Molla Kasım, bazı sathi hükümler hilafına, Yunus’u yırtıp parçalayan, çiğ, hoyrat bir adam timsali, açıkçası ham ervah numunesi değildir. Molla Kasım, Yunus’un mirasını şer’i şerif üzre ve hakkaniyetle, varisler arasında taksim eden bir adalet timsalidir ve bilerek veya bilmeyerek, gaybın emriyle hareket etmektedir. “kasım” kelimesi de “taksim eden” demek olduğuna göre, bu vazifeye son derece uygun düşmektedir. Bir nevi kassamlık yapmaktadır. Bu zaten Molla Ali, Molla Mehmet olmayıp da Molla Kasım olması, bu manadadır. Onun adaleti sayesinde melekler de insanlar da, balıklar da payını almıştır.
Arif Nihat Asya
31.
Aşk geldi her vakte uğrayıp aydınlığını bıraktı
Ve her yere gizemli görkemini nakışladı seninle
Sonra dayandı hayatın bütün nazlarına aşk
Nurlandı puslu koyaklarda geçitler yollar
Unutulmuş gurbetlerin ağusuyla avundu
Gidip de gelmeyenlerin ardından gözyaşı döktü aşk
Bilinmeyen evreni tanımladı bilinen âlemde aşk
İki cihan seyrinde o gizli hazinenin keşfedilmesiydi aşk
Anahtarı ay ışığından ödünç alınmıştı pirlerin hürmetine
Kilitli dilekleri açtı büyüsü bozuldu nefretin çünkü aşk geldi
32.
Kaçkın bir bulut sığındı hüznümün merhametine
Sesim yankısı ile birlikte kayboldu içimde
Çekirdeğimdeki ağacın kökünde yeşerdi gürbüz bir dal
Ve yaprağı soludukça gecenin karanlığını
Aydınlandı gözlerimde yeşil bir sevinç
Göğümü karartan fırtınanın adını unuttum
Ve her sabah aynı nurla yıkadım yüzümü
Suyun kalbinden taştı aşkın yeni terennümü
Aşka tebdil ederken ateşte sınanmış benliğimizi
Utlandım isteyemedim fazlasını herkese yetsin diye
33.
Anasır-ı Erbaa ise hayatın esası yüzüme bak usulca
Sana geçmiş zamanlardan müzmin ağlayışlar getirdim
Tanyeri ışımadan haber sal Molla Kasım’a erken uyansın
Bir tutam ateş alsın avucuna ve yargılasın sevginin mayasını
Oysa biz aydınlığın içinden geliriz çoğaltarak ışığı bunu bil
Şimdi ant olsun üstüne bağdaş kurup oturduğumuz toprağa
Ki toprak gülünce rayihalar saçılır kederlerin göğsünden
İnsan topraktan öğrenmiştir sabrı yeşerdikçe çağrıların
Bellemem zor olmadı gönül gözüm bakınca Elest Bezmi’ne
Yıldızlar tanığımdır ahdimdeki vefaya gel beri gel ey Molla