Yok Edilen Bir Cumhuriyet Değeri; Sümerbank

Türkiye Cumhuriyeti ile Sovyet Rusya arasında 21 Ocak 1934’te “Sekiz Milyon Amerikan Dolarlık Kredinin Tahakkukuna Dair Protokol” imzalandı. Bu protokol 17 Mayıs 1934’te 2434 sayılı kanun olarak TBMM’de kabul edildi. İmzalanan bu protokolle hem Sovyetlerden 20 yılda geri ödenmek üzere 8 milyon altın Amerikan dolarlık, -yaklaşık 16 milyon liralık, 200 milyon Franklık- faizsiz kredi sağlandı, hem de kurulacak fabrikaların planlarının hazırlanması, makinelerinin yapılıp monte edilmesi, fabrikalar açıldıktan sonra işletilmesi için gerekli elemanların yetiştirilmesi konusunda yardım alındı. Türk-Sovyet kredi antlaşmasına göre kredi geri ödemeleri 6 aylık vadeler halinde ve Türk mallarının ihracıyla yapılacaktı. O dönemde Türkiye, Rusya’ya narenciye başta olmak üzere yaş meyve ve sebze ihraç ediyordu. Kayseri ve Nazilli dokuma fabrikalarının bu Sovyet kredisiyle kurulduğu düşünülürse, bu fabrikaların bir anlamda “narenciye karşılığında yapıldığı” söylenebilir.

*****

Sinan MEYDAN

Sümerbank fabrikaları sadece Anadolu’ya yayılmış sanayi kuruluşları değil, aynı zamanda Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi toplumsal aydınlanma kurumlarıydı. Ancak diğerleri gibi Sümerbank da yok edildi.

88 yıl önce bu günlerde, 11 Temmuz 1933’de Sümerbank kuruldu. Sümerbank, yaklaşık 70 yıl boyunca Türkiye’de ekonomik ve sosyal kalkınmanın lokomotiflerinden biri oldu.

OSMANLI MİRASI

Sanayi Devrimini ıskalayan Osmanlı’dan Cumhuriyete fabrika denilebilecek 4 işletme miras kalmıştı. Bunlar, Hereke İpek Dokuma, Feshane Yün İplik, Bakırköy Bez ve Beykoz Deri fabrikalarıydı. Şevket Süreyya Aydemir şöyle diyor: “Türkiye’de o sırada fabrika denebilecek ve çoğu da yıpranmışlıktan veya sahipsizlikten faaliyetini durdurmuş ancak 10-15 müessese vardı… Daha doğrusu Cumhuriyet kurulduğu zaman adına Batı manasıyla fabrika denebilecek müesseseler yoktu.”

1923’te Türkiye’de yerli fabrika ürünlerinin yurtiçi tüketimi karşılama oranları pamuklu kumaşlarda % 10, yünlü kumaşlarda % 40, ipekli kumaşlarda % 5, sabunda % 20, buğday ununda % 60 idi. Osmanlı’dan Cumhuriyete geçilirken Türkiye neredeyse her şeyi dışarıdan satın alıyordu. Yokluğu en çok hissedilen üç beyaz; un, şeker, bez yanında, kiremit, porselen, cam, çatal, bıçak gibi tüm ürünler ithal ediliyordu.

Genç Türkiye Cumhuriyeti, 1930’ların başında, Atatürk’ün de isteğiyle, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’na karşı akılcı bir çözüm geliştirdi. Devletçi (özel teşebbüsü de dışlamayan ılımlı devletçi) bir modelle yatırımlara başlandı.

Başbakan İsmet (İnönü) başkanlığındaki bir Türk heyeti, 25 Nisan-10 Mayıs 1932 tarihlerinde Rusya’yı ziyaret ederek Sovyet fabrikalarını inceledi. Daha sonra, Sovyet Rusya Proje Tröstü Müdürü İktisatçı Prof. Orloff başkanlığında bir Sovyet uzamanlar heyeti 12 Ağustos 1932’de Türkiye’ye geldi. Kısa süre içinde çalışmalarını tamamlayan Sovyet heyet, çeşitli üretim dalları konusunda hükümete “Türkiye’de Pamuk, Keten, Kendir, Kimya, Demir Sanayi” başlığını taşıyan bir rapor sundu. Hükümet, hem bu rapordan, hem de başka raporlardan yararlanarak 1933’te “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”nı hazırladı.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 1933’te hazırladığı “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”, Sovyetler Birliği’nin 1928’de uyguladığı “Merkezi Plan”ndan sonra dünyadaki ikinci plandı.

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nı uygulamak için 1934’te Sovyetler Birliği ile “Türkstory” adlı bir ortak ajans oluşturuldu.

Türkiye Cumhuriyeti ile Sovyet Rusya arasında 21 Ocak 1934’te “Sekiz Milyon Amerikan Dolarlık Kredinin Tahakkukuna Dair Protokol” imzalandı. Bu protokol 17 Mayıs 1934’te 2434 sayılı kanun olarak TBMM’de kabul edildi. İmzalanan bu protokolle hem Sovyetlerden 20 yılda geri ödenmek üzere 8 milyon altın Amerikan dolarlık, -yaklaşık 16 milyon liralık, 200 milyon Franklık- faizsiz kredi sağlandı, hem de kurulacak fabrikaların planlarının hazırlanması, makinelerinin yapılıp monte edilmesi, fabrikalar açıldıktan sonra işletilmesi için gerekli elemanların yetiştirilmesi konusunda yardım alındı. Türk-Sovyet kredi antlaşmasına göre kredi geri ödemeleri 6 aylık vadeler halinde ve Türk mallarının ihracıyla yapılacaktı. O dönemde Türkiye, Rusya’ya narenciye başta olmak üzere yaş meyve ve sebze ihraç ediyordu. Kayseri ve Nazilli dokuma fabrikalarının bu Sovyet kredisiyle kurulduğu düşünülürse, bu fabrikaların bir anlamda “narenciye karşılığında yapıldığı” söylenebilir.

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’na göre kurulacak fabrikalar 5 temel sanayi dalında toplanıyordu: 1.DOKUMA (Pamuk, Kendir, Yün), 2. MADEN (Demir-Çelik, Kömür, Bakır, Kükürt), 3. KÂĞIT (Selüloz, Kâğıt, Karton), 4. SERAMİK (Şişe Cam, Porselen), 5. KİMYA (Suni İpek, Süper Fosfat, Fosforik Asit, Klor, Kireç Kaymağı, Posata, Kibrit).

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’na göre toplam yatırımların yüzde 95’ini Sümerbank’ın, yüzde 5’ini ise İş Bankası’nın yapması planlanmıştı. 44 milyonluk yatırımın, 41.5 milyonunu Sümerbank, 2.400.000 liralık bölümünü ise İş Bankası karşılayacaktı. Yatırımların dörtte biri Sovyetlerden getirilecek makine, tesis ve krediyle gerçekleştirilecekti. Planda 44 milyon TL’yi bulan toplam yatırım tutarı, uygulamada 90 milyon TL’yi buldu. İlavelerle 100 milyon TL’yi bulan toplam yatırımların % 36 gibi büyük bir bölümü dokuma sanayisine, % 23’ü ise demir sanayisine ayrıldı.

İşte bu Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nı uygulamak için 3 Haziran 1933 tarihli ve 2262 sayılı “Sümerbank Kanunu” ile 11 Temmuz 1933’te bir bankanın ötesinde bir kalkınma modeli olarak Sümerbank kuruldu. O yıllarda Türk Tarih Tezi üzerinde çalışmaya başlayan Atatürk, Sümer-Türk bağlantısından dolayı bankaya “Sümerbank” adını verdi.

Sümerbank, “bir anonim şirket” biçiminde yapılandırıldı. Devlet Sanayi Ofisi’nin işlettiği Osmanlı’dan kalan 4 fabrika Sümerbank’a devredildi. Sümerbank bir taraftan başka bankalarla birlikte ortak iştiraklerde bulunurken, diğer taraftan kendisi doğrudan yatırımlar yaptı. Sümerbank, kuruluşundan sadece iki yıl sonra, 1935’te, ulusal bankalar içinde % 54.43’lük iştirak payı ile ilk sıraya yükseldi. Sümerbank’ı, İş Bankası ve Ziraat Bankası takip etti.

Sümerbank’ın, Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı kapsamında, 1934-1939 yılları arasında kurduğu fabrikalar şunlardı:

1- Kayseri Bez Fabrikası (1935).

2- İzmit Kâğıt Fabrikası (1936).

3- Ereğli Bez Fabrikası (1937).

4- Nazilli Bez Fabrikası (1937).

5- Gemlik Suni İpek Fabrikası (1938).

6- Bursa Merinos Fabrikası (1938).

7- Karabük Demir Çelik Fabrikası (1939).

Ayrıca Sümerbank, 1934’te Bakırköy Dokuma Fabrikası’nı genişletti. Sümerbank, 1934-1939 arasında doğrudan 7 iştirakte bulunurken, İş Bankası ortaklığıyla da Malatya Bez Fabrikası, Isparta Gülyağı Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Madeni, Zonguldak Sömikok Fabrikası’nı açtı ve süngercilik yatırımları gerçekleştirdi. Sümerbank, “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”ndan kalan bazı fabrikaları da II. Dünya Savaşı’nın zor koşullarına rağmen 1940’larda bitirdi.

Mart 1952 itibarıyla Sümerbank’ın mevcut müesseseleri ve bunlara bağlı fabrikaları şunlardı:

1- Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi (Karabük),

■ Kuvvet Santrali

■ Kok Fabrikası

■ Naftalin Fabrikası

■ Haki Boya Fabrikası

■ Sülfürik Asit Fabrikası

■ Sülfür fosfat Fabrikası

■ Yüksek Fırınlar

■ Çelikhane

■ Boru Fabrikası

■ Haddehane

2- Sümerbank Selüloz Sanayi Müessesesi (İzmit)

■ İzmit Birinci Kâğıt Fabrikası

■ Kaolin Fabrikası

■ İzmit İkinci Kâğıt Fabrikası

■ Selüloz Fabrikası

■ Klor Fabrikası

■ Sutkosit Fabrikası

■ Sapanca-İzmit Su Yolu Tesisatı

3- Sümerbank Çimento Sanayi Müessesesi (Sivas)

■ Sivas Çimento Fabrikası

■ Ankara Çimento Fabrikası

4- Sümerbank Deri ve Kundura Sanayi Müessesesi (Beykoz)

■ Deri Fabrikası

■ Kundura Fabrikası

■ Tutkal Fabrikası

5- Sümerbank Ateş Tuğla Sanayi Müessesesi (Filyos)

■ Filyos Ateş Tuğla Sanayi Müessesi

6- Sümerbank Defterdar, Bünyan ve Isparta Yünlü Sanayi Müessesesi (Defterdar)

■ Defterdar (Feshane) Fabrikası

■ Bünyan Fabrikası-Kayseri

■ Isparta Yün İpliği Fabrikası

7- Sümerbank Bursa Merinos ve Hereke Yünlü ve Halı Dokuma Sanayi Müessesesi (Bursa)

■ Bursa Merinos Fabrikası

■ Hereke Fabrikası-İzmit

8- Sümerbank Bakırköy Pamuklu Sanayi Müessesesi (Bakırköy)

■ Bakırköy Bez Fabrikası (Basmahane)

9- Sümerbank Kayseri ve Adana Pamuklu Sanayi Müessesesi (Kayseri)

■ Kayseri Bez Fabrikası

■ Adana Bez Fabrikası

10- Sümerbank Malatya Pamuklu Sanayi Müessesesi (Malatya)

■ Malatya Bez Fabrikası

11- Sümerbank Ereğli Pamuklu Sanayi Müessesesi (Ereğli/Konya)

■ Ereğli Bez Fabrikası

12- Sümerbank Nazilli Basma Sanayi Müessesesi (Nazilli)

■ Nazilli Basma Fabrikası-Nazilli

■ Halkapınar Dokuma Fabrikası-İzmir

13- Sümerbank Sungipek ve Viskoz Mamulleri Sanayi Müessesesi (Gemlik)

■ Gemlik Sungipek Fabrikası

14- Sümerbank Adana Pamuk Satınalma ve Çırçır Fabrikaları Müessesesi (Adana)

15- Sümerbank Taşköprü Kendir Sanayi Müessesesi (Taşköprü/Kastamonu)

16- Sümerbank Kütahya Seramik Fabrikası (Kütahya)

17- Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi (İstanbul)

1933’te, kendisine devredilen 4 fabrika ile işe başlayan Sümerbank, 1950’de toplam 17 müesseseye ve bu müesseslere bağlı 35 fabrikaya sahipti.

1933’te 20 milyon lira sermaye ile kurulan Sümerbank, sermayesini 1950’de 200 milyona, 1972’de ise 2 milyara çıkardı. 1933’te sadece 5 milyon liralık üretim kapasitesine sahip olan Sümerbank, 1950’de 208 milyon, 1972’de ise 2 milyar 451 milyon liralık bir üretim kapasitesine ulaştı.

1934’ten itibaren her geçen yıl Sümerbank’ın pamuk ipliği, pamuklu dokuma, yün ipliği, yünlü dokuma, ayakkabı, demir çelik, selüloz, kâğıt, odun hamuru, kaolin, çimento üretiminde büyük artışlar görüldü. İç tüketim büyük oranda Sümerbank üretimiyle karşılanmaya başlandı.

1933’te 5 milyon TL mal satabilen Sümerbank, 1960’ta 840 milyon TL, 1972’de 2 milyar 984 milyon TL mal satıyordu.

1963’te 11 milyon TL ihracat yapan Sümerbank, 1972’de 263 milyon TL ihracat yapıyordu.

1933’te toplam 5000 memur ve işçi istihdam eden Sümerbank, 1960’ta 34.200, 1980’de 46.898 işçi ve memur istihdam ediyordu.

1933-1950 arasında sadece 3 banka şubesi açan Sümerbank’ın banka şubelerinin sayısı 1972’de 22’ye yükseldi.

1933’te 1 satış mağazasıyla işe başlayan Sümerbank satış mağazalarının sayısı 1940’ta 39’a, 1972’de 228’e, 1989’da 466’ya yükseldi.

Sümerbank fabrikalarının özgünlüğü, bu fabrikaların insan merkezli ve sosyal fabrikalar olmasından kaynaklanır. Batı’daki insan emeğini sömüren üretim merkezli kapitalist fabrika anlayışının aksine Sümerbank fabrikaları insan odaklıdır.

Şöyle ki:

Her Sümerbank fabrikası aynı zamanda bir okuldu. Yıllarca Sümerbank bursuyla yurt dışına öğrenci gönderildi. Fabrikalarda okuma yazma, meslek kursları, “Sümer ilkokulu” adlı fabrika ilkokulları ve fabrika kreşleri açıldı. Her fabrikada fabrika kütüphanesi vardı. Her fabrikada hastane veya revir bulunuyordu. Tedavi ve ilaçlar ücretsizdi. Fabrikalarda işçilere ücretler dışında evlenme, çocuk, hastalık vb. başlıklar altında ek ödemeler yapılır, yemek ve giyecek verilirdi. Dokuma fabrikaları yılda bir kez işçilere ücretsiz basma dağıtırdı. İşçilerin dinlenmesi için her yıl Kuşadası gibi yerlerde fabrika kampları düzenlenirdi. Fabrikalarda işçiler için kooperatifler, biriktirme ve yardım sandıkları vardı. Her fabrikanın fabrika işçi memur konutları, bir misafirhanesi ve bir hamamı vardı. Bazı büyük fabrika yerleşkelerine “Sümer Mahallesi” adı verilmişti. Her fabrikanın 500-700 kişilik çok amaçlı sinema salonları vardı. Buralarda işçilere ve halka sinema, tiyatro, konser gösterimleri yapılırdı. Fabrikalarda kadınlı erkekli fabrika baloları düzenlenirdi. Bazı fabrikaların orkestraları, temsil ve müzik grupları vardı. Fabrikalarda öğle yemekleri klasik müzik eşliğinde yenilirdi. Bazı fabrikalarda fabrika radyosu vardı. Fabrikalar kendi özel fırınlarına sahipti. Fabrika desinatörleri ve ressamları fabrikada resim sergileri açardı. Fabrikaların kendi atölyeleri, mekanik odaları, fizik, kimya laboratuvurları vardı. Her fabrikanın spor altyapısı ve spor tesisleri vardı. Fabrikalarda işçilere tenisten yüzmeye, basketboldan voleybola çok farklı branşlarda spor olanağı sağlanmıştı. Fabrikaların “Sümerspor” adlı fabrika takımları vardı. Nazilli Basma Fabrikası’nın bir Halkevi bile vardı. Bu fabrika kendi elektrik santralinden, Nazilli’ye elektrik de verirdi. Fabrikalar bulundukları kentlerin alt ve üst yapılarını düzenlemişler, kentleri modernleştirmişlerdi.

Sümerbank fabrikaları sadece Anadolu’ya yayılmış sanayi kuruluşları değil, aynı zamanda toplumsal aydınlanma kurumlarıydı. Ancak diğerleri gibi Sümerbank da yok edildi.

2000’lerin başında AKP’li Kemal Unakıtan şöyle demişti: “Sümerbank tarihten siliniyor… Elinde bir şey kalmadığı için ismini de kaldırıyoruz.”

Tarih, Sümerbank’ı kuranları da, onu tarihten silenleri de unutmayacak!

Kaynakça

A. Afet İNAN, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Sanayi Planı, 1933, Ankara, 1972.

Cumhuriyetin 50. Yılında Sümerbank, Ankara, 1973.

Sinan Meydan, Atatürk’ün Akıllı Projeleri, C.3, İstanbul, 2018.

Sümerbank, X. Yıl, İstanbul, 1943.

Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, C.3, İstanbul, 2007.

Zafer Toprak, Sümerbank, İstanbul, 1988.

————————————

Kaynak:

Sinan MEYDAN, Sözcü, 12.07.2021

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen