Erhan KARAOĞLAN

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar,Stefan Zweig, (Çev.Deniz Banoğlu),Yordam Kitap,2012,319 sayfa,2.Baskı,ISBN:978-605-5541-86-6

Giriş
    
Eserimizin tanıtımına başlamadan önce bir iki paragraflık yazı içerisinde Stefan Zweig ve eserlerinin etkisi üzerine bahsetmek istiyorum.
Diyebilirim ki okumalarım konusunda beni temelden sarsacak tüm kuvvete sahip bir yazardır… Onun malûmunuzca meşhûr olan ‘’Satranç’’ isimli psikolojik romanı ile tanışmış ve akabinde âdeta Zweig’ın hayranı hâline gelmiştim.Ardından bende merak uyandıran bu insanın tüm eserlerini şiddetli bir okuma arzusuna kapıldım. Ve her mısrada ve her sayfada ve her kitapta, o akıcı üslûbun ahengine kapılarak, rûhumun diyar diyar gezindiği hissini yaşadım. 

Sonra ‘’Meçhûl Bir Kadının Mektûbu,Meçhûl Bir Kadının Hayatından 24 Saati,Korku,Gömülü Şamdan,Amok Koşucusu,Mürebbiye ve daha nice eserleri derken… Artık Zweig, zihnim içre kurduğum o kitaptan mecliste, o mukaddes mekânda yerini almıştı..

Peki onu bu kadar meşhûr kılan ve yalnız edebî lezzete sahip olan psikolojik romanları mıydı? Elbette ki hayır… Zweig dünyanın en büyük biyografi yazarıdır.. Bu alandaki mahareti de zirvede olmakla beraber birçok biyografik eseri mevcûttur. Ve işte yazımızın temel mûhtevasını oluşturan ve tanıtımını yapacağımız bu eser, bu türden olmakla beraber mahiyeti bakımından zenginliği ile de dikkatleri çekmektedir. 

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar

14 bölümden oluşan ve 14 büyük şahsiyetin hayatlarından bizleri hâberdar eden eserimizin özellikle de biyografi eserleri sevenler ve yahut da dünya tarihi içerisinde büyük roller oynamış şahsiyetlere merak duyanlar açısından yoğun ilgiyle okunacağından eminiz. 

Eserimizin sayfalarını bir bir karıştırmaya başladığınız takdirde ilk olarak okyanusun nemli havasının yüzünüze çarptığını hissedeceksiniz. Bu sayfalar boyunca kendinizi yarım kalmış bir macera içerisinde bulacaksınız. Tabi okyanus içerisindeki macera büyük bir şahsiyetin izinde sizlerle ikinci bölümde de devam edecek.. Tâ ki.. üçüncü bölüme geldiğiniz vakte kadar.. Belki de eserimizi bizim açımızdan bu kadar mühim kılan bölüm burasıdır. Mutlaka milli tarihimiz açısından da okunması lâzım olan bir yerdir ayrıca. Bu bölümün sayfalarını çevirdikçe bir batılının gözüyle Türklüğün Fatihi’ni tanıyacaksınız.. Yıllarca batılı tarihçilerin siyasi gâyeler uğruna Türklüğü zedelemesini seyre daldığımız vakitlerde Zweig’ın nasıl bir üslûb ile Büyük Türk Han’ından bahsettiği yorumunu siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz. 

Diğer bölümlere doğru sayfalarımızı çevirdiğimizde kulaklarınızda batıdan,Germen ovalarından esen bir mûsikinin hoş bir sâdâsını duyacaksınız. Bu mûsiki eşliğinde kâh azimle çalışan bir şahsiyetin büyük başarısını kâh çektiği zorluklardan yılmayan bir insanın destânını okuyacaksınız. Tabi yalnız Germen ovalarından değil Frenk diyarlarından çınlayan Özgürlük Marşı’nın ve onu besteleyen şahsiyetin maceraları ile de hemhâl olarak .

Ve bazen sayfalar arasında feryat eden bir mısranın o duygu yüklü heyecanına kapılarak büyük Alman edebiyatının o abidevî şahsiyetini yakından tanıyacaksınız. Batıdan Doğu’ya doğru bizleri sürükleyen eserimizde soğuk Rus steplerinin kanı sıcacık eden edebiyatıyla ve karmaşık bir duygu yapısına sahip, kuşku canavarının pençesinde kıvranan Tolstoy’un sayfalar arasındaki yakarışına kulak kesilecek, Dostoyevski ile hasbihâl edeceksiniz.

Eserimiz içerisinde yalnızca edebî ve sanatsal şahsiyetlerden değil, dünyanın seyrini değiştirme imkânına vâkıf olmuş şahsiyetlerin de anlatıldığını görmekteyiz. Hele ki Napolyon’un dünya hakimiyeti gibi bir fırsatın nasıl ellerinin arasından sıyrılarak buharlaştığına şâhitlik edeceksiniz. Yer yer Roma tarihi ve yakın dönem Sovyetler tarihindeki o önemli şahsiyetleri de tanırken, Amerikan’ın efsanevî başkanının yaşam öyküsüyle de sayfalar arasında karşılaşacaksınız… 

Genel olarak bu bilgilerin ardından bir kitapta okuduğum şu cümleyi sizlerle de paylaşmak isterim.. ‘’İnsanın vatanın sınırları okuduğu kitaplar kadardır…’’Ve işte bu eseri okuduktan sonra bu sözün mûhtevasını daha iyi anlamakla kalmayıp, yaşadığınız coğrafyanın muhayyilenizde nasıl da genişlediğine tanıklık edeceksiniz…