Bu vücûdum şehrine bir dem giresüm gelür
İçindeki sultânun yüzin göresüm gelür
İşidürem sözini göremezem yüzini
Yüzini görmeklige cânum viresüm gelür
Ma’şûka halvetinün yidi kapusı vardur
Ol kapudan içerü seyrân kılasum gelür
Her kapuda bir kişi yüz bin çerisi vardur
Işk kılıcın kuşanup cümle kırasum gelür
Erenlerün sohbeti arturur ma’rifeti
Bî-derdleri sohbetden her dem süresüm gelür
Leylî-i Mecnûn benem şeydâ-yı Rahmân benem
Leylî yüzin görmege Mecnûn olasum gelür
Dost oldı bize mihmân bunca yıl bunca zamân
Gerçek İsmâîl gibi kurbân olasum gelür
Erenlerün nazarı topragı gevher eyler
Erenler kademinde toprak olasum gelür
Yârimden elçi gelür cânumdan ulak diler
Merkebden inübeni yayan varasum gelür
Miskîn Yûnus’un nefsi dört tabî’at içinde
Işkıla cân sırrına pinhân varasum gelür
*****
Sabâhın sinlere vardum gördüm cümle ölmiş yatur
Her biri bî-çâre olup ‘ömrin yavı kılmış yatur
Vardum bunlarun katına bakdum ecel heybetine
Niçe yigit murâdına irememiş ölmiş yatur
Yimiş kurd kuş bunı keler niçelerün bagrın deler
Şol ufacık nâ-resteler gül gibice solmış yatur
Topraga düşmiş tenleri Hakk’a ulaşmış cânları
Görmez misin sen bunları nevbet bize gelmiş yatur
Esilmiş incü dişleri dökilmiş saru saçları
Bitmiş kamu teşvişleri Hak varlıgın almış yatur
Gitmiş gözünün karası hîç işi yokdur turası
Kefen bizinün pâresi sünüge sarılmış yatur
Yûnus ‘âkilisen bunda mülke sûret bezemegil
Mülke sûret bezeyenler kara toprak olmış yatur
*****
İlim ‘ilim bilmekdür ‘ilim kendin bilmekdür
Sen kendüni bilmezsin yâ niçe okumakdur
Okumakdan ma’nî ne kişi Hakk’ı bilmekdür
Çün okudun bilmezsin hâ bir kurı emekdür
Okıdum bildüm dime çok tâ‘at kıldum dime
Eri Hak bilmezisen ‘abes yire yilmekdür
ÛÛDört kitâbun ma’nîsi bellüdür bir elifde
Sen elif dirsün hoca ma‘nîsi ne dimekdür
Yûnus Emre dir hoca gerekse var bin hacca
Hepisinden eyüce bir gönüle girmekdür