günümüz insanı için yapılması çok zor şeylerdir.
İnsanlar herhangi bir konuda bilgi sahibi iseler, o konuyu açıklamaya çalışırlar. Eğer insanlar herhangi bir konuda (bu kendi meslekleri de olabilir) yeteri kadarbilgi sahibi değillerse o zaman eleştirme ve itham etme yolunu seçmektedirler.
*************
Sözün Özü:
Tepinmeyi tepki vermek zannedenler, tebliğ etmeyi, tel’in etmeyi, telkin etmeyi, tahkir etmeyi, tahrik etmeyi ve tahrip etmeyi birbirine karıştırırlar.